2004 play-off’ları doğu konferansı finalinde Mehmet Okur’lu Detroit Pistons, Indiana Pacers’ı 4-2 ile geçmiş, NBA finalde Lakers’ı yenerek şampiyon olmuştu ama İndiana ile aralarındaki rekabet tüm sıcaklığıyla devam ediyordu. Takvim yaprakları 19 Kasım 2004’ü gösterirken, “The Place” yani Pistons’ın sahasında sezonun 9. maçı oynanıyordu ve Pacers, Pistons karşısında bitime 47 saniye kala 97- 82 öndeydi. Herkes daha önce pek çok spor kavgasına şahit olmuştur. Sert bir müdahale, kişisel bir hesaplaşma, adrenalin, tansiyonun yükselmesi sporcularda kontrol kaybetmeye neden olabiliyor, ama o gün yaşananlar çok az görülen şeylerdi.
Olayların başladığı pozisyonda Ben Wallace içeriye girerken Ron Artest ona sertçe bir faul yaptı, bu Wallace’ın başına yüzlerce kez gelen bir durum ama o günkü şartlar çok farklıydı. Wallace maçtan 3 gün önce, beyin kanseri ile mücadele eden abisini kaybetmişti. Artest’in müdahalesinden sonra Wallace, Artest’i sertçe itti. Her şey bir anda gelişti gibi görünse de belki bu, patlamaya hazır bir bombanın sadece çekilen pimiydi. Herkes Wallace’ı durdurmaya çalışırken, Artest son derece soğukkanlı olarak karşılık vermek yerine, provoke ederek hakem masasına gidip uzandı.
İlk kıvılcımı ateşleyen John Green adlı taraftar elindeki bardağı Artest’e fırlattı, işte o andan itibaren bütün dünyaya rezil olunan görüntüler meydana geldi. Artest bir anda tribünlere çıktı, bardağı fırlatan Green yerine bardağı attığını sandığı Michael Ryan isimli bir taraftarın üzerine çullandı, devamında sahaya döndüğünde üzerine gelen iki taraftarı yumrukladı, o sırada Jermaine O’Neal da taraftarlardan birine saldırdı, Stephen Jackson tribündeki William Paulson isimli bir taraftarı yumrukladı. Bu arada oyunculara yabancı madde yağmaya başlamıştı, Pacers’lı oyuncular zorlukla soyunma odasına götürülmeye çalışılırken, taraftarlar ellerine ne geçtiyse üzerlerine atmaya başladılar. Artık orada taraftarlarında katıldığı NBA tarihinin en büyük kavgası yaşanıyordu.
Aslında NBA, organizasyonu ve yıldızları koruma konusunda gerçekten çok başarılıdır, ama iş seyirciye sirayet ettiği an ve dünyada yankı uyandıracak bir skandal gerçekleştiğinde, burada güç gösterisi yapmak yani “racon kesmek” gerekiyordu. Bir röportaj da; Cezaların oybirliği ile mi verildiği sorusuna; evet 1’e 0 diyen David Stern, oyunculara çok ağır cezalar verdi. Ron Artest ligin geri kalan 73 maçı ve play-off’lar da oynayamadı. Stephen Jackson 30, Jermaine O’Neal 25, Ben Wallace 6 maç ceza aldı. Oyunculara toplamda 10 milyon dolar ve 146 maç ceza geldi. Olaya karışan taraftarlar için geniş kapsamlı bir soruşturma sonucunda davalar açıldı, değişik para ve gözaltı cezaları verildi. Artest’e bardak fırlatan, olayın baş aktörü John Green de 30 gün hapis cezası aldı.
Avrupa ve Amerika’nın spor seyircisi çok farklıdır. Amerika’da spor takip eden insanlar buna bir eğlence gözüyle bakar. Avrupa’da ise aidiyet hissi ve fanatizm işin içine girer. Tabii böyle büyük bir kavganın sonuçları da büyük oldu. Olaydan sonra NBA, güvenlik yönetmeliklerini yeniledi, alkollü içecekleri kısıtlamaktan, güvenlik görevlisi sayısını arttırmak gibi pek çok şey değişti. O kavga sonrası o yılın şampiyonluk adayı Indiana Pacers dağılırken, taraftarının tepkisi çok ağır oldu. Tamamen keyif için yapılan bir oyunu şiddete dönüştürdüğü için takıma sırt çevirdiler. Sürekli kapalı gişe oynayan takım, o günden sonra yıllarca ligin en az doluluk oranına sahip ekibi oldu. Bu hasarı tamir etmek yaklaşık 10 yıl sürdü.
Amerika’da basketbolun imajı büyük zarar gördü. Bu olay birçok oyuncunun kariyerini değiştirdi. O kadronun öne çıkan isimleri Artest, Jackson ve O’Neal kariyerlerine devam ettiler etmesine ama bir daha hiçbir zaman o seviyelere gelemediler. Sadece Artest 2010’da Lakers ile bir şampiyonluk yaşadı. Tam olarak o lekeyi atamadılar. Her maçta, her gittikleri yerde, her röportajda, her yorumda, aldıkları her nefeste bu kavga gündeme geldi ve asla unutulmadı.