UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı: ‘Gelecek Yenilenebilir Enerjide’

UEDAŞ Genel Müdürü Elektrik Mühendisi Gökay Fatih Danacı iç açıcı haberler vererek enerji dünyasının genel haritasını çizdi. Dünyada artık sadece yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan enerji santrallerine kredi verildiğini söyleyen Danacı, UEDAŞ’ın hizmet verdiği 1,5 milyona yakın abone için akıllı çözümler ürettiğini de ekledi.

UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı: ‘Gelecek Yenilenebilir Enerjide’

Güneş, rüzgâr, bio enerji gibi alternatif kaynaklardan elde edilen elektriğin nasıl aktarıldığını, UEDAŞ’ın yatırım planlamasını, bakım-onarım metodolojisini ve tüketicilerin konforuna dair bakış açılarını anlatan deneyimli yönetici, ‘depolanabilir enerji’ fikri kapsamında Gökçeada’ya bir tesis kurduklarını ve Avrupa Birliği’nden UEDAŞ olarak hibe desteği aldıklarını anlattı.

Sayın Gökay Fatih Danacı, elektrik altyapısının sorunsuz çalışması enerji verimliliğini artırır mı?

Enerjinin süreklilik arz etmesi çok önemli bir konudur. Kesinti süresi ne kadar az olursa daha kaliteli, süreklilik arz eden bir enerji akışı olur. Bu enerjiyi kullanan için, eğer ticari faaliyet yapan bir yerse ya da sanayi müteşebbisi ise, bu faaliyetlerin kesintisiz biçimde devam ettirilebilmesine yarar. Enerjinin çok sık kesilmesi oradaki iş verimliliğini olumsuz etkiler. Çünkü bütün her şeyin temel girdisi enerjidir. UEDAŞ’ın altyapısının sorunsuz çalışması herkesi olumlu etkiler. Bölgemiz Güney Marmara çok büyük bir alandır ve Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova illerindeki herkesi kapsamaktadır.

Enerji sektörü sadece dağıtımdan oluşmuyor. Birçok farklı bileşen var. Böylesine karmaşık ve büyük bir yapının çalışması zor olmuyor mu?
Elektrik enerjisinin macerası üretimle başlar, iletimle devam eder. Dağıtım ile sona ermiş gibi gözükse de asla bitmez. Bizim bölgemizde gerçekleştirdiğimiz kontrol gezileri 2 yıl sürer. İki yıl sonra tekrar baştan başlayıp devam ederiz. Perakende satışlardan sonra bir de depolama çalışmaları başladı. Bizim açımızdan bakıldığında, ‘enerji hizmetlerinin sürdürülebilmesi en önemli amacımızdır’ diyebiliriz. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) dağıtım şirketleri için hedefler belirliyor. Bu hedeflere erişenlere ödüller, erişemeyenlere ise cezalar veriliyor. Kalite parametreleri içine kesinti sıklığı, kesinti süresi, dağıtılamayan enerji gibi maddeler eklendi. Yani yıllar geçtikçe enerjinin verimliliği konusunda hem bilinç hem de teknolojiler gelişiyor ve ilerliyor. Bu ödül-ceza sistemi teknik kriterlerin ölçülmesi ve sağlanması açısından gerekli bir sistem bence.

Şirketiniz gerekli altyapı yatırımlarını ve periyodik bakım çalışmalarını yaparken sizin için en zorlu aylar hangileri?

