Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu
E-Posta: mete@olaygazetesi.com.tr YAZARIN TÜM YAZILARI

Doğruların en önemli özelliği

Köşe Yazısını Dinle

Bir gün mutlaka ortaya çıkmalarıdır…

Yıllardır beslenme özellikleri konusunda ne yazık ki bilerek veya bilmeyerek insanlar yanıltılmışlardır. Bunun acı sonuçları da genetik yapımızın talimatları ile çalışan hücrelerimizin bizlere isyan etmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu isyana tıp dilinde kronik enflamasyon diyoruz.

Kıymetli okurlarım. Daha önceleri de sizlere yazdığım gibi uzun yaşayan insanların 4 önemli özelliğini yeniden yazacağım. Bunun ardından da yazımın başlığının önemi ortaya çıkacaktır. Bu 4 maddeyi her zaman hatırınızda bulundurur ve uygularsanız istisnalar haricinde uzun ve sağlıklı bir ömrünüz olur.

1-Açlık insülin düzeyiniz 6 üniteyi aşmamalı: Bu durum genellikle şeker başta olmak üzere un ve bunlardan üretilen mamülleri fazla tüketenler için geçerlidir. Hızlı emilen karbonhidratları ne kadar çok tüketir, liften fakir beslenirsek insülin düzeyimiz de o derece fazla olur.

2-Her yaşta kas kuvveti iyi olmalı: Saatlerce TV karşısında veya hareket etmeden herhangi bir ortamda oturmak kaslarımızın giderek küçülmesine, yumuşamasına neden olur. Oysa kasların güçlü olması vücudu taşır. Bu da hareketli bir yaşam tarzı ile mümkündür.

3-Stres ile mücadele yeteneğiniz olmalı: Ölümlü dünyada sıkıntılardan bazen kurtulmayı becermeli ve karanlık odaların kapılarını kapatıp yeni kapılar açıp ışığın size gelmesini sağlamalısınız. Gün boyu peşinizi bırakmayan, sizi yoran durumlardan akşam evinizde kurtulma becerisini göstermelisiniz.

4-Şükran duygunuzu muhafaza edin, geliştirin: Dr. Murray’a göre şükran duygusu ve vefa özelliği bulunan insanlar uzun yaşıyorlar. Bunun en tipik örneği Uzak Doğu’da Japonya yakınlarındaki Okinawa Adası Yerlileridir. Birbirlerine destek olan, birlikte ağlayıp birlikte gülen ve birbirlerine karşı sevgi ve saygısını yitirmeyen bu bölge insanları çok uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşıyorlar.

Şimdi gelelim yıllarca tereyağı, yumurta, süt ürünleri ve etten uzak durun dedikleri konuya. Bakın bilimsel gerçekler ışığında sizlere neler anlatacağım.

K2 Vitamini adlı bir molekül var. Klasik tıp kitaplarında K vitamini 3 ayrı formda anlatılır. K1, K2 ve K3 vitamini şeklinde. Pıhtılaşma, kemik ve kas sağlığı, kalp damar sağlığı konularında K vitamini önemli rol oynar. Özellikle K2 vitamini vücudun kalsiyumdan doku ve organlara zarar vermeden yararlanmasını sağlayan bazı proteinleri aktive eder. Bunun sonucunda ise kalsiyum damarlara değil asıl oturması gereken kemiklere oturur. Bu proteinlerden en önemlisi MGP adlı proteindir ve K2 vitamini eşliğinde fagositoz denilen zararlı maddeleri emme kabiliyeti artar, damar sertliği riski çok azalır. Kemiklere kalsiyumun oturtulması için D vitamininin gerekli olduğu klasik bir bilgidir. Ancak bu işi K2 vitamini ile birlikte yapar.

Bugüne kadar yapılan bir çok çalışma K2 vitamininin kalp ve diğer hayati organların kireçlenmesine karşı olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. Özellikle menopoz döneminde yapılan  çalışmalar 3 yıl süre ile takip edilen kadınlarda K2’nin kemik ve damar sağlığını olumlu yönde etkilediğini göstermiştir. Yıllarca almayın denilen yumurta, etler, karaciğer başta olmak üzere sakatatlar, tereyağı, peynirler K2 açısından zengindir. K2 vitamini sağlıklı bağırsaklara sahip olanlarda bağırsaktaki faydalı mikroorganizmalarca da yapılır.

Klasik bilgiler normalde K2 vitamini eksikliği pek görülmez der. Ancak ABD’de yapılan araştırmalar kişilerin % 80 kadarında yeterli K2 vitamini bulunmadığını gösteriyor ve eksikliğinde günlük 200 mikrogram kadar alınmasını öneriyor.

Kek, poğaça, börek, makarna, pilav, ekmek arası vb. derken acaba bizim insanımız da sizce yeterli K2 sahibi midir?

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X