Kıymetli okurlarım. Yakın zamanda ve yurt dışındaki saygın sağlık kuruluşlarınca yapılan bazı çalışmalardan sizlere bilgiler aktaracağım. Yararlı olmayı umar, sağlık ve huzur dolu ömürler dilerim.
1-ŞEKERSİZ VE TATLANDIRILMAMIŞ KAHVE KİLO VERDİRİYOR: Her ne kadar halen görüntü bozukluğu gibi algılansa da en öldürücü hastalıkların başında gelen obezite son sürat artmaya devam ediyor. İlaç tedavisi, diyetler, cerrahi girişimler derken sonuçta bir bakıyorsunuz ki eskilerin deyimi ile bir arpa boyu bile yol alamamışsınız. Dünya genelinde trilyon dolarların harcandığı obezite tedavisi sonuçta genel olarak (birtakım hormonal ve yapısal durumlar hariç) beynimizi biraz yorarak ikna etmemizden geçiyor.
6 Ekim 2023 tarihinde açıklanan bir bilimsel yazı kilo verirken kahveden yararlanabileceğimizi anlatıyor. Dünyaca ünlü American Journal of Clinical Nutrition adlı tıp dergisindeki yazıya göre kahveye az da olsa şeker katmanız ise kilo verdirici etkiyi ortadan kaldırıyor. Aşırıya kaçmadıkça kahve içmek Tip 2 şeker hastalığı ve kalp damar sistemi hastalıklarında da olumlu etkilere sahip. Yaklaşık 4 yıllık bir araştırma sonucunda kahvelerine krema veya süt koyanlarda kilo verdirici etki saptanmaz iken şeker katılan kahvenin oranı arttıkça az da olsa bir miktar kilo artışına neden olunduğu da bu çalışmada ortaya çıktı. Kahve hem iştahı bastırarak, hem insülin direnci üzerine olumlu etki göstererek, hem de termojenik etki (ısı verdirerek kalori yaktırma) ile kilo verdirmektedir.
2-TİP 2 ŞEKER HASTALIĞINDA DERİ BELİRTİLERİ: Amerikan Diyabet Derneği’ne (ADA) göre siz şeker hastalığı olduğunuzu farketmeden önce bazı cilt belirtileri ortaya çıkıp sizlerin uyarılmasına neden olabilir. Şeker hastalarında bu durumdan etkilenen küçük kan damarları ilgili bölgeye yeterli kan taşıyamaz. Bu durumda öncelikle ciltte bazı değişiklikler görülebilir. Savaş hücrelerinin de yeterli fonksiyon görememesi buralarda yara iyileşmesini geciktirebilir. Ciltte incelme, şekil değişiklikleri, kollajen azalması, cildin esnekliğinin kaybı ortaya çıkabilir. Zamanla cilt hücrelerinin hasar görmesi terleme yeteneğinizi azaltabilir. Sıcaklık ve basınca karşı duyarlılığınız artabilir.
2016 yılında yapılan bir literatür taramasının sonuçlarına göre şeker hastalarının % 97 kadarında cilt belirtileri görülebilmektedir. Diyabetli kişilerde enfeksiyonlara hassasiyetin artması beraberinde cildin bakteri ve mantar enfeksiyonlarına daha yatkın olmasına neden olmaktadır. Ciltte ülserler, yara iyileşmesinde gecikme, cilt çatlakları ve cildin enfeksiyonlarında her zaman diyabet akılda tutulmalıdır.
3-NEDEN ALERJİ BELİRTİLERİ BAZI KİŞİLERDE GENELLİKLE SABAH OLUYOR: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma, göz yaşarması, öksürük genellikle alerji belirtileridir. Bu durumlar yılın her dönemi olsa da ilkbahar ve yaz başlarında daha sık oluşur. Ancak bazı kişilerde bu durum sadece sabahları görülmektedir. Sabahları alerjik durumun ortaya çıkması bağışıklık sistemimizin havadaki alerjenlere karşı bir saldırısı olarak düşünülmelidir. Bu alerjenlerden başlıcaları
A-Polenler: Polen sayısı sabahları en yoğundur. Örneğin köpeğinizi dolaştırırken yoğun bir alerji belirtisi yaşarsınız.
B-Toz akarları: Mikroskopik canlılardırlar ve yatakta, halılarda, koltuklarda, yastıklarda bulunurlar ve bunların bol olduğu bir yerde yatarsanız sabah alerji belirtileri ile kalkarsınız.
C-Evcil hayvan kepeği: Özellikle yattığınız odada yatan bir hayvanın tüyleri alerjiyi başlatır.
D-İç mekân küfleri: Çok şiddetli alerji semptomlarına neden olabilir. Nem alan evler bu konuda çok elverişli ortamlar hazırlayabilir.