PTT Pul Müzesi’ndeki Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı, İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Etkinliğe TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, PTT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Kenan Bozgeyik, bürokratlar ile davetliler katıldı.
Kahraman, buradaki konuşmasında, bugünün 15 Temmuz menfur saldırısının yıl dönümü olduğunu belirterek, PTT’nin bu önemli günü unutturmayan ve unutmayan kurumlar arasında bulunduğunu söyledi.
15 Temmuz 2016’da Türkiye’nin önemli bir badire atlattığına işaret eden Kahraman, “Eğer 15 Temmuz tahakkuk etseydi, darbe neticeye gitseydi ülkemiz bir perişan ülke haline getirilecekti… Bölünmüş topraklarımız ve biz küçük bir arazide birbiriyle boğuşan kardeşler topluluğu… Suriye’ye, Irak’a, benzeri ülkelere benzer tablolarla perişandık. Cenabıhak bizi korudu, harekatı öne çektiler, milletimiz bir şuur içerisinde meydanlara çıkıp ‘dur.’ dedi, Cumhurbaşkanı’mıza olan itimadı ve o davete uyuşuyla önceki menfur darbelere benzer bir durumla karşılaşmadık.” diye konuştu.
Darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin gönül coğrafyasındaki ülkelerin hemen “geçmiş olsun” dileklerini iletmeye geldiğini ancak bu girişimin senaryosunda pay sahibi olanların ancak bir ay sonra ziyaret gerçekleştirdiklerine işaret eden Kahraman, şunları kaydetti:
“Bana ‘Geçmiş olsun… Bir darbe atlattınız… Üzüldük.’ diyorlar. Devamını getirmiyorlar. Noktalarda söylemediklerini söylüyorum; ’35 yıllık hazırlığımızı boşa çıkardınız, çok üzgünüz.’ Bu, bir piyonun, meczubun, bir narsist, kendini beğenmiş, zavallı kişi meselesi olarak görülmemeli. Büyük devletimize tuzak kuranlar, o menfuru kullandılar. Kalkıp da ‘Ben hainlik ettim, başkaları aldanmasın diye itiraf ediyorum, kullanıldım’ da demiyor. Tersine ‘tekrar hazırlık var, acaba bu cuma ne olacak, gelecek ayın filan günü ne yapacaklar’ gibi endişe tohumları saçmaya çalışıyorlar. Hiçbir şey olmayacak. Türkiye tekrar bir darbeyle karşılaşmayacak biiznillah. 15 Temmuz’un gösterdiği iyi taraftır bu. Çünkü millet demokrasiyi özümsediğini ispat etti. Öyle mikrofona geçip, ‘darbe yaptık, el koyduk.’ demekle olmuyor. Millet uymazsa, kabul etmezse hiçbir darbe tahakkuk etmez.”
Başkan Kahraman, geçmişte de olduğu gibi Türkiye’de önemli projelerin ve olumlu gelişmelerin yaşandığı dönemleri istemeyenlerin olduğunu söyledi.
“Kaptanlar gemiyi terk etmezler”
TBMM Başkanı Kahraman, darbe girişiminin yaşandığını anladığında hemen abdest alarak TBMM’yi açtığını belirterek, “Kaptanlar gemiyi terk etmezler, fareler terk ederler. Bu millet fare değil.” şeklinde konuştu.
Boğaz Köprüsü’nün inşaası sürecinde yaşananlara da değinen Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sultan Abdülhamit İngilizler’e debi hesabı yaptırmış. Üstten Karadeniz’den Marmara’ya, alttan Marmara’dan Karadeniz’e. Bu bir istek, hedefti. Rahmetli Tevfik İleri var. Bir pırlanta, Allah gani gani rahmet etsin. O da Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Adalet Partisi zamanında Boğaz Köprüsü çalışmaları başladı. Bir Alman firmasına verildi, kontrolü İngiltere’ye verildi. Uluslararası bir çalışma oldu. Herkes ‘Denizin üstünde köprü…’ Oysa çoktan yapılmış, biz geride kalmışız. Alman firması dedi ki ‘Bana akıntı hesaplarını verin, ona göre direklere geçeyim, temelleri atayım.’ Köprü hadisesini yakından biliyorum… Milli Savunma Bakanlığına müracaat edildi; ‘Bu bir devlet sırrıdır, ne olur ne olmaz, niye Boğaz’daki akıntıyı verelim size?’ İngiltere firması dedi ki ‘Bizde onun aslı var, Bakanlığımızdan temin ederiz.’ Oradan temin etti. Bir bilse.. Boğaz Köprüsü. Yetmedi bir tane daha, bir tane daha. Fatih gemileri önce karadan yürüttü, sonra ne yaptı? Denizin altından yürüttü. Ufuk, hedef, iştiyak, gayret olacak.”