Yatırım ve bakım planlı yapılan işlerdir. Mottolarımızdan birini; “Planlı bakım, planlı yatırım” olarak belirledik. Çünkü çalıştığımız alanda ve işlettiğimiz şirketler grubunda büyük mühendislik çalışmaları yapıyoruz. Başı ve sonu var bu işin. 5 ya da 10 yıllık master planlar ile çalışırız. Bir alanda, şehirde, kasabada ya da sanayi bölgesinde çalışırken birçok kritere bakarak ilerleriz. Şirketimiz UEDAŞ’ta girdiler (nüfus, yoğunlaşma, coğrafya, sosyo-ekonomik şartlar vb.), talepler, gidişat, hat kayıpları bir havuzda, bir metodoloji ile brlikte değerlendiriliyor. Simulasyon programlarını da kullanarak master planlarımızı hazırlayıp EPDK’ya sunuyoruz. Teknik kuruluşlar plansız çalışmazlar. Nihai tüketiciyi ilgilendiren konular değildir bunlar. Çünkü nihai tüketiciler, ‘enerjim kesiliyor mu, sokak lambam yanıyor mu’ sorusunu sorarlar sadece. Ama altında dev bir ekibin çalıştığını bilmezler. 150 civarı mühendis arkadaşımız var. Birçok saha personelimiz 7/24 çalışarak insanların ve şirketlerin hayatını kolaylaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bazı bölgelerde ekonomik ömrünü tamamlamış tesislerimiz oluyor ve onları yatırım planlarından çıkarmamız gerekiyor. Yeni bir bina ya da işyeri yapılmışsa orada mühendislik ve montaj çalışmaları yapmamız gerekiyor. Bunlara da ‘genişleme yatırımları’ diyoruz. Kırsal bölgelerde kimi köyler büyüyor, kimi köyler küçülüyor. Hayvan damlarına ulaştırılacak elektrik hatlarından tutun da tarımsal faaliyetlere kadar bütün çalışmalarımızda bir önceliklendirme metodolojisi kullanıyoruz. Çünkü kaynaklarımız sınırsız değil… Yapacağımız bütün yatırımlarımız için önceden uzun uzun düşünmemiz ve bir metod çerçevesinde çalışmamız gerekiyor. Bunun sonunda ne elde edeceğiz? “Satamadığımız enerjiyi ne yapacağız, ilk defa bir elektrik mi veriyoruz, enerji taşınırken ısıya dönüşen ve kaybolan enerji olasılığı hakkında ne yapacağız?” Bu soruları sormazsak ve cevapları bulmazsak asla yatırım planı yapamayız. Yatırım yapmazsak tesislerimiz eskimeye başlar ve verimlilik düşer. Onarım ve bakım konusunda, yağmurlu ve karlı aylarda bazen sıkıntılar yaşıyoruz ama donanımlarımızı ve insan kaynağımızı önceden hazırladığımız için kolaylıkla üstesinden geliyoruz. Yaz aylarında olası orman yangınlarına hazırlık yapıyoruz. Yine yaz aylarında klimalar çalışacağından aşırı yüklenmelere karşı da tedbirlerimizi almış durumdayız.

Dağıtımını yaptığınız elektrik enerjisi hangi kaynaklardan elde ediliyor?
Çoğunlukla linyit kaynaklarının kullanıldığı termik santrallerden elde ediliyor. Ancak hidroelektrik santrallerinden gelen enerjinin oranı da artıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da yabana atmamak lazım. Şimdi başlayan girişimler ve yatırımlar kısa sürede meyvelerini verecektir. Güneş enerjisinden elektrik elde etmek çok doğru bir girişim bence. Coğrafi şartlar, iklimsel değişiklikler ve teknoloji ilerlemesi göz önüne alınarak yapıalcak yatırımlar sayesinde fosil yakıt kaynaklarının oranı ne kadar azaltılırsa o kadar iyi. Küresel ısınmayı hızlandıran etmenlerden biri olan fosil yakıt tüketimi azaltılmalıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan rüzgar enerjisinin payının artacağından eminim. Zaten artık bir enerji santrali kurmak istediğinizde, dünyada kredi veren kuruluşlar artık sadece yenilenebilir enerji santrallerini kabul ediyorlar. Fosil yakıt kullanan enerji santralleri global anlamda pek hoş karşılanmıyor. Kısacası, ‘gelecek yenilenebilir enerjidedir’ diyebiliriz.

