Akdoğan, Başbakanlık Merkez Bina’daki makamında yaptığı açıklamada, Suriye sınırında yaşanan gelişmeler ve özellikle Kobani konusunda hükümet olarak ilk günden itibaren çok yüksek duyarlılıkla hareket ettiklerini belirtti.
“Suriye’den gelen göçmenler konusunda hep insani hassasiyetle hareket ettik, gelen mazlum ve mağdurların kimliğini hiç sorgulamadık” ifadesini kullanan Akdoğan, Türkiye’nin birkaç gün içerisinde Kobani’den gelen 172 bin 684 kişiye kapısını ve kucağını açtığını vurguladı.
Bununla bütün dünyaya bir insanlık mesajı verildiğini ve Türkiye’nin iyi niyetinin gösterildiğini dile getiren Akdoğan, şunları söyledi:
“Şunu güçlü bir şekilde ifade etmek istiyorum, Kobani’de yaşanan drama kesinlikle sessiz kalmadık ve tüm imkanlarımızı seferber ederek, can havliyle sınırımıza yönelen insanlara kucağımızı açtık. Daha önce de dediğimiz gibi Suriyeli Kürtler, tarihi olarak Türkiye’nin dostudur, akrabası ve komşusudur. PYD’nin Türkiye’ye karşı tavrı veya Suriye meselesindeki Esed yanlısı tutumu, bizim Suriyeli Kürtlere sırtımızı dönmemiz gibi bir durum ortaya çıkarmamıştır. İnsanlık dramı yaşanan bir dönemde biz siyasi hesaplarla hareket edemezdik ve etmedik. Suriye’den ülkemize sığınan insanlara kucak açarken ‘Gelenlerin Türkiye’ye karşı tavrı nedir?’ diye sorgulamadık. Bu yüzden meseleyi Esed’e karşı bir pazarlık meselesi gibi takdim etmek son derece yanlış olur.”
– “PYD, Suriye’de bugüne kadar birçok yanlış yaptı”
PYD’nin Suriye’de bugüne kadar bir çok yanlış yaptığını belirten Akdoğan, “Hem Türkiye’ye karşı negatif tavrında, hem Esed’e yönelik destekleyici tavrında, hem de Esed’in yaptığı zulümler karşısında sessiz kalan tutumunda doğru bir çizgi tutturamamıştır” dedi.
Türkmenlerin, Nusayrilerin veya Sünni Arapların ağırlıkta oldukları şehirlerde vahşet yaşanırken sessiz kalanların bugün “sessizlik” vurgusu yapmasının “hiç inandırıcı olmadığını” vurgulayan Akdoğan, şunları kaydetti:
“Ancak bizim şu an sergilediğimiz insani tavır tüm bu siyasi meselelerin üzerindedir. Yani dün başkalarının ne yaptığına bakmadan biz bugün ahlaki bir duruş sergilemeye çalışıyoruz. Türkiye, kendisinden daha fazla destek bekleyenlerden her konuda daha fazla işbirliği ve pozitif tutum bekleme hakkına sahiptir. Kobani konusunda Türkiye’nin hiçbir şey yapmadığı büyük bir yalandır. Türkiye insani zeminde yapılabilecek ne varsa yapmaya çalışmaktadır. Gerek Salih Müslim görüşmesi, gerek bizim HDP heyetleriyle yaptığımız görüşmeler hükümetimizin iyi niyetinin bir göstergesidir.”
– “Silahlı Kuvvetlerimiz misliyle mukabelede bulunmakta”
“Türkiye Kobani’nin düşmesinden ve sınırında IŞİD gibi bir terör örgütünün bulunmasından kesinlikle memnuniyet duymaz” diyen Akdoğan, Meclis’ten geçen tezkerede bu tür örgütlere yönelik tavrın ve tutumun çok açık bir şekilde ortaya konulduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin Kobani’deki gruplara karşı bu tür örgütlere yardım yaptığı propagandasında bulunanlar, bunun tutmadığını görünce hükümeti Kobani’deki gelişmelere duyarsız kalmakla suçluyorlar. Türkiye’nin Suriye kaynaklı terör örgütlerinden duyduğu rahatsızlık sebebiyle Meclis’ten çıkardığı tezkereye ‘hayır’ oyu verenlerin Türkiye’den daha ileri adımlar atmasını beklemeleri büyük bir çelişkidir. Türkiye, ulusal güvenliği açısından gelişmeleri yakından takip etmekte, risk ve tehditleri ciddiyetle ele almaktadır. Sınırımızda yaşanan çatışmalar sebebiyle topraklarımıza düşen havan topu mermilerine karşılık Silahlı Kuvvetlerimiz misliyle mukabelede bulunmakta ve angajman kuralları çerçevesinde gereken karşılığı vermektedir.”
