Kıymetli okurlarım. Son günlerde hem ekranlarda hem de sosyal medyada kahvaltı yapmanın olumsuzluğuna veya yapmak ile yapmamak arasında bir fark olmadığına dair haberler çıkmaya başladı. Bu konuda hem kendi tecrübelerim hem de bilimsel veriler ışığında sizlere bilgiler aktarmak istiyorum.
Öncelikle daha önce katıldığım TV programlarında ve bu sayfalarda sizlere aktardığım bir güzel çalışmayı tekrar hatırlatarak konuya giriş yapayım. Kahvaltı yapmadan okula giden çocuklar üzerinde yapılan bir araştırma bu çocukların derslere ilgisinin az olduğunu ve bu çocukların devamsızlık oranlarının daha fazla olduğunu göstermektedir.
Dünyaca ünlü beslenme uzmanlarından olan (Kanser beslenmesi, sinir sistemi beslenmesi, sindirim sistemi beslenmesi, sağlıklı yaşlanma gibi konularda uzman) Lindsey DeSoto’nun bir derleme yazısı kahvaltı konusunda bazı çalışmalardan bahsediyor. Uzman özellikle uzun bir aradan yani uykudan sonra vücudun bazı besinleri alması gerektiğini söylüyor. Sağlıklı bir kahvaltı gün içindeki kan şekeri dalgalanmalarını azaltır. Bu çok önemlidir. Şekerin ani düşüp yükselmelerinin psikolojik yapımızı nasıl etkilediği herkes tarafından bilinmektedir. Alınması gereken folat, demir, kalsiyum, A, B1,B2,B3, C ve D vitaminleri de kahvaltı ile alınır ve sağlıklı bir şekilde güne başlanır.
Uykudan uyanıldığında ve güne başlarken klâsik tıbbi bilgimize göre beynimizin ve kaslarımızın enerjiye ihtiyacı vardır. Kimi bilim insanları kahvaltı yapmadığımızda sabahları yüksek olan kortizol hormonumuzun kan şeker seviyesini ayarladığını ve bu nedenle kahvaltının atlanabileceğini belirtmekteler. Ancak kortizol bir stres hormonudur ve onun doğal seyrinde salgılanması gerekmektedir. Uzun sürelerde dengesiz salgılanan kortizol hormonu vücudumuzun işleyişini olumsuz etkileyebilir.
Şeker hastaları üzerinde yapılan bir çalışma kahvaltıyı atlamanın sirkadiyen ritmimizi (uyku ve diğer saatlerdeki vücut fonksiyonlarını kontrol eden 24 saatlık ritim) bozduğunu göstermiştir. 30 bin yetişkin üzerinde son yapılan bir araştırma bu kşilerin %85 kadarının halen kahvaltı yaptığını ve bunun günün en önemli öğünü olduğuna inandığını gösteriyor.
2021 Yılı’nda 14 çalışmanın değerlendirildiği bir makaleye göre haftanın her günü kahvaltı yapanlarda obezite, yüksek tansiyon, felç, karında yağ birikmesi, ani kalp ölümleri, şeker hastalığı yapmayanlara göre daha az görülmektedir. Başka bir çalışma kahvaltıyı atlamanın gün içinde toplamda 252 kalori kadar daha az bir enerji alındığını ancak bu şekilde alınan gıdaların kalitesinin de kesinlikle düşük olduğunu belirtiyorlar. Yine başka bir çalışma sonucuna göre kahvaltıyı düzeni yapan kişiler gün içinde daha zinde, egzersiz yapmaya meyilli ve stres yönetiminde daha başarılı olmaktadırlar. Sabah sporu yaptıktan sonra kahvaltı yapan kişilerin gün içinde daha aktif oldukları bulunmuştur. Kahvaltıyı atlayan kişiler düzensiz yaşam, içki ve sigara alışkanlığına daha yatkın kişiler olarak kaydedilmektedirler.
Avustralya’da yapılan bir ulusal bir ankette kahvaltıyı atlayan kişilerin genellikle çok zayıf veya fazla kilolu, kötü beslenme alışkanlıklarına sahip, yeterince uyuyamayan, düşük fiziksel aktiviteye sahip, tek ebeveynli, sosyo kültürel açıdan fakir kişilerden olduğu saptanmıştır. Son zamanlarda sabah kalkar kalkmaz bilgisayar veya cep telefonları ile meşgul olmak kahvaltıya zaman bulamamaya yol açmakta ve bu da kahvaltısız güne başlamaya yol açmaktadır. Oysa akşamdan hazırlanmış sağlıklı kahvaltılıklar ile işe giderken veya iş yerinde uygunluk varsa burada kahvaltı yapılması güne daha sağlıklı başlamak anlamına gelir.
Formda kalmak ve obez olmamak için ABD’de yıllardır şu söylenir (ki yıllarını beslenme konularına ayırmış bir hekim olarak aynı şeyi düşünüyorum): Kahvaltını kral gibi, öğle yemeğini prens gibi, akşam yemeğini fakir gibi ye…