Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz
E-Posta: aey@olaygazetesi.com.tr YAZARIN TÜM YAZILARI

Çok partili seçim demokrasisi insan haklarını etkiliyor mu?

Müthiş bir askeri dehayla Kurtuluş Savaşı’ndan bu milletin galip çıkmasını sağlayanAtatürk’ün büyük devlet adamlığı misyonuyla kurduğu cumhuriyetin 91. yılınıkutluyoruz.
Kuşku yok ki…
Cumhuriyetin temel ögeleri arasında demokrasi ve insan hakları öne çıkıyor. İkisi de günümüzün hem en önemli olgusu, hem en sorunlu iki noktası.
Bu konuya…
Felsefe alanında Türkiye’nin gururu olan ve dünya felsefesinin saygı duyduğu yetkin bir felsefeci olan Prof. Dr. Ionna Kuçuradi çok özel yorum getiriyor.

Konuya yaklaşımı şu:
“Demokrasi 20. yüzyıl boyunca Batı düşüncesinin ideallerinden birini oluşturdu. 90’ların başından beri de demokratikleşme-insan hakları-serbest pazar ve özelleştirme uluslararası topluluğun sloganları haline geldi.”
Şunun altını çiziyor:
“Bu kavramlar yüzyılın dönemecinde, günümüzün belli başlı moda fikirlerini oluşturuyorlar.”
Adını da koyuyor:

“Gelişmekte olan ülkelerde demokratikleşme ve serbest pazarın insan haklarını korumanın ana yolları olduğu görüşü yaygın kabul görüyor.”
Önemli bir noktaya işaret ediyor:
“Ne var ki, şu anda demokratikleşmenin çok partili seçimlerle eşitleştirildiği, bunun sonucunda da, gelişmekte olan bir çok ülkede ‘her şey yapılabilir’ ilkesiyle hareket eden siyasal partilerin olabildiğince oy almak ve iktidara sözüm ona demokratik yoldan gelebilmek için çoğu zaman oy verenlerin hoşuna giden, ama insan haklarına zarar veren şeyler vaat etmekten çekinmedikleri gözden kaçmıyor.”
Yorumu şu:
“Demokratikleşmenin çok partili seçimlerle eşitleştirilmesi, yani demokrasi kavramının yalnızca bir ögesine indirgenmesi, bu tür demokrasilerin insan haklarının korunmasını engelleyebildiği olgusunun görülmesini zorlaştırıyor.”
Ardından…
Bir Afrika ülkesinde seçim izleyen antropolog gözlemini aktarıyor:
“Oy verme kulübelerinde demokrasi pupa yelken gidiyordu. Bir adam, karılarını getirmediği için azarlanıyordu. Pek çok Dowayo’ya ne konuda ol kullandıklarını sordum. Boş gözlerle baktılar bana. Hiçbiri seçimlerin ne için yapıldığını bilmiyordu.”
Düşüncesi şu:
“Çok partili seçimlere indirgenen demokrasi sivil toplumun yönetim biçimi, yani bir ülkede kamunun bütün yurttaşların insan hakları korunacak şekilde yönetimi olmasa gerek.”
Tespiti de şu:
“Bu durum olsa olsa siyasal partiler olarak organize olan bazı grupların iktidara gelmek için izledikleri ve bu iktidarı, taraftarlarını memnun eden, ama insan haklarını korumayan bazı uygulamaları meşru şekilde serbestçe geliştirmek için kullandıkları bir yol oluyor.”
Gördüğü ise şu:
“Demokrasinin yalnızca çok partili seçimler olarak işlediği bir devlet, bir cumhuriyet, yani bütün yurttaşların sahip çıkabileceği bir tüzel kişi olmaktan çıkıyor, yalnızca iktidarda olanlara ait sayılan bir varlık haline geliyor.”
 
