A Milli Basketbol Takımımız, 2019 Dünya Kupası elemelerinde B Grubu’nda son oynadığı 2 maçı maalesef kaybetti. Bunların ilki, Dünya sıralamasında 53. sırada bulunan, bize rakip olamayacak bir ülke İsveç’e deplasmanda 59-58 gibi çok düşük skorlu bir maçta, çok kötü basketbol oynayarak kaybedildi. Diğer maçta ise nispeten iyi bir rakip diyebileceğim Dünya’da 18. sırada yer alan, basketbolun Avrupa’da yeni yükselen değeri görünen Letonya’ya evlerinde 79-70 kaybedildi ve grupta 2 galibiyet 2 mağlubiyet ile 2.sıraya geriledik (Takımımız Dünya sıralamasında 13. sırada bulunuyor.)

Yaz aylarında oynanacak son 2 maçın, ülkemiz de olması sebebi ile grupta avantajlı olacağımızı söyleyebilirim ancak sahamızdaki Ukrayna karşılaşmasını kaybedersek işler çok zor hale gelebilir.

Bu 2 maçta neler yaptığımıza gelirsek; ilk İsveç sınavında sadece Ali Muhammed’in 10 sayı, 6 ribaund ve  6 asisti vardı. Takım olarak yüzde 40 iki sayı , yüzde 25 üç sayı ve yüzde 50 faul atışı ile tam anlamı ile berbattık. 58 sayıda kalarak da mağlup olduk. Son Letonya maçında ise Ali Muhammed 23 sayı attı ancak çok top kullanması ve diğer oyunculardan gelmeyen katkı yüzünden pek işe yaramadı. Melih ise her iki maçta 11.5 ortalama sayı ile biraz katkı verse de o da yeterli olmadı.

İkinci maçta sevindirici tek taraf, Furkan Aldemir’den gelen 13 ribaundlık katkıydı. Yine 2. maçta da yüzde 41 iki sayı, yüzde 33 üç sayı yüzdelerimiz yetersiz kaldı ve Furkan’ın başarısına rağmen ribaundlarda çok eksik kalmamız, bu 2 mağlubiyeti getirmiş oldu.

Şimdi herkesin şapkasını önüne koyup neden bu haldeyiz diye düşünmesinin zamanı. Hep geriye gidiyoruz ve umutlar kaf dağının ardında. Hem Federasyon hem kulüplerin bu maçlardan, oynanan oyundan ve oyuncu performanslarından dersler çıkarması ve acil önlemler alması ihtiyacı ortaya çıkmış durumda. Yaz aylarında oynanacak maçlara umarım bu kötü görüntümüzden kurtulmuş olarak çıkar ve doğru yolu buluruz.

Haftaya görüşmek üzere.