Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilen şirketlere rekabet hukuku açısından bir farklılık getirilmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Bakan Ağbal, yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya ait, Hazine Müsteşarlığının altında yer alan ve özelleştirme programında yer alan bazı şirketleri TVF’ye devrettiklerini hatırlattı.
Varlık Fonu kanununda fonun kendisi, fonu kuracak şirket, fon tarafından kurulacak alt fonlar ve şirket tarafından kurulacak alt şirketlere birtakım istisnalar getirildiğini belirten Ağbal, ”Burada dikkati çekmek istediğimi husus, kanun kapsamında kurulan fon ve şirketler istisna tutulacak. Ya da bu fon ya da şirket tarafından kurulacak olanlar istisna. Dolayısıyla bugün TVF’ye devrettiğimiz halihazırda faaliyette bulunan şirketler rekabet hukuku da dahil olmak üzere hangi kurallara tabi ise aynı kurallara tabi olmaya devam edecekler. TVF’ye devredilen şirketlere rekabet hukuku açısından bir farklılık getirilmesi söz konusu değil” dedi.
İLGİ BİR ANDA ARTTI
Varlık fonlarının gücünün sahip oldukları varlıkla doğru orantılı olduğunu dile getiren Ağbal, ”Dünyada 3 trilyon dolarlık varlık fonları da var, 3 milyar dolarlık fonlar da. Türkiye bugün G-20 üyesi bir ülke. Türkiye’nin petrol ve gazı yoksa da çok değerli bir Türkiye hikayesi, şirketleri var. Bunlar ülkemizin göz bebeği. Ülkemiz bugün gelinen noktada bir çekim merkezi.
Biz TVF’yi, gelecek dönemde Türkiye ile ilgili oluşabilecek bütün mega projelere ve mega yatırım kararlarına imkan sağlasın diye kurduk. Böyle bir yapının ortaya çıkabilmesi, uluslararası alanda bir aktör haline gelebilmesi için öncelikle aktifinde varlığının olması lazım. Bugün bir şirketin önce bilançosuna bakarsınız. İlk değerlendirmede, bu şirket ve varlıkların değerlendirilmesinin uygun olacağını düşündük” diye konuştu. Ağbal, bunun TVF’ye olan ilgiyi bir anda artırdığını vurguladı.
YABANCILAR PEŞİNE DÜŞTÜ
Özellikle yurt dışında yatırım bankaları ve başka ülkelerin yatırım fonlarının TVF ile görüşmek, gelecekteki yatırım fırsatlarını konuşmak istediğini açıklayan Ağbal, ”Buradaki varlıklar, bir özelleştirme uygulaması için buraya devredilmedi, Türkiye’nin bir Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) zaten var. Burada önemli olan bu varlıkların oluşturduğu sinerjiyi kullanarak kaynak üretmek, üretilen kaynakla çok stratejik ve ülkemizi 2023 vizyonuna götürecek projelere imkan sağlamak” ifadelerini kullandı.
Yapılan değerlendirme ile şu aşamada söz konusu şirketleri TVF’ye almayı uygun gördüklerini kaydeden Ağbal, hemen başka bir değerlendirme yaparak, ‘şu şirketleri de alalım’ diye bir değerlendirmeleri olmadığının altını çizdi. Ağbal, ”Şu aşamada Bakanlar Kurulu’nun TVF’nin Stratejik Yatırım Planı’nı onaylaması ve TVF’nin bir an önce operasyonel hale gelmesi noktasında çalışmalar yürütülüyor. Onlar da yakın bir zamanda belli bir noktaya gelecek” diye konuştu.
VİZYON EKSİKLİĞİ GÖRÜYORUZ
TVF’nin büyüklüğü konusunda bir hedeflerinin olup olmadığının sorulması üzerine de böyle bir hedefin olmadığını söyleyen Ağbal, burada karşılarına çıkacak projenin önemli olduğunu belirtti.
Ağbal şöyle devam etti:
”Her proje bir aktif büyüklüğü ister. O aktif büyüklüğü neyi gerektiriyorsa, Türkiye’nin menfaatine ise o yapılacak. Türkiye’nin varlıkları devletin bir yerinden alındı diğer tarafına konuldu. Öyle değerlendirmeler yapılıyor ki sanki Hazine ve ÖİB’nin altındayken farklı bir şey de buraya geçince farklı bir şey oldu. Daha düne kadar ÖİB’nin altındaki varlıklar niye burada diye konuşuluyordu. Maalesef uluslararası bir vizyon eksikliğini görüyoruz. Türkiye’nin ekonomide geldiği noktayı yakalayamama gibi kısır bir bakış açısını görüyoruz. Türkiye, global ekonominin şartları neyi gerektiriyorsa onu yapacak. TVF de bu anlamda ülkeye önemli değerler katacak.”