Filipinler, Japonya ve Endonezya’nın ev sahipliğinde yapılacak 2023 Dünya Kupası elemeleri ilk aşamasında kazanabileceğimiz iki Yunanistan maçını da kaybederek büyük fırsat teptik. Geçtiğimiz cuma Atina’da oynadığımız maçta Melih müthiş oynarken, çok yorgun Larkin ve Metecan katkı verdiler ancak maç sonu önde girdiğimiz dakikalarda kenarda unutulan Larkin ve elimizde patlayan ve airball ile sonuçlanan toplar sonrasın da 3 saniye kala hakemin rezalet bir kararı ile olmayan bir faul yaratması sonrasında kaybettik.

Pazartesi İstanbul’da bu yenilgiyi telafi etmek için müthiş bir atmosferde sahaya çıktık ancak Yunan takımı bize böyle bir ortamda ve hakemlerinde bize biraz fazla izin verdiği sertliğe karşı nasıl oynanması gerektiğini adeta basketbol dersi vererek gösterdiler. Büyük katkı veren Promitheas’lı Agravanis, müthiş atlet uzunları Panathinaikos’lu Papaginnis ve onlara servis yapan tecrübeli Slaukas ile 67-76 kazanarak 2. aşama ve Dünya Kupası için büyük avantaj elde ettiler.

Bizde yine Melih, Metecan ve Larkin çabalarken, ilk maçın hayal kırıklığı Buğrahan biraz kıpırdadı. Uzun katkısı yine çok azdı. Burada Sertaç’ın neden gelmediğini sorgulamak lazım, Barcelona’nın Euroleague maçı 3 gün sonra olmasına rağmen neden yollamıyorlar, bunun makul bir süresi ve kontratta yazılı şartları muhakkak vardır. Maalesef FİBA da gereksiz inadı yüzünden Avrupa’da Milli seviyede basketbolun dibine dinamit koymuş durumda. Zaten NBA’de oynayan oyuncular gelmiyor bir de Euroleague’de oynayan yıldız oyuncular olmayınca basketbol da izlenir olmaktan çıkıyor. Özellikle ilk maçta bizden Larkin, onlardan Slaukas bir gün önce oynadıkları Euroleague maçları yüzünden yorgunluktan sürünerek oynadılar. Yunanlılara maç kaybetmemiz çok anormal bir durum değil ancak Milli Takımımızda ne yazık ki olmaması gereken bazı oyuncular kadroda ve süre alıyorlar. Burada isim vermem hoş olmaz o çocukları rencide etmek istemem ama bu seçimlerde biraz daha dikkatli olmamız gerek. Takımımızın ne oynadığı belli değil tam bir saldım çayıra Mevlam kayıra durumu var. Uzun katkısı çok az olduğu gibi, içeri giren bir top yok. Hücumlar da içeri giren ve dışarı çıkarılan paslar olsa dış oyuncularda rahatlayacak ve bu kadar baskıya maruz kalmayacaklar, iki maçı da bu yüzden kaybettik. 5 dışarda oynadığımız oyunla maç kazanmamız çok zor, oyun sistemimizde içeriyi kullanmamız gerek.

Tabii ilk maçtan sonra hakemler yüzünden kaybettik diye ortalığı ayağa kaldıran, eksiklere hiç değinmeyen ve bize kötülük yapan bazı çevrelerin olduğunu da unutmayalım. Bu maçlar bize şunu gösterdi; Milli Takım koçu bence kulüp takımı da çalıştırmalı, zira çok uzun aralar var, koçluk melekeleri kaybediliyor, bazı şeyleri yeniden keşfetmeye gerek yok. Avrupa’nın önde gelen basketbol ülkeleri olan; İspanya, Sırbistan, Slovenya, Hırvatistan, Litvanya, Rusya, Yunanistan gibi takımların koçları aynı zamanda kulüp takımı çalıştırıyorlar. Sonuçta alınan bu iki yenilgi sonrası belki 2. aşamaya kalacağız ama Dünya Kupası hayali artık Kaf dağının ardında, umarım ben yanılırım.