Kiev yönetimi, 2019’da Rusya ile Ukrayna arasında imzalanan ve beş yıl boyunca Rus doğalgazının Ukrayna toprakları üzerinden Avrupa ülkelerine taşınmasını öngören antlaşmanın süresini uzatmama kararı aldı. Böylece Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa’ya sevkiyatı 1 Ocak 2025 itibariyle sona erdi. Bu karar, hem Avrupa’nın enerji arz güvenliği meselesini hem de alternatif enerji koridorları bakımından Türkiye’nin jeopolitik önemini yeniden Avrupa gündemine taşıdı. Alınan karara ilişkin gerekçe sunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya’nın kendi toprakları üzerinden doğalgaz ihracatı yaparak mali kaynak temin etmesine müsaade etmeyeceklerini belirtti.
Rusya, on yıllardır Ukrayna topraklarına döşenen doğalgaz boru hatlarıyla Doğu Avrupa ülkelerine gaz sevkiyatı yapmaktadır. Öyle ki, 2020 yılı itibariyle Ukrayna üzerinden Avrupa’ya sevk edilen gaz miktarı 65 milyar metreküp seviyesine ulaşmış bulunmaktaydı. Bu rakam, Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlaması ve Avrupalı ülkelerin Rus gazına yaptırım uygulamaya başlaması sebebiyle 2024 yılı itibariyle 15 milyar metre küp seviyesine kadar gerilemiş bulunmaktadır. Rusya menşeli gaz arzında yaşanan keskin düşüşe rağmen Rusya tarafı, Ukrayna hattından yapılan sevkiyattan yıllık 5 milyar dolar gelir elde ederken, Ukrayna tarafı ise transit geçiş ücreti nedeniyle yaklaşık 1 milyar dolar gelir elde etmiş bulunmaktadır.
Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığı
Ukrayna Savaşı öncesinde Rusya, Avrupa gaz talebinin %40’ını karşılamaktaydı. Rus gazı, Rusya ile Avrupa ülkeleri arasında kara ve deniz altına döşenen doğalgaz boru hatlarıyla Avrupa’ya ulaşmaktadır. Kuzey Akım I ve Kuzey Akım II olmak üzere Baltık Denizi’nin altına döşenen boru hatlarından oluşan iki ayrı hat bulunmaktadır. İlki 2011’de ikincisi 2022’de faaliyete geçen ve her biri 55 milyar metreküp kapasiteye sahip olan bu iki hat kanalıyla Rus gazı deniz altından Almanya’ya sevk edilmekte ve buradan da çevre Avrupa ülkelerine tevzi edilmektedir. Ukrayna Savaşı patlak verince, Kuzey Akım II Almanya tarafından askıya alındı. Kuzey Akım I ise gaz tedarikine devam etmektedir. Rusya’dan Avrupa’ya gaz tedarik eden ikinci bir hat ise Belarus üzerinden Polonya ve Almanya’ya ulaşan Yamal-Avrupa Boru Hattı’dır. 1999’da faaliyete geçen bu hat, 33 milyar metreküp kapasiteye sahiptir. Bu hat da Ukrayna Savaşı nedeniyle askıya alınmış durumdadır. Rus gazını Avrupa’ya taşıyan üçüncü hat, yukarıda bahsedilen Ukrayna kanalıyla Slovakya, Avusturya ve Romanya’ya gaz akışını sağlayan koridordur.
AB, Ukrayna’yı işgal girişimi nedeniyle Rusya’yı ekonomik olarak zayıflatmak ve enerji arzını dış politikada stratejik araca dönüştürmesini engellemek amacıyla Rus gazına olan stratejik bağımlılığı azaltma yönünde kararı aldı. Bu stratejik karar doğrultusunda hareket eden AB ülkeleri, boru hatlarıyla arz edilen Rus gazına alternatif oluşturan sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) yöneldiler. Böylece Rus gazı; ABD, Katar ve Norveç tarafından tedarik edilen sıvılaştırılmış doğalgazla büyük ölçüde ikame edilmiş oldu. Bu sayede, Avrupa ülkelerinin Rusya’ya doğalgaz bağımlılık seviyesi 2024 yılı itibariyle %8 seviyelerine gerilemiş oldu. Ancak, birçok Avrupa ülkesinin ısınma ve elektrik üretiminde doğalgazı kullanıyor olması ve boru hatlarıyla tedarik edilen gazın daha hızlı ve daha az maliyetli olması, alternatif boru hatlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırmadı.
Avrupa enerji tedariki ve Türkiye’nin jeopolitik konumu
Şubat 2022 sonrası dönemde Rus gazına yönelik uygulanan yaptırımlar nedeniyle iktisadi ve mali güçlük içine sürüklenen Avrupa ülkeleri, Ukrayna’nın gaz transit anlaşmasını uzatmama kararıyla daha zor şartlarla karşı karşıya kalacaklardır. Ukrayna geçişli gaza bağımlı olan Avrupa ülkeleri, alternatif gaz tedarik merkezleri bulmak zorundalar. Ukrayna üzerinden Doğu Avrupa ülkelerine ulaştırılan gazın alternatif merkezlerinden biri olarak Türkiye ön plana çıkmaktadır.
Azerbaycan ve Rusya gazını toprakları üzerine döşenen boru hatlarıyla Avrupa’ya sevk eden Türkiye’nin Avrupa enerji arz güvenliği bakımından stratejik önemi giderek artmaktadır. 2018’de yapımı tamamlanan Trans Anadolu Boru Hattı (TANAP), yıllık 32 milyar metreküp gaz taşıma kapasitesine sahiptir. Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden Yunanistan’a ulaştırmaktadır. Bu gaz koridoru, Arnavutluk üzerinden Trans Adriyatik Boru Hattı’na (TAP) bağlanarak İtalya’ya ulaşmaktadır. Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz tedarik eden ikinci bir hat ise 2020’de faaliyete giren Türk Akım’dır. Karadeniz altına döşenen iki ayrı boru hattı ile Rus gazını Türkiye’ye taşıyan boru hattı, Bulgaristan üzerinden Balkanlar’a ve Doğu Avrupa’ya gaz tedarikinde bulunmaktadır.
Ne var ki AB’nin enerji tedariki üzerinden Türkiye’yle bir stratejik bağımlılık ilişkisi kurmaktan imtina etmesi nedeniyle bu iki gaz koridoru sahip oldukları kapasitenin oldukça altında çalışmaktadır. Ancak, Ukrayna’nın beklenmedik kararı ve Türkiye’nin jeopolitik konumu Ankara’yı göz ardı edilemez güç merkezine dönüştürmektedir. Üstelik Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgazın da kaçınılmaz olarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınma ihtimali de dikkate alındığında Türkiye’yi Avrupa enerji arz güvenliğinin merkezine konumlandırmaktadır.