Tiziano Terzani uzun yıllar Spiegel Dergisi için çalışan (savaş muhabirliği de dahil mesleği ile ilgili bir çok bölgede görev yapan, röportajları ve kitapları çok ilgi çeken 1938 doğumlu İtalyan gazeteci ve yazardır. 1997 yılında kanser olduğunu öğrenir. Bir yandan batı tıbbının modern yöntemleri ile tedavi olurken ve kontrollerine giderken diğer yandan Filipinler, Tayland, Hindistan ve Hong Kong da dolaşarak alternatif şifa metodlarını araştırmıştır. Kanserini kendisine verilen bir hediye olarak görüp hiç şikayet etmemiş ama ömrünü uzatmak için de çabalarını eksik etmemiştir. Kötü haberi aldığı günün gecesinde şunları söylüyor: Hastanede yatarken gece şunları düşündüm. Bana öyle geldi ki sanki bütün hayatımı bir atlı karınca üzerinde geçirdim. İlk bindiğim andan beri beyaz at bana düşmüştü ve onun üzerinde alçala yüksele dönerken kimse bana biletin var mı yok mu diye sormamıştı. Gerçekten biletim yoktu ve şimdi kontrolör bana biletimi soruyor ve ben de bedelini ödüyordum. Eğer işler yolunda giderse atlı karıncada bir tur daha atabilirim. Terzani modern tıbbın kendisine biçtiği ömürden fazlasını yaşayarak 2004 yılında hayatını kaybetti. Evet bir kaç tur daha atabilmişti. Hem modern tıbbın hem de tamamlayıcı tıbbın desteği ile bu hastalığa karşı verdiği mücadelelerini Atlıkarıncada bir tur daha kitabında bulabilirsiniz.
Kıymetli okurlarım. Hayat akıp giderken bazı şeylerin farkına varamayabiliyoruz. Hiçbir hastalık ve ölüm bizi bulmayacak gibi yaşıyoruz. Ancak günü gelip de atlıkarıncadan inme vakti geldiğinde yaptığımız hatalar bir bir gözümüzün önüne geliyor. Yıllarca yoğun bakımlarda çalıştım, nöbetler tuttum. Son göz yaşları genellikle bu dünyadan gidiyorum diye değil, yaşanan yıllardan süzülen pişmanlıklar ile ilgiliydi.
Uzun ve sağlıklı yaşamın sırlarını daha önceleri de yazdım. Bir kez daha sınırları da geniş tutup örnekler vererek yazayım. Özellikle 4 önemli başlık var ve bunlar tamam ise siz bilimsel kanıtlara göre (deprem, afetler, kazalar bu yazdıklarımın dışındadır) uzun ve sağlıklı yaşayacaksınız.
1-İNSÜLİN DÜZEYİNİZ AÇ İKEN 6-7 ÜNİTEYİ AŞMAMALI. Mutlaka obez olmanız gerekmez. Azar azar pilav, makarna, ekmek ve bunun gibi karbonhidrat ağırlıklı besleniyorsanız yine insülin düzeyiniz yüksek çıkacaktır. Dengeli beslenenlerde ve hareket edenlerde genellikle insülin düzeyi bu sınırlarda veya daha da altındadır.
2-HER YAŞTA KAS GÜCÜNÜZ İYİ OLMALI. Bir çok hastam ve dostlarım oldu. İçlerinde günün 8 saatini televizyon izleyerek geçirenler vardı. Eğer siz kaslarınıza küserseniz onların dostluğu da uzun sürmez, gün gelir pamuk gibi kaslar ile adım atamaz, ufak bir poşeti bile taşıyamaz hale gelirsiniz. Oysa ömrünün her döneminde aşırıya kaçmadan yürüyen, bedenen çalışan, farklı egzersizleri yapan kişilerde yaşına göre yeterli kas kuvveti bulunur. Bu durum sizi uzun yaşatır. Yani kuvvetli olan yaşar, zayıf olan gider.
3-STRES İLE BAŞ EDEBİLMELİSİNİZ. Yaşadığımız çevre özellikle kırsal kesimden şehirlere olan göçler beraberinde farklı sıkıntıları da ortaya çıkardı. Maddi ve manevi sıkıntılar bir yerde insanı yordu ve üzdü. Buna rağmen her türlü zorluk karşısında bile günün sonunda mutlu olmayı başarabilen insanlar uzun ve sağlıklı yaşıyorlar.
4-ŞÜKRAN DUYGUSUNUN VARLIĞI. Size iyilik eden, yaşamınıza değer katan insanları hep hatırlamanız ve onlara karşı şükran beslemeniz, dar günlerinde yanlarında olmanız temiz bir kalbin varlığına işaret eder. Şükran duygusu olan insanlar da uzun yaşarlar.
Bu 4 maddeyi yaşam şekli haline sokan bir çok topluluk var dünyamızda. İnanmayanlar hem bunlara hem de dedelerinin yaşadıkları zamanlara baksınlar. Atlıkarıncaya doya doya bindiler ve kendi istekleri ile indiler.