Diyarbakır’da 6-7 Ekim 2014’te Kobani (Ayn el-Arap) bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un öldürülmesiyle ilgili 41 sanığın yargılandığı davanın karar duruşması, bazı sanık avukatlarının mazeret bildirerek katılmaması nedeniyle üçüncü kez ertelendi.
Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır’dan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine alınan davanın 14’üncü duruşmasına tutuklu sanıklar ile şikayetçi aileler ve tarafların avukatları katıldı.
Sanıklardan suça sürüklenen çocuk F.G’nin, “avukatının duruşmaya katılmaması için kendisine baskı yapıldığı” yönündeki dilekçesini dosyaya ekleyen Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, bir önceki celsede gerekli uyarıları yapmasına rağmen tutuklu sanıklardan 11’inin avukatının duruşmaya katılmadığını belirtti.
Otçu, “Gerek F.G’nin yazılı dilekçesinden, gerekse gerekçesiz mazeretlerden de anlaşıldığı üzere dosyanın karara çıkmasını engellemek için hazır olmayanlarla ilgili bir sonraki celsede gerekirse baro başkanlığına müzekkere yazılarak vekilleri veya müdafileri olmasa dahi barodan avukat talep etmeyi düşünüyoruz. Bu celse mütalaaya karşı son savunmaları alabiliriz. Bir dahaki celse hazır olan avukatlardan gelmeyen olursa duruşma başlamadan barodan avukat tayinini sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.
Esas hakkındaki mütalaasını yenileyen Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Yalçın, sanıklardan 23’ü hakkında “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” ve “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlarından 6’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. 15 sanık için de beraat talebinde bulunan Yalçın, yargılamanın, haklarında yakalama kararı bulunan 3 sanığın dosyaları ayrılarak devam etmesini istedi.
Bazı sanık avukatlarının belgelendirmedikleri mazeretler nedeniyle duruşmada hazır bulunmamalarının sırf yargılama sürecini sürüncemede bırakmak amacına yönelik olduğunu belirten Yalçın, mazeretlerin reddine ve duruşmada hazır bulunmayan müdafiler yerine sanıklara müdafi tayini için Ankara Barosuna müzekkere yazılmasına hükmedilmesini talep etti.
Duruşma 24 Nisan’a ertelendi
Mütalaaya karşı beyanı sorulan müşteki avukatlarından Murat Sadak, sanık avukatlarının savunma hakkını kötüye kullandıklarını söyledi.
Sadak, “Bu, avukatların sıklıkla yaptığı bir Ali Cengiz oyunudur. Biz bu celsede karar verilmesini talep ediyoruz. Karar çıkmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz mazeretlerin kabul edilmemesi ve avukatlar hakkında görevi kötüye kullanma nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.
Diğer müşteki avukatları da sanıkların en üst sınırdan ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etti.
Sanık avukatları da mütalaaya karşı savunma için ek süre istedi.
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, hazır olan sanık avukatlarına bir sonraki celseye kadar mütalaaya karşı savunma için son kez süre verilmesine, mesleki mazeretlerin reddine, müdafileri hazır olmayan tüm sanıklar için baroya müzekkere yazılarak avukat atanmasının istenmesine ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 24 Nisan’a erteledi.
Adliye önünde basın açıklaması
Duruşmanın ardından adliye önünde toplanan mağdur yakınları, avukatları ve Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) yöneticileri ile üyeleri basın açıklaması yaptı.
Duruşma hakkında bilgi veren Avukat Sadak, “Türkiye’nin değişik bölgelerinden karar için gelinmesine rağmen maalesef üç duruşmadır bir türlü karar çıkamamaktadır. Sanık müdafileri tarafından, mahkeme alet edilerek karar sürüncemede bırakılmakta.” diye konuştu.
Mahkemenin, sanık avukatlarına duruşmada bulunmaları yönünde ihtar gönderdiğini hatırlatan Sadak, “Maalesef bugün tutuklu 21 sanığın 11’inin avukatı mazeret sunmuştur. Bundan dolayı mahkeme, istemeyerek de olsa duruşmayı erteledi. Sanık müdafilerinin yokluğunda karar verilmesini talep ettik. Bu talebimizi kabul etmeyen mahkeme, sanık müdafilerine son bir süre verdi. Bugün gelmeyen sanık müdafileri için Ankara Barosundan müdafi talebinde bulundu. Gelmeyecekler için de yokluklarında karar verileceğini bildiren yazı gönderilecek. Sanık avukatları, bu Ali Cengiz oyunlarını devam ettireceğe benziyor.” değerlendirmesinde bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz da çıkacak kararın, Yasin Börü ve arkadaşlarını sevenlerin acısını bir nebze de olsa dindireceğini söyledi.
İddianame
İddianamede Yusuf Er, Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un 7 Ekim 2014’te, Diyarbakır’da terör örgütü PKK/KCK mensuplarınca, “DEAŞ üyesi oldukları” iddiasıyla saldırıya uğradığı belirtiliyor.
Maktuller ile olayda yaralanan Er’in, saldırı üzerine Bağlar semtinde bir daireye sığındıkları, eylemi gerçekleştiren grubun binanın çevresini sardığı ve bu kişileri aramaya başladığı aktarılan iddianamede, eylemcilerin, Er ile maktullerin 5 numaralı dairede olduğunu anlamaları üzerine bir kişinin mutfak balkonundan daireye girdiği ve içeridekilere silahla ateş etmeye başladığı kaydediliyor.
Silahlı kişinin kapıyı açarak, grubun diğer üyelerini de eve aldığı, eylemcilerin ikametgaha sığınanları linç ederek, ateşli ve delici silahlarla yaralayıp üçüncü kattaki camdan aşağı attıkları, birini de sürükleyerek binadan dışarı çıkardıkları anlatılan iddianamede, aşağı atılan ve can çekişen maktullere sopa, taş ve tekmeyle saldırıya devam edildiği belirtiliyor.
Olayda Er dışındakilerin öldüğü, ikametgahın tuvaletine sığınan ve bir süre fark edilmeyen Er’in daha sonra bulunduğu, darbedilerek ve kesici aletle yaralanarak buradan çıkarıldığı ancak Er’in sanıkların elinden kaçmayı başardığı ve 500 metre kadar gittikten sonra bayıldığı da iddianamede yer alıyor.
Sanıkların, 4 maktulü “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan dörder, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan birer olmak üzere beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor. İddianamede sanıkların, Er’in yaralanmasına ilişkin de ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.
Diyarbakır’daki izinsiz gösterilerde Börü, Dakak, Güneş ve Gökguz’un öldürülmesiyle ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 17’si tutuklu 34 sanık yargılanırken, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, aynı suçlamalarla ilgili suça sürüklenen 7 çocuk hakkında, çocuk ağır ceza mahkemesinde açılan 2 davanın bu davayla birleştirilmesiyle yargılananların sayısı 21’i tutuklu olmak üzere 41’e yükselmişti.