Flipboard
Aslında… Birleşmiş Milletler’in kısa adıyla UNESCO olarak bilinen Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü tarafından hazırlanan dünya mirası listesi özellikle kentler için çok büyük fırsatlar oluşturuyor.
Çünkü…
Dünyada artık ülkeler değil kentler yarışıyor. Listeye giren kentler dünya koruması altına alınırken, ayakta kalabilmeleri için finans desteği sağlanıyor.
En önemlisi…
UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alan tarihi ve kültürel mekanlar turizmin başyapıtı haline geliyor ve uluslararası alanda mutlaka görülmesi gereken olarak tanıtılıyor.
Ne var ki…
2014 yılında Hanlar Bölgesi, Sultan Türbeleri ve Cumalıkızık bölgelerini dünya mirası listesine sokmayı başaran Bursa, hedeflediği turizm payını alamadı, ama bunda Bursa’nın kendi kabahatleri ya da eksikleri de vardı.
Ardından…
Hazreti İsa’dan sonra Hıristiyan Konsül’ün toplandığı, hatta günümüzdeki İncil’in yazıldığı İznik’in aynı şekilde dünya mirası listesine alınması için girişimler başladı.
Ayasofya’sı, gölün dibindeki Batık Kilise’si ve diğer tarihi emanetleriyle İznik aynı zamanda Hıristiyanlar için kutsal kent olduğundan beklentiler büyüdü.
İşte…
Tam bu süreçte Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz önemli bir hamleye hazırlanıyor:
“Hazırlıklara başladık, dünya mirası listesine Mudanya’nın alınması için UNESCO’ya başvuruyoruz.”
Heyecanı şu:
“Barışın başkenti olan Mudanya’yı hak ettiği şekilde tarihin de başkenti yapmak istiyoruz.”
Coşkusunu bozmak için değil, ama anımsatmak amacıyla “İznik’in başvurusu var, fakat henüz sonuç alamadı” dedik.
Gülümsedi ve şu cevabı verdi:
“Biliyorum, ama biz İznik’ten önce UNESCO’nun dünya mirası listesine girersek kimse şaşırmasın.”
Şunu de ekledi:
“Mudanya’nın girişindeki Myrleia Antik Kenti’ni açık hava müzesi haline getiriyoruz. Yani, Mudanya’ya gelenleri önce antik kent karşılayacak. Ayrıca tarihi değerlerimizi de tümüyle göz önüne çıkarıyoruz.”
Girit Mahallesi özel bölge oluyor
Mudanya’da Mütareke Binası ile Arnavutköy arasında kalan Girit Mahallesi deniz kenarındaki Mudanya yalıları ve arka sokaklardaki tarihi yapılarıyla açık hava kent müzesi özelliği taşıyor.
İşte…
Bu bölge için Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın özel projeleri var. Onu da “Birinci etap projemizi yaptık, şimdi orta caddeyi ele aldık” deyip şöyle açıkladı:
“Girit Mahallesi olarak bilinen ve doğal film stüdyosu gibi olan Halitpaşa Mahallesi’ni yayalaştırıp güzel yapıları, restoran ve kafeleri, butik otellerle özel bir bölge oluşturacağız.”
Raporla ortaya çıktı: SGK İl Müdürü boşuna görevden alınmış
Gürsu’da 5 kişinin yaşamlarını yitirdikleri fabrikadaki patlama sonrası pek çok şey söylendi, türlü spekülasyon yapıldı.
8 Kasım’da yaşanan üzücü olay sonrası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından SGK Bursa İl Müdürü Erhan Karaca açığa alındı.
Biz de…
Kararı bu sütunlara taşırken, kurum içinden yetişen bir bürokrat olan ve başarılı bulduğumuz Karaca için üzüldüğümüzü yazdık.
Aradan 1 ay geçti…
Patlamanın dün açıklanan raporunu okuyunca, SGK İl Müdürü Erhan Karaca’nın hiçbir kusuru olmadığını gördük. İş güvenliği önlemleri alınmış, ama fabrika teknoloji yenilemediği ve hatalı kullandığı için kazan patlamış.
Üstelik…
Görevden alma gerekçesi sigortasız işçi de yokmuş.
Yani…
Bursa’nın sevdiği bürokrat Erhan Karaca ilgisi ve kusuru yokken boşu boşuna görevden alınmış. Bu yanlışı ya da haksızlığı düzeltmek gerek.
Büyük davayla doğan Bal-Göç 32. yılında: Sevdamız bitmedi!
1984 yılı sonbaharıydı… O dönem rahmetli Mümin Gençoğlu’nun sahibi olduğu Hakimiyet Gazetesi’nde köşe yazıp Şehir Haberleri’ni yönetiyorduk.
Bir akşamüstü Setbaşı’ndan gazeteye dönerken, kapalı olmasına karşın Valilik kapısından başlayıp otobüs duraklarına uzayan kadınlı-erkekli kuyruk gördük. Üstelik kuyruktaki yaşlılar ağlıyordu.
Sorunca, “Bulgaristan’da kalan yakınlarının adlarının zorla değiştirildiğini, baskının önlenmesi için Vali’ye dilekçe vereceklerini” söylediler.
Bunun üzerine…
Şimdilerde meslek yaşamını İstanbul’da sürdüren Ahmet Utlu arkadaşımızı görevlendirdik. Ahmet’in yaptığı haberle Türkiye’ye, hatta dünyaya ilk kez Bulgaristan’daki Türklere asimilasyon ve baskıyı duyurduk.
O süreç…
Bursa’da yaşayan Bulgaristan göçmeni Türklerin doğal lideri Mümin Gençoğlu’nun kendini ve tüm varlığını ortaya koyarak mücadele başlatmasını getirdi. 17 Ocak 1985 günü de Bal-Göç resmen kuruldu.
Süreci çok yakından izlemiş bir gazeteci olarak Bal-Göç’le aramızda duygusal bir bağ hissederiz.
Prof. Dr. Emin Balkan’dan sonra Bal-Göç Genel Başkanlığı’nı devralan ve 2 dönemdir görevde olan Prof. Dr. Yüksel Özkan üçüncü dönem adayı olduğu kongrenin davetiyesini getirdiğinde anılar gözümüzde canlandı.
24 Aralık Pazar günü saat 13.00’te Yıldırım Belediyesi Yunus Emre Spor Kompleksi’nde yapılacak kongrede yeniden adaylığını şöyle açıkladı:
“Şubelerimizle ‘tamam mı, devam mı’ diye konuştuk. Arkadaşlar ‘Daha yapacak işlerimiz var’ deyince aday olduk.”
Şunu da ekledi:
“Kongredeki sloganımız da bu toplantıdan çıktı: Sevdamız bitmedi, daha yapacaklarımız var.”
Yüksek İhtisas Hastanesi ve unutulmuş bir anı
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun davetini kabul edip Yüksek İhtisas Araştırma ve Eğitim Hastanesi Başhekimi olmayı kabul eden Prof. Dr. Yüksel Özkan atamasının gelmesini bekliyor.
Dün sohbet ederken, unuttuğumuz bir anı anımsattı:
2011 yılında, dönemin Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi Dr. Murat Polat ve Başhekim Yardımcısı Yüksel Özkan’la sohbetimiz sonrası, Yüksek İhtisas Hastanesi’nin yangında zarar gören Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi binasına taşınması önerisini bu sütunlarda dile getirmişiz.
Öneri yerini bulduğu gibi, bugünkü koşullar doğru olduğunu da gösteriyor.
