Şunu biliyoruz… Dünyanın en sorunlu bölgesi olan Ortadoğu`da önce sınırları cetvelle çizilen ülkeler oluşturuldu ve diktatör yönetimlerine göz yumuldu.
Sonra…
Ortadoğu`ya demokrasi getirmek için o diktatör yönetimlere savaş açıldı. Tam birkargaşa ve istikrarsızlık yaşanan bölgede şimdi başka şeyler oluyor.
Daha açık söylemek gerekirse, Ortadoğu yeni bir dönüşüm sürecine girdi, ya da sokuldu.
Neler olduğunu bölgede, diğer bir ifadeyle sahada sürekli araştırmalar yapan birOrtadoğu Uzmanı olarak Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Pirinççi ile konuştuk.
Cuma akşamı Olay Televizyonu`nda yayınlanan Her Açıdan programında Ferhat Hoca neler olduğunu anlatırken önce durum tespiti yaptı:
“Ortadoğu`ya baktığımızda karşımıza şu çıkıyor: Önce klasik aktörler, yani devletler ve devlet dışı aktörler vardı. Hamas, Hizbullah, PKK bölge gerçeğiydi ve devlet dışı aktörler olarak politikaları belirliyorlardı.”
Ardından…
“Şimdi Işid gerçeğiyle karşı karşıyayız” dedi ve ekledi:
“Devletleri yıkma noktasına getirdiler.”
Şuna dikkat çekti:
“Işid şu anda Bağdat Havaalanı`na 40 kilometre mesafede. Biraz daha ilerlese Bağdat Havaalanı`nı ele geçirebilecek düzeyde.”
Sorguladığı şu:
“Neye göre evrilecek bu sistem?”
Şu analizi yaptı:
“Arap Baharı başladığında tavrını barışçı dönüşümden yana koyan iki ülke vardı: Türkiye ve Katar. Eski sistemi isteyenler ise Suudi Arabistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Ürdün gibi ülkelerdi.”
Kırılma noktasına işaret etti:
“Mısır`da Sisi darbesi gerçekleşmeseydi barışçıl dönüşüm olacaktı. Darbeyi sadece Mısır ordusu yapmadı, Suudi Arabistan da destekledi. Mursi inim inim inlerken destek vermediler.”
Şunu ekledi:
“Ama Tunus`ta barışçıl dönüşüm devam ediyor. Orada Arap Baharı`nın en başarılı örneği sergileniyor. Şimdi uzlaşmayla ikinci seçimler yapılıyor.”
Sorunun kaynağını şöyle görüyor:
“Demokratik dönüşüm yerine, meşruiyetini halktan almayan ve kendilerine bağlı kişilerle dışarıdan yönetebilecekleri despotik devletler istiyorlar.”
Kaygısı ise şu:
“Barışçıl dönüşüm yaşanabilir. Ama Mısır, Libya, Irak, en son Suriye tam tersi örnekler. Uluslararası toplumun ya hareketsizliği, ya da bölgesel bazı aktörlerin dönüşümü bilinçli olarak ters çevirme isteği var.”
***
Irak ve Suriye`nin kuzeyinden Kürt devleti doğar mı?
Ortadoğu`da yeni bir durum var ve bunun sancılarıyla kargaşa yaşanıyor. Neler olduğunu, Ortadoğu Uzmanı olarak bölgede sürekli saha araştırmaları yapan Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Pirinççi şöyle tanımladı:
“Sistemim dönüşümü sancısı yaşanıyor… Engellemeye çalışanlar, direnenler, başka şeyler yapmaya çalışanlar, oturup bekleyenler, dışarıdan müdahale edenler var.”
Soru şu:
Bu kargaşa ve çatışmalardan Kürt Devleti doğar mı?
Soruya cevap verirken…
“Devletsiz tek millet… İran topraklarında kısa bir Mahabad Kürt Cumhuriyeti var, ama binlerce yıldır devletleri yok” diyerek söze başladı.
Sonra…
“Her coğrafyada yaşayan Kürtleri ayrı görmek gerekir” dedi ve ekledi:
“Irak`ın kuzeyinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi adı altında federe birim var. Devletleşmeye en yakın yer orası.”
