Edinilen bilgiye göre, olay, 29 Eylül 2006 tarihinde Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otoyolunun Kürkçüler Mahallesi Cihadiye Köprüsü’nde meydana geldi.

İddiaya göre, o tarihte jandarma bölgesi olan köprüde yakılmış kadın cesedi bulundu. Jandarma ekipleri yaptıkları araştırma sonucunda ölen kadının kimliğini belirleyemedi ve dosya faili meçhul olarak kaldı.

 

Büyükşehir Belediye Yasasıyla jandarma mıntıkasındaki çoğu yer polise geçince burası da Adana Emniyet Müdürlüğü sorumluluk alanına girdi. Bu nedenle faili meçhul dosya polise geldi. Jandarmadan faili meçhul cinayet dosyalarını teslim alan polis, bunları çözmek için Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talimatıyla özel bir ekip oluşturdu.

 

Özel ekip önce yakılarak öldürülen kadının kimliğini belirlemek için çalışma başlattı. Kayıp Büro Amirliği ile irtibata geçen faili meçhul ekibi, kayıp başvurusu yapan ailelerin getirdiği fotoğraflarla yakılarak öldürülen kadının fotoğraflarını karşılaştırmaya başladı. Polis burada yaş aralığına, fotoğraftaki benzerliğe dikkat ederek çalışma yaptı. Çalışmalar sonucunda yakılarak öldürülen kadın cesedinin Hatun F. (22) isimli genç kadına ait olabileceği üzerinde duruldu.

 

Polis, genç kadının annesi Kerziban A.’yı çağırdı. Ancak anne, “Bu benim kızım değil ona hiç benzemiyor” dedi. Polis fotoğraf ve ceset üzerinde yaptığı teknik incelemede kayıp başvuruları yapılan kadınlardan cesedin en çok Hatun F’ye benzediği yönünde ısrar etti. Bu nedenle genç kadınin cesedinden ve annesinden alınan DNA örneği adli tıpa kurumuna gönderildi. Bir süre sonra adli tıp DNA örneklerinin eşleştiğini, yakılarak öldürülen kişinin Hatun F. olduğunu belirledi. Aile ise bu sonuç ile yıkıldı.

Cenazenin kime ait olduğunu belirleyen ekipler genç kadını öldüren katili bulmak için çalışmalarını hızlandırdı. Olaydan önce eşinden boşanan ve daha sonra Ö.F. ile birlikte sevgili hayatı yaşayan genç kadının, erkeklere pazarlandığı belirlendi. Ekipler Hatun F’nin cinayete kurban gitmeden önce telefonda kimlerle görüştüğünün listesini çıkardı. Hatun F’nin cinayetin olduğu gün Murat K. (36) ile birkaç görüşme yaptığı ortaya çıktı. Ekipler hırsızlık suçundan 7 yıl hapis cezası alan ve yarı açık cezaevinde yatan Murat K. ile görüşmeye başladı.

 

Faili meçhul ekiplerinin sürekli cezaevine gelip kendisine Hatun F. hakkında sorular sorması üzerine Murat K., cezaevinden firar etti. Bunun üzerine ekipler Murat K.’yi aramaya başladı. Ekipler Murat K.’yi İstanbul Pendik’te üzerinde başkasının adına düzenlenmiş iki sahte kimlikle birlikte yakaladı. Polisi karşısında gören Murat K., “Bu zamana kadar neredeydiniz, her gün sizin gelmenizi bekledim çok geç kaldınız” dedi.

Adana’ya getirilen Murat K.’nin sorgusunda suçunu itiraf ederek, “Kendisini tanıyordum. Birlikte olmak için 2 saatliğine 200 liraya anlaştık. Ancak ilişkiye girmek istediğim sırada uyuşturucu ve alkol aldığım için başarılı olamadım. Bu nedenle gitmek istedi. Ben de ‘nereye gidiyorsun sana 2 saatliğine 200 lira verdim 2 saat bir yere gidemezsin’ dedim. Böyle deyince bana hakaretler etti. O an kendimi kaybettim ve boğdum. Daha sonra otomobilin benzin göstergesi çalışmadığı için bagajda bulundurduğum benzini döküp yaktım ve köprünün kenarına attım” dediği öğrenildi.

 

Murat K. ayrıca olayı öğrenen eşinin kendisini terk ettiğini o günden sonra hayatının alt üst olduğunu kaydetti. Murat K. ile birlikte olayı bildikleri halde polise gelip şikayetçi olmadığı ileri sürülen Hatun F’nin erkek arkadaşı Ö.F. ile Murat K.’nin arkadaşı A.Ç. (38) de gözaltına alındı. Zanlılar sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Zanlı Murat K. “tasarlayarak adam öldürme” suçundan tutuklandı. Diğer iki zanlı ise savcılıktan serbest bırakıldı.