– “Bütün bu saldırıları da şiddetle kınıyorum”
Suriye’de hava harekatı yapan koalisyon güçlerinin ara vermeksizin operasyona devam etmesi konusunda “yoğun bir diplomasi trafiği” yürüttüklerini ifade eden Akdoğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konuyu defalarca vurguladığını hatırlattı.
Akdoğan, “Hükümetimiz ve ilgili birimlerimiz dün geç saatlere kadar ABD’li yetkililerle her düzeyde temasta bulunarak bir an önce daha aktif ve etkili bir şekilde hava bombardımanına hız verilmesi gerekliliğini vurgulamışlardır” dedi.
Türkiye’nin iyi niyetli tüm adımlarına karşı bölgede tansiyonun yükseltilmeye çalışılmasını son derece yersiz ve duruma fayda sağlamayan bir istismar vesilesi olarak gördüklerini dile getiren Akdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
“Belli şehirlerde insanları sokağa dökmeye yönelik çağrılar, sorumsuz siyaset anlayışının bir tezahürüdür ve Türkiye’nin iyi niyetli çabalarına karşı büyük bir haksızlıktır. Özellikle AK Parti binalarına karşı birtakım saldırılar yaşanmaktadır. Bu saldırılar, hangi parti binasına olursa olsun, siyaset kurumuna ve demokrasiye karşı yapılmış saldırılardır. Uludere, Muradiye, Başkale, Varto ve daha bir çok ilçe binamıza saldırılar olmuştur, bütün bu saldırıları da şiddetle kınıyorum. Şehir merkezlerinde insanlarımızın huzurunu kaçırmaya yönelik her türlü şiddet eylemi ve Vandalizme karşı kesinlikle müsamaha gösterilmeyeceği çok iyi bilinmelidir. Son derece olumlu bir şekilde devam eden çözüm süreciyle Suriye’de yaşanan gelişmelerin ilişkilendirilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Çözüm süreci kendi mecrasında seyretmektedir. Bizim dışımızda gelişen her olayı çözüm süreciyle ilişkilendirmek son derece yanlış bir yaklaşım olur. Türkiye dışında yaşanan ve bizim doğrudan müdahil olmadığımız olayları bahane ederek çözüm sürecinde kırılganlık üretmek sorumsuz bir yaklaşım olacaktır.”
– Güvenlik Toplantısı
Türkiye’nin Suriye’de nasıl bir askeri operasyonun parçası olabileceği, bunun şartlarının ne olduğu konusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun gereken açıklamaları yaptığını hatırlatan Akdoğan, “Hükümetimiz, Suriye’nin geleceğini tek bir örgüt, kesim veya belli şehirlerdeki gelişmeler üzerinden okumak yerine daha kapsamlı bir gelecek öngörüsüyle hareket etmek durumundadır. Yani nasıl bir Suriye geleceği, senaryosu öngörülmektedir? Türkiye elbette sadece bir örgütün etkisizleştirilmesi değil, nasıl bir Suriye tasavvur edildiğiyle ilgili daha kapsamlı bir senaryo görmek istemektedir” dedi.
Hükümet olarak gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve ilgili kesimlerle temasları sürdürdüklerini vurgulayan Akdoğan, “Sayın Başbakanımız yarın saat 16.00’da ilgili birimlerin katılımıyla Güvenlik Toplantısı gerçekleştirecektir. Mutad hale gelen bu toplantıyla son gelişmeler detaylı olarak ele alınacaktır” ifadesini kullandı.