Ayşe topu tut, ali topu at gibi ilkokulda halen gözümün önüne gelen ince uzun bazı fişlerimiz vardı. Çocukları anneler zorla sokaktan eve sokar, yeter artık yoruldun, terledin derdi. Şimdi ise ellerinden tabletleri alıp zorla sokağa göndermeye çalışıyorlar ama çocuklar çıkmamak için direniyor.
Neden hareketi sevmiyoruz? Bu pek çok cevabı bulunan bir soru. Ancak ailelerin çocuklarını spora özendirmesi gerekir, ilk verilecek cevaptır. Toplumun bu konuda bilinçli hale getirilmesi için hekimden tutun da belediyelere, bakanlıklara, basın yayın kuruluşlarına kadar her yetkili olabilecek birimin aktif olması bu işin çözümüne katkı sağlayacaktır.
Muayenehanemin yan tarafında bir inşaat var. Temelinden itibaren hemen her işçinin ara sıra türkü söylediklerine, bol bol kahkaha attıklarına şahidim. Oysa belirli bir miktar para kazanan bu insanlar günümüzde sayısız miktarda bulunan bazı tüketim malzemelerini doğal olarak alamayacaklar. Örneğin kızına bir tablet, bir cep telefonu almakta zorlanacak. Oğlunu istediği gibi okutamayacak. Yeni çıkan çamaşır makinesini eşine alamayacak, kirada oturmaya devam edecek. Ama yine duyuyorum türkülerini. İşin temelinde yatan en önemli faktör şudur: Sportif faaliyetler kaslarımızdan salgılanan bazı maddeler ile beyinde mutluluk hormonlarını artırıyorlar. Bu konuda pek çok tıbbi makale dopamin ve serotonin denilen ve insanı depresyondan, stresten koruyan maddelerin egzersiz ile beyinde arttığını belirtmektedir.
Egzersiz bazı bağımlılık yapan maddelerin beyinde yaptığı hazzı da insanlara yaşatabiliyor. Bunlardan en bilineni amfetamin adı verilen ve uyarıcı niteliği olan maddedir ve bu maddenin kullanımına bağlı olarak gelişen bağımlılık egzersiz ile giderilebilmektedir. Bu nedenle yemek yeme bağımlılığında da hareket edilmesi bu iştahın azaltılması açısından son derece yararlıdır.
Kış aylarına girdik. Bursamızda bir gün sıfır dereceye kadar inen hava sıcaklığı gün içerisinde 18 derecelere kadar çıkabiliyor. Bu fark ciddi anlamda gripal enfeksiyonlara zemin hazırlıyor. Oysa sizlere çok ilginç birkaç bilgi aktarayım.
Uzun dönem egzersiz alışkanlığı olanlarda;
1-Üst solunum enfeksiyonları sıklığı ciddi oranda azalıyor. Çünkü egzersiz vücudumuzda mikroplar ile savaşan asker sayımızı (nötrofil, T lenfositleri, natürel killer adı verilen hücreler gibi) ve bunların silahlarını (antikorlar) artırıyor.
2- Egzersiz, stres sonucu gelişen vücut bağışıklığı azalmasını engelliyor. Günümüzde stres ile mücadele etmek için ne yollara başvurduğumuzu lütfen bir düşünün
3- Egzersiz yaşlılıkta görülen bağışıklık azalmasını, hastalıklara kolayca yakalanma olasılığını ortadan kaldırıyor ve de en önemlisi egzersiz kansere yakalanma olasılığını azaltıyor.
Bu yazdıklarım son derece saygın, dünyanın önde gelen bilim insanları tarafından yapılan çalışmaların birer sonucudur. Etrafınızdaki sportif insanları ve yaşam kalitelerini zaten gözlemleyerek siz de içinizden yorumunuzu yapmışsınızdır. Yukarıdaki satırlarda anlattığım etkileri tek başına sağlayan bir ilaç henüz bulunamamıştır. Buna rağmen sporun yararlarını bilerek bunu gerçekleştirmiyorsak o zaman yine rahmetli Neşet Ertaş’tan çalalım: Kendim ettim, kendim buldum.