Türkiye’nin dünya okulu geleceğin bilim insanlarını yetiştiriyor

İki öğretmen, biyoloji öğretmeni Ali Erzincanlıoğlu ve kimya öğretmeni Hüseyin Kirez tarafından kurulan Venüs Kampüs ortaokul ve lise kısımlarıyla 6 yıldır önemli başarılar elde ediyor. Venüs Kurs ise 9 yıldır üniversite ve lise sınavlarına hazırlıkta Bursa’nın en değerli kurumlarından biri.

Türkiye’nin dünya okulu geleceğin bilim insanlarını yetiştiriyor

Kurucu ortaklara başarılarının sırrını sorduğumuzda, “kazarak cevheri keşfetmek” cevabını alıyoruz. Akademik başarının ötesinde öğrencinin bir birey olarak var olmasının çok daha önemli olduğunu vurgulayan Erzincanlıoğlu ve Kirez, neden devlet okullarındaki proje gruplarının sponsoru olduklarını anlattılar.

∆  Sayın Ali Erzincanlıoğlu, Venüs Kampüs’ün kısaca geçmişini anlatabilir misiniz?

◊ Ortaokul ve lise bölümleri olan, 6 yıldır eğitim-öğretim hizmetlerini sürdüren kampüsümüzde 300’e yakın öğrencimiz bulunuyor. Mudanya Yolu üzerindeki kampüsümüzde butik bir eğitim kuruluşu olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aşağı yukarı 100 öğrencimiz ortaokulda, 200 öğrencimiz de anadolu ve fen lisesindedir.

∆  Bugüne dek Venüs Kampüs mezunlarının iyi üniversitelere yüksek derecelerle girdiklerini okuduk. Bu başarının sırrı nedir sizce?

◊ Başarımızın sırrını, sistemimimizi öğretmen okulu olmak üzerine kurmak olarak açıklayabilirim. Kurucu ortağım Hüseyin Kirez kimya öğretmenidir. Ben biyoloji öğretmeniyim. Bizzat derslere girerek adeta bir takım koçu gibi öğrencilerimizi takip ettiğimiz için başarı seviyesi yüksek oluyor. Bursa’ya, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün parametrelerine baktığımız zaman, özellikle LGS başarı sıralamasında her zaman ilk 3 içerisinde bulunuyoruz. Ama en iddialı olduğumuz kısmımız lise kısmımızdır. Özellikle 12. sınıf-üniversiteye hazırlıkta iddialıyız.

∆  Lise kısmında elde edilen sınav sonuçları da oldukça yüksek. Bu konuda da aynı motivasyon söz konusu mudur?

◊ Bir öğretmen okulu, bir öğretmen kontrolü, bir öğretmen dikkati söz konusu olduğundan dolayı aynı motivasyonun lisede de geçerli olduğunu söyleyebilirim. Bizim için en önemli konu, her bir öğrencimizin kendi kişisel kurtuluş savaşını kazanmasıdır. Slogan olarak, ‘Hayallerinin Peşinde Koş’ ifadesini kullanıyoruz. Yani öğrencilerimizin öncelikle neleri hayal ettiğini keşfetmeye çalışıyoruz.

∆  Genel müfredatı uygulayan bir okulsunuz ama bir de özel yöntemler var. Sizin de kendinize özgü metotlarınız var mı?

◊ Öğrencilerimizin kişiliği bizim için çok önemli. Öncelikle onların kişiliğine saygı duyuyoruz. Herhangi bir problem yaşandığında kendimize 24 saatlik süre tanıyoruz. Bu iş için 23 saat 59 dakikada çözüm üretilmiş oluyor. Bir kere bunu çok önemsiyoruz. Sınav başarısını artırmak için ise bir başka metodumuz daha var. Akademik başarının yanı sıra, yaşamsal becerilerin gelişmesi için özel çaba harcıyoruz. Neler yapıyoruz? Öğrencimizin kendi başına Bursa içinde bir bölgeden bir bölgeye seyahat edebilmesini sağlıyoruz. Ya da o öğrencimizin kendi başına alışveri yapmasını, iletişim kurmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu çaba beraberinde öğrencinin kendine olan güveninin artmasını getiriyor. Bu aşamadan sonra; Tıp Fakültesi kazanmak isteyen öğrencimizi, daha önceden Venüs Kampüs’ten mezun olmuş Tıp Fakültesi mezunlarımız ile bir araya getiriyoruz. Bunu her bölüm için düşünebilirsiniz.