***
 
Tarımsal üretim canlı tutulursa köylerde yaşam sürer
 
 
Anımsıyoruz da… Bursa Üretici Köylüler Kooperatifleri Birliği’ni 2004’te kuran Reşat Akyel, ziyaretimize ilk geldiğinde heyecanı ve hayalleri vardı.
Gerçi…
Yasa yeni çıkmış ve üretici köylüler için üreticiden tüketiciye satış hakkı tanınmıştı, ama o süreçte yerel yönetimlerinpazara ve hallere rakip olacağı kaygısıyla çekinceleri vardı.
Dün geldiğinde…
Aradan geçen 10 yılda bu yolda neler yapıldığını ve neler yaşandığını konuştuk.
Yaşananlar elbette bu sütunlara sığmaz.
Fakat…
Gelinen durumu, çiftçi belgesi sahibi bin civarında üyesi olan Bursa Üretici Köylüler Kooperatifleri Birliği Başkanı Reşat Akyel açıkladı:
“Nilüfer Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Bozbey çok duyarlı. 4 mahallede üretici pazarı olarak tezgah açıyoruz. Cumhuriyet, Konak, Karaman, Çamlıca mahallelerinde bize pazar alanı tahsis etti.”
Şunu ekledi:
“Yıldırım’da bir pazarımız vardı, Sayın Ramazan Altunöz döneminde kapandı. Osmangazi bize Kanalboyu’nu adres gösterdi, fakat burası üretici için sıkıntılı olduğundan tezgah açamadık.”
Şu bilgiyi verdi:
“Gerçi belediyeyle bir ilgisi yok, ama Yeşilşehir içinde kooperatif olarak pazar açmak için site yönetimiyle anlaştık. Üretici köylüyle tüketiciyi orada buluşturacağız.”
Konunun bir boyutu daha var. Akyel ona da şu sözlerle dikkat çekti:
“Pek çok kişi farkında değil, ama kırsalda ekim azaldı. İnsanlar artçık tarımsal üretim yapmıyorlar, kente göç edip burada yaşamayı tercih ediyorlar. Oysa tarımsal üretim canlı tutulursa, köylerde yaşam sürer.”
 
***
 
Bugün önce bayram kutlaması, sonra pazar
 
Bursa Üretici Köylüler Kooperatifleri Birliği üyesi çiftçiler için Nilüfer Belediyesi tarafından tahsis edilen pazaryerleri arasında Konak Kapalı Pazaryeri de var. Fakat, Nilüfer Kaymakamlığı bugün aynı yerde Cumhuriyet Bayramı kutlaması yapacak.
Birlik Başkanı Reşat Akyel şu bilgiyi verdi:
“Pazaryerinde üretici çiftçiler olarak Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılacağız. Tören bittikten sonra da tezgahlarımızı açacağız.”
 
***
 
Belkıs Önal Pişmişler’in kaleminden Saruhan Ayber
 
 
Bursa basınının gelişiminde çok özel bir yeri olan Saruhan Ayber büyüğümüzü iki hafta önce toprağa verdik. Ama başta yetişmelerine emek verdiği gazeteciler olmak üzere, dostları onu unutmadı, anılarında yaşatıyorlar.
Bunlardan biri de…
Bir süredir Almanya’da yaşayan Belkıs Önal Pişmişler oldu. Gazetecilik yaşamına Bursa Hakimiyet’te başlayan,Olay’ın ilk döneminde birlikte çalıştığımız Belkıs, yetişmesinde emeği ve desteği olan Saruhan Ayber’in vefatı üzerine duygularını anlatan bir yazı kaleme aldı.
Sütunlarımızı…
Belkıs’ın kalemine ve duygularına bırakıyoruz:
Güya Saruhan Ayber, Yılmaz Akkılıҫ, Ömer Ersöz ve pek ҫok  arkadaşla buluşacak, çay içip  dağılacaktık yine, herhangi bir akşamüstü…
Böyle derken, gecen yıl bizi yakıp giden annem “İyi de…” demişti, “Unutma bak, kabından akmış su aynı kabı doldurmaz.”
Saruhan Ayber’in vefatıyla, Akkılıҫ ve Ersöz’ün özgün ve tutkulu karakterleriyle bir üҫlü olarak Bursa’da dönemlerine yaptıkları entelektüel müdahalelerin izlerini andım.
Ayber, aralarında bulunmaktan büyük bir onur duyduğum, 12 Eylülden çıkmayı talep eden gazetecilik hattıyla, bunu onaylayan Bursa kamuoyunun arasındaki müthiş buluşmanın arabulucusudur.
Organize Sanayi Bölgesi’nde işçilerin kullanmak zorunda oldukları suyla ilgili gazetede çıkan ilk haberimden sonraEmniyet Basın Bürosu’ndan gelen telefonla, “Artık işten çıkarılırım” deyip çekmecemi toplarken, Saruhan Bey’in “Hadi, bu ilk haber için çay ısmarla yazı işlerine” deyişi unutulur gibi değildir.
Üstelik, böylesi bir karşı çıkış kişisel bir anı olarak  da kalamaz.
Saruhan Bey kibirli değil ama mağrur bir gazetecilik özgüveni armağan etti Bursa’ya.
Saruhan Bey için de,Yılmaz Amca’da yaptığımı yaptım. Belgin Önal’ın Ölümlülüğün Ölümü ile ilgili yazdıklarına güvendim, sonra da bir sokak çalgıcısı Saruhan Ayber için Cav Bella’yı çaldı.
Bu sevgili hatıraları saygıyla ananlara katılarak…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X