Sizce yakın dönemde, doğayla dost temiz enerji kaynaklarının kullanımı artacak mı?
UEDAŞ doğayla dost enerji kaynaklarının kullanımı konusunda oldukça hassas bir yapıya sahip. Gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artacağından eminim. Türkiye’nin taraf olduğu bir sözleşme imzalandı. 2030 yılına kadar 0 karbon emisyonu amacıyla çalışmalar devam ediyor. Çevre Bakanlığımızın ismine, ‘İklim Değişikliği’ ifadesi eklendi. İthal kömürlerin azalacağı, güneş ve rüzgâr kaynaklarından elde edilen enerjinin artacağı günler bizi bekliyor. Sadece otomobil olarak düşünmemek gerekiyor. Su kaynaklarının daha doğru kullanacağı bir sisteme doğru Türkiye ilerliyor. Biz bir dağıtım şirketiyiz ve çevre mühendislerimizi istihdam etmeye başladık. Depo alanlarımızda atık yağların toplanabileceği hazneler yaptırdık. İş güvenliği konusunda daha kapsamlı hizmetler almaya başladık. Çevreye yüzde yüz uyum için çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalarımızı ve eğitimlerimizi sıklaştırıyoruz. Kendi ekosistemimizde bir kültür oluşturuyoruz. Yani birileri denetlemeden ya da size söylemeden kavramları düşünüp faaliyete geçmek gerekiyor. Bu konuda da daha dijital ve görüntülü teyid konularında çalışıyoruz.

Sayın Danacı, tüketicilerin bilinçlendirilmesi, genç kuşakların bilgilendirilmesi adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Enerji verimliliği ve bilinçlendirme çalışmaları kapsamında bakanlığımız bir proje hazırlamıştı. ENVER adı verilen bu proje okullarda uygulandı ve biz de UEDAŞ olarak bu büyük kapsamlı projeye destek verdik. Bence genç insanların bilinçlenmesi çok önemli. Sadece geleceğin tüketicileri olarak bakmıyorum gençlere. Onlara geleceğin mucitleri, mühendisleri ve fikir sahibi bilinçli bireyler olarak bakıyorum. Enerji verimliliğin genç kuşaklara anlatılabilmesi için okul gezileri yapıyoruz. Konferanslar aracılığıyla genç kuşak insanlara enerji üretimi, tüketimi, dağıtımı konularında bilgilendirici buluşmalar düzenliyoruz. Örneğin sokak lambalarının led ampullere dönüşmesi söz konusu. Bunu da anlatıyoruz çocuklara. Böylece enerji az tüketilirse fosil kaynaklar daha az tüketilir.

‘Tükettiğin kadar üret’

‘Bizim kadar büyük çaplı şirketlerin sistemi böyledir. Tükettiğimiz kadar enerjiyi üretiriz. Yani bir santral durmaksızın çalışmaz. Bir santrali durdurup diğerini çalıştıran bir mekanizma vardır. Burada enerjiyi depolayamadığımızı fark ettik. Ancak elektrik enerjisinin depolanması şimdilik çok pahalı bir yatırımla mümkün oluyor. Açıkçası dünyadaki mühendisler bu konuda son 5 yıldır ciddi çalışmalar yapıyorlar. Biz de UEDAŞ olarak 25 Haziran 2021 tarihinde Gökçeada’da bir depolama istasyonu açtık. Avrupa Birliği ile yaptığımız bu proje, ‘Virtual Plant For Island’ adında ve ‘kendi kendine yetebilen ada’ mantığıyla planlanmış durumda. Horizon 2020 projesinde AB’den hibe desteği aldığımız bu proje aslında çok umut verici. Fazla üretilen enerjinin depolanabildiğini düşünün. Bu çok işe yarayan bir proje olacak.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X