Sporda herkes kazanmak için oynar. Ama kazanmak her şey değildir. Bazen kazanmaktan daha önemli şeyler de vardır. Aylarca hazırlıktan sonra bitiş çizgisini ilk geçen olmak, topu rakip kale ağlarına göndermek ya da doğru bir atış yapmak için varınızı yoğunuzu ortaya koyarsınız. Ancak bazı sporcular var ki bütün bunlardan daha önemlisini başarırlar. Spor tarihinin, davranışlarıyla takdiri hak ederek ismini zihinlere yazdıran en centilmen sporculardan bazıları ve yaptıkları.
1956 yılında, Avustralya Ulusal Şampiyonası’nda Ünlü atlet John Landy sadece kazanmak için değil, aynı zamanda rekoru kırmakiçin yarışıyordu. Yarışın ortasında ikinci sıradaki Ron Clarke dengesini kaybetti ve yere düştü. Bunu görmezden gelen diğer sporcuların aksine Landy durdu ve Clarke’ın kalkmasına yardımcı oldu. Clarke yarışa devam etti ve Landy kaybettiği çok değerli saniyelere rağmen yine de yarışı kazandı. Kenya‘yı temsil eden atlet Abel Mutai, İspanyol atlet Ivan Fernandez’in hemen önündeydi ve bitiş çizgisine ulaşmasına sadece birkaç metre kalmıştı. Mutai yarışı tamamladığını düşündü ve koşmayı bıraktı. Fernandez ise Mutai’nin hata yaptığını ve çizgiyi geçtiğini düşündüğünü fark etti. Ancak o koşmaya devam etmesi için Mutai’ye bağırmaya başladı ve bununla da yetinmedi Kenyalı sporcuyu sırtından iterek yarışı birinci bitirmesini sağladı. Yarıştan sonra Fernandez’e sorulduğunda: “Kazanmasına izin vermedim, o zaten kazanmıştı. Eğer bunu fırsat bilseydim zaferimin değeri, madalyanın onuru ne olurdu? Aileme ne derdim?” Yeni Zelandalı atlet Nikki Hamblin, ABD’li koşucu Abbey D’Agostino yere düştüğü ve bacağını ciddi şekilde yaraladığında kendi Olimpiyat yarışını feda etti. Nikki rakibine destek verdi ve yarışı birlikte tamamladılar ve gerçek “Olimpiyat ruhunu” gösterdiler.
Ünlü İspanyol tenisçi Rafael Nadal, seyirciler arasında bir annenin kaybolan kızını çaresizce aradığını fark etti, maçı hemen durdurdu. Tenis yıldızı, kalabalık stadyumda kaybolan çocuğu aramaya yardım etmeleri için seyircilere seslendi, çok geçmeden anne çocuğuna kavuşmuştu. Formula 1 tarihinin en önemli isimlerinden olan Ayrton Senna’nın ölümü ile sonuçlanan yarış sırasında daha önce hayatını kaybeden Roland Ratzenberger anısı için aracında küçük bir Avusturya bayrağı bulunduğu açıklandı. Tüm medya bu olayı, Brezilyalı pilotun zafer turunda bu bayrağı sallamayı ve Ratzenberger’in anısına adamayı düşündüğü şekilde yorumladı. Bu olay gerçekleşmese de Senna yarış bitiminde büyük bir centilmenlik örneği sergilemeye hazırlanıyordu.
2006 yılında oynanan Messina-Roma maçı da spor tarihinin en centilmence hareketlerinden birine sahne oldu. Roma takımında oynayan Daniele De Rossi, ceza sahası içindeyken eliyle topa dokundu ve takımına golü kazandırdı. Hakem bunu fark etmedi ve golü geçerli saydı. Rossi karşılaşma ne kadar kritik olsa da hakemin yanına gitti ve topun eline çarptığını söyleyerek golün iptal olmasını sağladı. 2011 yılında oynanan West Ham United-Everton maçında Paolo Di Canio topu ayağına almış ve ceza sahasına girmişti. Ancak kaleci öne çıkarken yere düştü. Canio’nun tek yapması gereken boş kaleye topu yollamaktı. Nitekim o böyle bir golün sahibi olmak istemedi. Topu eline aldı ve hakeme kaleciyi işaret etti. Maç berabere bitse de Canio herkesin takdirini kazandı. Sydney FC takımının kalecisi Danny Vukovic, hayvan severlerin takdirini kazanacağı bir davranışta bulundu. Bir futbol maçı sırasında, sahada uçan bir martı topa çarptı ve yere düştü. Vukovic hakemin dikkatini olaya çekti ve maçın durdurulmasını istedi. Daha sonra kalesinden ayrılarak yaralı kuşu gerekli tedaviyi alabileceği güvenli bir yere taşıdı. İngiliz futbolcu Gary Lineker 15 senelik futbol kariyeri boyunca sarı ve kırmızı kart görmemiş, bu yüzden FIFA Fair Play Ödülü‘nü almıştır.
Galatasaray’ın efsane futbolcusu Metin Oktay’ın 1969 yılındaki jübile maçında Fenerbahçe ile oynamak ister. Fenerbahçe yöneticisi Eşref Aydın‘ın bu isteğe cevabı: “Tek bir şartım var, Fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı, 10 dakikalığına da olsa Fenerbahçe formasını giyer misin?” Metin Oktay bu isteğe “Şeref duyarım” cevabını verir. Jübile maçında “Taçsız Kral” lakaplı Metin Oktay ile Fenerbahçe’nin efsane oyuncusu “Sinyor” lakaplı Can Bartu formaları değişirler ve 10 dakika boyunca rakip formalarla oynarlar.
Tekrar görüşmek üzere…