∆  Öğrencilerinizin aileleri ile iletişimi sürdürüyor musunuz?

◊ Kurucu ortağım Hüseyin Bey ile bir aile gibiyiz. Aynı tutumu öğrencilerimize de yansıtıyoruz. Hem akademik anlamda hem de kişisel gelişim anlamında samimi biçimde onların yanında olduğumuzu hissettiriyoruz ve gerçekten de sorunlarını çözüyoruz. Bu tutum ailelere de yansıyor. Okuldaki saatlerinden sonra öğrencilerin evde geçirdikleri zamanın kalitesi bizim için çok önemli. Bu nedenle velilerimiz ile her zaman iletişim halindeyiz ve çocuklarımızı yakından takip ediyoruz.

∆  Sayın Erzincanlıoğlu; ortaokuldan lise mezuniyetine kadar 8 yılını bu okulda geçiren öğrenci için ne gibi planlar yapıyorsunuz?

◊ Elbette öncelikle akademik seviyeleri tespit ediyoruz. Dersler başladıktan sonra gönüllü biçimde İngilizce öğrenmeye başladıklarını ve sıkı çalıştıklarını görüyoruz. Kişisel anlamda hayatı öğrenip kendi ayakları üzerinde durabilmelerinin ilk şahitleri oluyoruz. Kısaca 8 yıl boyunca bir bireyin doğuşunu ve yetişkinliğe hazırlanışını izliyoruz. Bu muhteşem bir duygu. Elbette istedikleri yönde eğitim hayatlarına yön vermeleri ve sonunda istedikleri bölümü kazanmaları bütün çabalarımızı taçlandıran adeta mutlu bir son oluyor. Evlatlarımızın başarısı ve mutluluğu bizler için paha biçilemez kazanımlar… Okulumuzdaki yabancı dile eğitimi İngilizcedir ama aynı zamanda ikinci yabancı dil olan Almanca’yı da öğretiyoruz. 6. sınıftan sonra hafta sonları; kodlama ve yapay zeka derslerini ücretsiz olarak alabilir.

∆  Sayın Hüseyin Kirez, kurucu ortağı olduğunuz Venüs Kampüs’teki 6 yıllık okulculuk deneyiminizin öncesinde de uzun süren bir öğretmenlik kariyeriniz var. Bu okulda ve öncesinde eğitim için neler yaptınız?

◊ Öncelikle öğrencilerimizi tanımayı ve onlarla doğru iletişim kurabilmeyi başardığımız için çok mutluyum. Bunca senelik eğitimcilik deneyimi boyunca eğitim için ne yaptınız? sorusuna verilecek en güzel yanıt “kazarak cevheri keşfetmek” olacaktır. Bir madenci gibi zorlu yollardan geçerek, öğrencimizin gerçekte ne gibi cevherler taşıdığını anlamaya çalışıyorum. Bu çabalarımız ortağım Ali Bey ile birlikte her zaman meyvelerini verdi. Ülkemize ve Bursamıza çok değerli öğrenciler ve bireyler kazandırdık. Oldukça yetenekli ama hangi yönde gelişeceğini bilemeyen birçok öğrenciyi kendi gerçekliği ile tanıştırdık diyebilirim.

∆  Bu, “kazarak cevheri keşfetmek” çalışmaları kapsamında neler yaptınız? Şu anda da bu çalışmaları sürdürüyor musunuz?

◊ Akademik kısım hayatın tamamı değil, öğrencilerin nasıl bireyler olduğunu öğrenmek istiyoruz. Bizim çocuklarımıza aslında öğretmek istediğimiz şey, nasıl analiz yapacaklarını öğretmektir. Venüs Kurs olarak 9. yılımızı yaşıyoruz. Hem okulumuzda, hem de kursumuzda amacımız öğrencileri birer yarış atı gibi hazırlamak değil, amacımız bu çocukların dimağını açıp onları ülkemizin, hatta dünyanın geleceğine birey olarak hazırlamaktır. Bu anlamda öğrencilerimizi keşfetmek, onların yeteneklerini su yüzüne çıkarmak ana misyonumuz olarak ön plana çıkıyor.

∆  Farklı okullardaki bazı projelere sponsor oluyorsunuz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?

