Küçüklükten beri hep bayram gelmeden günler önce sevinirdik ve sevgimizi etrafımızdakilerle paylaşırdık. Söylenildiği gibi küskünler barışır ve genellikle ziyaretler başlardı. Herkesin yüzü gülerdi. Ne güzel, her zaman böyle olsa olmaz mı? Hep düşünürüm, dünyaya gelen her insan veya canlının yaşama hakkı vardır. Yaşaması için sağlıklı yemesi, içmesi, giymesi gerekir. Ama bu böyle olmuyor. Aslında doğan her kişinin bir alanda yeteneği vardır. Bu yeteneğini kullanması için şartların ve olanakların olması gerekir. Genellikle bu böyle olmayınca kişi yeteneğini istediği alanda kullanmıyor veya yanlış alanda kullanıyor. Bir örnek verelim, dünyanın en akıllı insanı olarak adı geçen aiştain fizik alanda isim yaptı. Einstein getirip çoban keçesini giydirip bir sürü teslim edilse tecrübeli bir çoban kadar sürüyü yönetir mi ? Tabii ki yönetmez. Demek ki herkes kendi alanında yetenekli ve zekidir.
Yazımda demek istediğim ne bakalım:
Her kişinin belli bir yeteneği vardır. Ancak şartları ve olanakları olmayınca bu yeteneğini kullanmıyor veya yetersiz kullanıyor. Bayramlarda olduğu gibi bir birimizi severek ve sevgi göstererek yardım etsek herkesin mutlu bir yaşantısı olur. Kişiler iş sahibi ve mutlu olursa kişinin ailesi ve de çocukları mutlu olur. Çocuklarımız sevgi içerisinde üstü pek karnı tok olacaktır
Sonuç:
Her kişinin yaşama hakkı vardır. Olanakları ve şartları iyi olan kişiler, şartları ve olanakları iyi olmayan kişilere yardım ederek, yol göstererek ve hangi yeteneğe sahip veya hangi işi seviyor tespit ederek ve de buna göre yardım ederek herkes iş sahibi aş sahibi olur.
Sağlıkla kalın. Her gün bayram havasında birbirinizi sevin ve yaşayın.