Kıymetli okurlarım. Bildiğiniz gibi bir çok insan genel sağlığını idame ettirmek, kilo vermek, bazı sağlık sorunlarını çözmek ve de kaslarını korumanın yaşlanmayı yavaşlatacağı düşüncesi ile egzersiz yapmaktadır. Ancak çok az insan egzersiz yapmanın kanserden koruduğunu veya kanser tedavisine ek olarak egzersiz yapmak gerektiğini biliyor. Son çalışmalar egzersizin kansere yakalanma riskini belirgin şekilde düşürdüğünü göstermektedir. Meme, yumurtalık, rahim, prostat, kalın bağırsak, mide ve akciğer kanserleri düzenli egzersizleri uygulayan kişilerde belirgin şekilde daha az görülmektedir. Sizlere fazla akademik düzeye girmeden mümkün olduğunca anlaşılabilir bir şekilde kanser hücresinin oksijen ile olan ilişkisini aşağıda anlatmaya çalışacağım.
Kanser öncelikle hücredeki enerji santrali dediğimiz mitokondrileri hedef alır. Bu yolla glikoz gibi enerji maddelerini kolayca enerjiye çevirip metabolizmal süreci bozar ve oksijensiz ortamda bile yaşamını sürdürmeyi amaçlar. Normal hücrelerde mitokondri denilen bu elektrik santrallerinden gelen uyarılar sağlıklı hücrelerin kontrollü bir şekilde ölüp yerine genç hücreler yapılmasını sağlar. Buna apoptoz denilir. Apoptozu sağlayan, mitokondrilerden gelen ve hücreye ölüp yerine yenisinin yapılmasının gerekliliğini belirten maddeciğin adı ROS (Reaktif oksijen türleri) dir. Oysa kanser hücreleri mitokondrilerin bu uyarılarına yani ROS lere yeterince cevap vermezler. Hücrelerimiz ne kadar bol oksijen alırsa kontrollü hücre ölümü ve yerine genç hücre yapılması da o oranda yüksek olur. Bu nedenle oksijeni düşük almamıza neden olan her türlü olay kanser hücrelerinin gelişimine katkıda bulunur. Eş zamanlı olarak oksijen azlığı kronik enflamasyonların oluşumuna da zemin oluşturup vücut direncinin düşmesine yol açarlar. Kronik enflamasyonların olduğu vücut kısımlarında oksijenlenmenin azlığı kanser hücrelerinin bu bölgelerde daha etkin olmasına yol açar.
Buraya kadar anlattığım durumlara ek olarak daha da korkutucu gerçek şudur. Aşırı karbonhidrat tüketmek, insülin direnci ve aşikâr hale gelmiş kan şekeri yüksekliği de daha düşük bir oksijen düzeyine sahip olmamıza yol açar. Bu durum da kanser hücrelerinin oluşup gelişmesi için uygun zemin hazırlar. Düzenli egzersiz ve karbonhidrattan fakir beslenmek oksijenlenmeyi arttırarak kansere vurulabilecek en iyi darbelerdir. Batılı bazı hekimler son yıllarda kanser hastalarında kemoterapinin yan etkilerinden dolayı bunun yerine (Kemoterapi yanlış tedavidir gibi anlaşılmasın) hiperbarik oksijen terapisi ve ketojenik etkisi ağır basan beslenme programları ile birlikte yapılabilecek maksimum düzeyde egzersizi önermektedirler.
ROS leri arttıran en güçlü etkenlerden birisi düzenli yapılan egzersizlerdir. Basit bazı aerobik egzersizler (yaparken bol oksijen aldığımız egzersizler, yürüme, yüzme, koşma, basketbol, voleybol, diğer su sporları, tenis vb) aldığımız oksijen miktarını 20 kata kadar arttırabilir. Yapılan hesaplamalar ise 20 kat artan oksijenin normal düzeylere göre ROS türlerini 1000 kata kadar arttırdığını göstermiştir. Bu da şüphesiz kontrollü hücre ölümü ve yeni hücrelerin yapılabilmesi için mükemmel bir olaydır. Sadece kanseri önlemek için değil, kanser hastası iseniz de yapmanız gereken en önemli işlerden birisi vücudunuzu bol oksijen ile doldurmanız gerekliliğidir. Bu durum kabaca özetlenecek olursa kanser hücresinde hücrenin ölümünü sağlayacak ROS türlerini arttıracaktır.
Yukarıdaki satırlarda da belirttiğim gibi yıllardır bilinen bir gerçek de insülin direnci ve obeziteye sahip olan kişilerin kanserlere yakalanma oranının daha yüksek olduğudur. Yine bilinen başka bir gerçek de kaslarımızı çalıştırmanın yağların yakılması için olmazsa olmaz gerçeğidir. Yağları vücut bir enerji kaynağı olarak biriktirir. Fizik kuralı gereği enerjimizi tüketmek için kuvvetimize bir yol aldırmak zorundayız. Bunu değiştiremezsiniz. Eğer sizlere ben sizi hareket ettirmeden zayıflatacağım diye bir şey söylenirse o kişinin ya işi bilmeyen, ya zayıflasın da yağlarla beraber kasları da gitsin diye düşünen ya da sizleri kandıran birisi olduğunu hatırdan çıkarmayın.
KARTALKAYA
Bolu’nun Kartalkaya bölgesindeki bir otelde çıkan yangında kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Mevlâm bu güzel ülkemin güzel insanlarına böyle acılar göstermesin.