◊ Devlet okullarının, anadolu liselerinin ve Fen Liseleri okullarının geliştirdikleri TÜBİTAK ve TEKNOFEST projelerine ana sponsor olarak destek veriyoruz. Bursa’daki iyi bir anadolu lisemizin uçak projesinin ana sponsoruyuz. Yine iyi bir anadolu lisemizin roket projesinin tamamının sponsoru olduk. Bu projeleri geliştiren çocuklar çok özel öğrencilerdir. Biz okulları tarıyoruz ve projelere odaklanabilen öğrencileri keşfedip onları destekliyoruz.

∆  Sizce Türkiye’de eğitim anlamında ön plana çıkacak olan unsurlar nelerdir?

◊ Bilgi her şeyden kıymetli olacak. Zaten şu anda da, dünyada bilginin nasıl işlendiğinden önce özgün bilginin ortaya çıkışı ile ilgili bir arayış var. Üniversitelerdeki akademisyenler bunun farkındalar ve bizler bu akademisyenler ile bir araya gelerek öğrencilerin bilgiyi nereden ve nasıl elde edeceklerini araştırıyoruz. Uludağ Üniversitesi ile protokolümüzü yaptık. İstanbul’daki bazı üniversiteler ile protokol aşamasındayız. Dünyamız artık global bir köy ve biz bilgiye kolayca erişebiliyoruz. Yeter ki özgün ve yeni bilgiyi keşfedelim. Okulumuzdaki dil eğitiminin kapsamlı biçimde verilmesinin temel sebebi budur. Yabancı kaynakları rahatça okuyup analiz etme ve farklı bilgilerle karşılaştırma yeteneğini kazanan öğrenciler zaten dünyada bir adım öne çıkabiliyorlar.

∆  Sayın Hüseyin Kirez, yüz öğrenciden ancak bir öğrenciyi özel yeteneklerinden dolayı keşfettiğinizi varsayalım. Daha sonra nasıl bir yol izliyorsunuz?

◊ Bu keşif süreci oldukça zorlu bir süreçtir. Çünkü eğitim sistemimiz ne yazık ki ‘ezberlemek’ üzerine kurtulmuş bir sistemdir. Özel okullar ve devlet okulları eğitim-öğretim sistemimizin paydaşlarıdır. En doğrusunu bulabilmek adına sürekli analiz yapmamız gerekir. Anne-babadan başlayarak farkındalıklar oluşturmak için çaba harcıyoruz. Velilerimize öğrencimizin bir meta olmadığını belli edip, bütün gücümüzle ona sahip çıkmamız gerektiğini vurguluyoruz. Bu çabamız her zaman olumlu sonuç veriyor. Kendisine değer verildiğini hisseden öğrenci daha cesurca davranıp özgün çözüm önerisini bizlere sunabiliyor. Etkileşim en önemli anahtardır. Gözlemci, çözümcü, ilerlemeci tutumlarımız rehberlik ağımıza etki ediyor. Sadece bir rehber öğretmenimiz, Olimpiyatlara hazırlanan öğrencilerimiz ile ilgilenmektedir. TÜBİTAK’ın Fizik, Kimya, Matematik ve Biyoloji olimpiyatlarına hazırlanan öğrencilerimiz doğrudan farklılaşıyor. Bu takımlara giren öğrenciler TÜBİTAK tarafından ulusal takımlara alınıyorlar. Dolaylı olarak Türkiye ve Bursa’nın bilimsel gelişimine katkı sağlamaya çalışıyoruz.

“Her öğrenci kendi kişisel kurtuluş savaşını veriyor”

©Matematiği, Fiziği, Kimyayı, Türkçe’yi, Geometriyi öğretiyoruz evet ancak şu gerçeği de unutmuyoruz, siz de sınava girerken “üçgenin iç açıları”nı sordular ya da Türkçe dilinin kuralları ile ilgili soruları cevapladınız. Biz, farkımızı ortaya koyarken şuna dikkat ediyoruz. Her öğrencinin kendi uslubu ve taktikleri var. Yani her öğrenci kendi kurtuluş savaşını veriyor. İşte biz o noktada yol gösterici ve destekleyici rolümüzü çok iyi biliyoruz.”

“Bursa’daki öğrencilerdeki cevher keşfedilmeli”

©“Geleceğin girişimcileri, geleceğin bilişimcileri ve geleceğin yatırımcıları Bursa’dan çıkabilir. Global bilgiye ulaşmak artık çok kolay ama asıl önemli olan o bilginin nerede, hangi projede kullanılacağına karar verebilmektir. Venüs Kampüs ve Venüs Kurs öğrencileri arasında yaptığımız taramalarda özel öğrencilerin cevherlerini keşfetmeyi amaçlıyoruz.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X