‘Üzerimize düşen görevi yapacağız’

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, “HDP olarak doğabilecek krizlerin çözümü noktasında üzerimize düşen görevi yapacağız” dedi.

‘Üzerimize düşen görevi yapacağız’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisince Dünya Ticaret Merkezi’nde düzenlenen İl Eşbaşkanları toplantısı öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hafta sonu, TBMM’ye giren dört parti liderlerini çağırarak görüşeceğini ifade etmişti ancak CHP ve MHP buna itiraz etti. HDP’nin bu konudaki görüşü nedir” sorusu üzerine Yüksekdağ, bu görüşmeleri yapması gerekenin rolü gereği Cumhurbaşkanı olmadığını, seçimden birinci çıkan partinin teamüller gereği görevlendirileceğini ve bu kişi üzerinden görüşmelerin yapılacağını hatırlattı.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı makamı üzerinden doğrudan Meclise ve hükümetin kurulması sürecinde böyle müdahalenin geliştirilmesinin doğru ve yerinde olmayacağını vurgulayan Yüksekdağ, şöyle konuştu:

“Seçimde halk, her siyasi merkezin nerede durması gerektiğini net bir biçimde ifade etmiştir. Yeni hükümetin kurulması sürecinde Meclis’teki seçilmişler ve temsilcilerin ilişkilendirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanın rolü de doğal sorumluluğu gereği çeşitli krizlerle karşılaştırıldığında ön açıcı rol ve hakemlik yapmaktır.” 

Yüksekdağ, parti organlarıyla yaptıkları görüşmeler çerçevesinde bu çağrının yerinde ve doğru olmadığını, esas olarak demokratik ve Meclis kanalından, seçilmişler kanalından mekanizmaların geliştirilmesini düşündüklerini anlattı.

“Kriz üreten değil, çözen parti”

İttifak senaryoları ve HDP’nin şu ana kadar herhangi bir partiyle temasının bulunup bulunmadığına ilişkin bir soruya da Yüksekdağ, bu zamana kadar  HDP’ye herhangi bir siyasi partiden resmi bir talep ve teklif gelmediğini, süreç bakımından gelebilecek tüm görüşme taleplerine kapılarının açık olacağını bildirdi.

7 Haziran seçim sonuçlarından ciddi bir halk iradesinin ortaya çıktığını savunan Figen Yüksekdağ, şunları söyledi:

“Türkiye’nin yüzde 60’ından fazlası ‘tekçiliğe, otoriterleşmeye, tek parti adam, tek siyasete, hayır’ dedi. Çoğulculuğa ‘evet’ dedi. Seçimin esas sonucu budur. Çoğulcu bir siyaset istemiştir Türkiye halkları. Seçmen kitlemiz,  çoğulcu bir yönetim anlayışı ve kendisinin doğrudan yönetime katılacağı bir siyaset  anlayışını benimsemiştir. Tüm siyasi  öznelerin de bu iradeye ve bu yönlendirmeye uygun harekete etmesi gerekir. Kimsenin böyle bir süreçte ‘benim kırmızı çizgilerim, benim anlayışım, benim merkezim, çerçevem’ gibi dayatmaya girme lüksü ve hakkı yoktur. Bu dayatma ve  sınırlar daha çok partimize yönelik olarak karşımıza çıkarılmaktadır. Bunu, Türkiye’deki 7 Haziran seçim sonuçlarından kimsenin bir şey anlamadığını, bu sonuçları ve söylemleri geliştirenlerin bir şey anlamadığının bir ifadesi olarak görüyoruz.”

Parti olarak, hükümet kurmak veya koalisyon eksenindeki tüm öneri, görüşme ve çağrılarla ilgili son Parti Meclisinde ve MYK’da bir heyet belirlediklerini bu görevlendirme çerçevesinde tüm tekliflere açık olacaklarını ifade eden Yüksekdağ, “Türkiye siyasetinde kriz yaratan değil, kriz çözen bir pozisyonu üstlendik. HDP olarak doğabilecek krizlerin çözümü noktasında üzerimize düşen görevi yapacağız” diye konuştu.

İmralı görüşmesi

Bir gazetecinin “İmralı’ya gitmek için başvuru yaptınız, bir gelişme var mı? Kandil ile görüşme planlaması yapıldı mı?” sorusuna Yüksekdağ, İmralı ile görüşme için heyetin 3-4 gün önce başvuruda bulunduğunu ancak henüz bu görüşmeye resmi ve somut yanıt alamadıklarını aktardı. 

Bu süreçte İmralı ile yapılacak görüşmenin sürecin ilerletilmesi bakımından ve siyasetin daha stabilize yolda ilerlemesi bakımından çok kritik bir yerde durduğuna işaret eden Yüksekdağ, şunları kaydetti:

“Çünkü 7 Haziran her şeyden önce barışa ve çözüme verilen oyların belirlendiği seçim sonuçlarıydı. 7 Haziran’da yüzde 13.1 ile HDP’nin Meclise taşınmış olmasının çözüm konusunda Türkiye haklarının ne kadar güçlü bir beklenti içinde bulunduğunu gösteriyor. Çözüm Süreci’nin devam etmesi ve devam ettirilmesi isteği, 7 Haziran seçim sonuçlarının en temel başlıklarından biridir. O nedenle seçimin arkasından sürecin kesintiye uğraması riskini beraberinde getirecek sorumsuz yaklaşımlar sergilemesi seçmen iradesine saygısızlıktır. Biz o nedenle sayın Öcalan ile görüşmenin önündeki tüm engellerin kaldırılmasının 7 Haziran seçim sonuçlarından çıkan demokratik iradeye saygının da bir gereği olarak görüyoruz. Siyasi iktidar, 7 Haziran seçim sonuçlarından söyledikleri gibi saygılı iseler derhal hemen görüşmenin önündeki engelleri  kaldırmalılar. İmralı ile en kısa sürede görüşme gerçekleştirmek siyasetin stabilize zeminde ilerlemesi bakımından önemli.” 

Kandil ile bir görüşme planlarının olmadığını açıklayan Figen Yüksekdağ, “Bizim yakın vadede böyle bir planımız yok. Kısa vadede heyetimizi aracılığıyla çözüm ve müzakere sürecine bağlı olarak zaten trafik sürdürülüyor” dedi.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X