Peki…
Suriye`nin ve Irak`ın kuzeyini içine alacak şekilde Kürt Devleti çıkar mı?
Ferhat Hoca`nın düşüncesi şu:
“Suriye`deki Kürt nüfusun yaşadığı bölgeler arasında toprak bütünlüğü yok. Kürtler Suriye`de 3 bölgede dağınıklar. Aradaki bölgelerde Araplar,Türkmenler ve diğer gruplar var. Toprak bütünlüğü olmayan yerden Kürdistan çıkarmak mümkün değil.”
Bütün bu süreçte Kobane`nin yerinin ne olduğunu şöyle tanımladı:
“Kobane kasaba, ama ötesinde bir kontrol yok. Afrin`in ötesinde de kontrol yok. Suriye`de istikrarlı bir merkezi yapı oluşsa en fazla hakları verilmiş kanton yönetimi olur.”
İlan edilen kantonlara bakışı ise şu:
“Kendi başınıza kanton ilan ettiğinizde her şeyi çözmüş olmuyorsunuz.”
***
Kırmızı çzgiden güvenceye: Kuzey Irak
Kürt Devleti için en uygun yer olarak Kuzey Irak`ı gören Doç. Dr. Ferhat Pirinççi değişimi şöyle anlattı:
“Kuzey Irak`ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi`ni başlangıçta Türkiye için tehdit görüyor, kırmızı çizgimiz kabul ediyorduk. Ama başka gelişmeler oldu ve şimdi o bölge Türkiye için güvenlik sübobu haline geldi.”
Değişimi şöyle açıkladı:
“Irak`taki krizler silsilesinin Türkiye`ye gelmesini engelliyor. Ayrıca ticari ilişkilerimiz en fazla o bölgeyle ve yatırımlarımız da en fazla o bölgede.”
***
Kobane neden önemli hale geldi, başka hesap var mı?
Olay Televizyonu`ndaki Her Açıdan adlı programımızda cuma akşamı, Ortadoğu Uzmanı olan ve bölgede saha araştırmaları yapan Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç Dr. Ferhat Pirinççi`yi konuk ettik.
Ferhat Hoca`ya program sırasında “Işid`e karşı savaşta Kobane neden bu kadar öne çıktı?” diye sorduk.
Şunu söyledi:
“Işid`le mücadele sadece Kobane gibi düşünülüyor. Amerika da tüm saldırılarını Kobane ve çevresine yapıyor, ama onlar da tartışmalı.”
Ardından…
Yöntemi tartışmalı bulup şu örneği verdi:
“Katar`dan, Birleik Arap Emirlikleri`nden ya da filodan kalkan Amerikan uçağı bir kamyonet vurup 5-6 kişi öldürüyor ve dönüyor.”
Şuna dikkat çekti:
“Işid ordu değil, ama klasik bir terör örgütü de değil. Çok pragmatik. Sahadaki değişikliğe çabuk adapte oluyor. Amerikan saldırıları sonrası hemen düzenini değiştirdi.”
Şunun altını çizdi:
“Eskiden gövde gösterisi için 25-30 araçlık konvoylarla gezerken dağınık halde kentlere yerleşti, halkla iç içe oldu. Kışlalarda değil, evlerde kalıyor.”
Sonra da…
PYD`nin durumunu yorumladı:
“Kobane`de trajedinin en büyük sorumlusu Işid gibi gözüküyor, ama aslında PYD ve Salih Müslim`in inatçı tutumu.”
Şöyle devam etti:
“Kanton ilan edilen bölgelerde PYD dışında güç istemediler. Barzani yanlısı, İslamcı ya da sol diğer Kürtleri dışladılar. Sahanın tek hakimi olmak istediler.”
Gözlemi şu:
“PYD hem Işid baskısından kurtulmak istiyor, hem başka gücün gelip bölgeye hakim olmasını istemiyor. Amerika gelip havadan bombalasın, istediğimiz silahları versin, ama başka bir şey yapmasın istiyor. Kendi içinde çelişkili bir durum.”