Uluslararası piyasalarda “yatırım gurusu” olarak bilinen Templeton Gelişmekte olan Piyasalar Grubu Başkanı Mark Mobius, gelişmekte olan piyasalarda kullanılan “kırılgan beşli” tanımlamasına katılmadığını belirterek Türkiye’de yatırımcılar için fırsatların olduğunu söyledi.
Temmuz ayı sonu itibariyle portföyünde tüm iştirakleri ile birlikte toplam 854,7 milyar dolarlık varlığı yöneten Franklin Templeton Investments’ın gelişmekte olan piyasa yatırımlarından sorumlu olan Mobius AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Piyasalarda Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika ekonomilerini tanımlamak için sıklıkla kullanılan “kırılgan beşli” terimine katılmadığını belirten Mobius, “Kırılgan beşli terimine içerisinde bulunan ekonomilerin karmaşık yapılarını basitleştirdiği için katılmıyorum. Türkiye örneğine bakarsak, bu terim ülkenin gerçek ekonomik gücüne gölge düşürüyor. Türkiye’de hala özellikle de tüketici alanında birçok yatırım imkanı bulunuyor. Türkiye iyi yetişmiş iş gücü ve mükemmel yöneticileri ile küresel piyasalara giriş yapabilen son derece dinamik bir ekonomi. Kırılgan olduğunu söyleyemeyiz” ifadelerini kullandı.
Dolar baskısı azalacak
Yaklaşık 40 yıldır gelişmekte olan piyasalara yatırım yapan Mobius, ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artışı olasılığının gelişmekte olan ekonomilere olası etkilerini de değerlendirerek, “ABD’den gelecek faiz artışının gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki risk algısı aslında kısmen azaldı. Çünkü faiz artışının küçük bir oranda yapılacağı beklentisi var. Asıl risk eğer piyasaların beklentisinin üzerinde bir faiz artışı yaşanırsa oluşur. Böyle bir durumda gelişmekte olan piyasalar dahil tüm piyasalar etkilenir” ifadelerini kullandı.
Gelişmekte olan para birimleri üzerindeki dolar baskının önümüzdeki dönemde azalabileceğini belirten Mobius, “Gelişmekten olan piyasalardaki para birimlerinin bir kısmı dolar karşısında şu zamana kadar çok büyük oranda değer kaybına uğradığı için dolar baskısı azalacaktır” dedi.
Mobius, ayrıca ABD hükümetinin doların ülke ekonomisinin olumsuz yönde etkilenmemesi için doların çok fazla değerlenmesini istemediğini hatırlattı.
Petrol ve altın fiyatları
Mobius, son dönemde petrol fiyatlarındaki düşüşün arz talep dengesinden kaynaklanmadığını daha çok algısal bir yansıma olduğunu belirterek, “Eğer son 20 yıldaki arz talep eğilimlerine bakarsanız, hiçbir yıl arz ve talep dengesi yüzde 5’in üzerinde değişim göstermemiştir. Buna rağmen petrol fiyatlarının piyasa fiyatı inanılmaz oranda oynaklık göstermiştir. Bu yüzden petrol fiyatlarının orta vadede şu an olduğu noktadan daha yukarıda olacağını düşünüyorum. Fakat mevcut fiyatının çok üstünde değil” dedi.
Mobius, “Dünyanın en büyük nüfusun sahip Çin ve Hindistan’da yüksek büyümeyle birlikte petrol ürünlerine olan talep artacaktır. Alternatif enerji kaynaklarının artması beklense de bunların petrol talebinin yerini kısa zamanda alması mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Altın fiyatlarının yükseldiğini görebiliriz
Altın fiyatlarındaki son dönemde yaşanan düşüşün de “algısal” olduğunu belirten Mobius, ABD ekonomisine ilişkin risklerin artması durumunda altın fiyatlarının yeniden yükselebileceğini vurguladı.
Mobius, “Doların güçlenmesiyle elde altın yerine dolar tutmak gibi bir eğilim söz konusu. Fakat ABD’nin yüksek kamu borcu ve bazı politik sebeplerle doların değer kaybedebileceği endişesi ile altının yeniden yükseldiğini görebiliriz. Altına yatırım için en iyi zaman kimsenin onu istemediği zamandır. Şu anda da pek revaçta değil” ifadelerini kullandı.
“Grexit çatlağının sonu feci olur”
Yunanistan’ın borç sorununun kendisinin birlik içerisinde kalması kadar önemli olduğunu düşünmüyorum. Yunanistan’ın AB içerisinde kalması ve Avro birimini kullanmaya devem etmesi gerekiyor. Parasal sistemin Avrupa’ya büyük faydası var ve artık önemli bir rezerv para birimi olarak kullanımda. Yunanistan’ın birlikten ayrılmasıyla parasal birlikte yaşanabilecek herhangi çatlağın sonucu feci olur.
Rusya’nın ekonomik durumunu da değerlendiren Mobius, “Rusya’ya ABD ve AB tarafından uygulanan yaptırımlar Rusya’daki yatırımlarımızı artırmamızı imkansız hale getiriyor. Rusya için çıkış yolu Hindistan, Çin, Brezilya gibi dünyanın önde gelen ekonomileri ile ticaretini ve işbirliğini artırmaktan geçiyor” dedi.