Türk demokrasisinin başlangıcının 1950 olduğunu belirten Kahraman, “Daha önceki mebuslar Ankara’dan tayin edilmiş memurlardır. Milletin seçtiği değil. Basılı elinizde kağıt reyinizi gösteriyorsunuz, sandığa atıyorsunuz. Sandığı vali alıyor odaya. Açık rey, gizli tasnif ve belli isimler mebus oldular.” diye konuştu.
“Türkiye’nin gelişmesi önlendi”
TBMM Başkanı Kahraman, Türkiye’nin kalkınmasına yönelik hamlelerin 1950’den sonra başladığına dikkati çekerek, Türkiye’de 1950’de tek baraj varken, 1960’ta 19 baraj bulunduğunu, aynı dönemde hiç liman yokken 11 limana ulaşıldığını, 4 çimento fabrikasının 15’e, 5 şeker fabrikasının da 16’ya, milli gelirin 435 liradan 1695 liraya çıktığını anlattı. Ancak diktatör ve soyguncuların “Memleket uçuruma gidiyor.” diyerek ayağa kalktıklarını ve hükümeti devirdiklerini ifade eden Kahraman, “Dışardan yapılan propaganda ve telkinlerle Türkiye’nin gelişmesi önlendi ve ket vuruldu.” ifadelerini kullandı.
Kültür Bakanlığı yaptığını anımsatan Kahraman, söz konusu dönemde de Türkiye’nin kalkınmasına yönelik önemli projelerin önüne geçilmeye çalışıldığını ve buna yönelik propaganda yapıldığını söyledi. Bu konuya ilişkin La Fontaine’in Karga ile Tilki masalını anımsatan Kahraman, “Yine onun bir versiyonu var, tilki yine geliyor ‘Karga cenapları, o muhteşem sesinizi bir dinlesem.’ diyor. Karga bir ayağını dalda tutuyor, öbür ayağıyla peyniri alıyor ‘Ben La Fontaine’i okudum.’ diyor. Tekrar ağzına peyniri koyuyor. Toplum La Fontaine’i okudu. Anlayacak artık evelallah. Gelişmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Kahraman, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde eskisi gibi kısa süreli hükümetlerin olmayacağını söyledi. Sistem değişikliğinin istikrar ve düzen getireceğini belirten Kahraman, sistemin darbe girişimlerini de önleyeceğini kaydetti. PTT’nin bundan sonra zaferler ve gelişmeler için pul basacağını dile getiren Kahraman, ulaştırma camiasını başarılı projeleri dolayısıyla tebrik etti.
Darbe girişiminin yaşandığı gece parti ve görüş farklılıklarının yok olduğuna, milletin bir bütün haline geldiğine işaret eden Kahraman, “Partiler, parmaklardır. Aynı bileğin uçlarıdır, bilek tek, yürek tek. Gerektiğinde birleşir, bu gücü kaybetmeyeceğiz. Genlerimizde var. Asil bir milletiz. Üç kıtaya, yedi denize hükmettik. Dünkü hudutlarımızda 53 tane devlet var. Büyük bir devletiz, daha büyümeye devam edeceğiz. Nice güzel günlere kavuşalım inşallah.” değerlendirmesinde bulundu.
Pul Tasarım Yarışması’na katılan bir eseri beğendiğini ifade eden Kahraman, davetlilere oylama yaptırdı. İki kez “Bu eseri birinciliğe layık görenler?” şeklinde soru yönelten Kahraman, espirili şekilde “Oylama bu. Kabul edenler, kabul edenler. Etmeyenler yok.” dedi.
Kavgaların olmayacağını, Türkiye’nin hep beraber kalkınacağını vurgulayan Kahraman, yarışmaya katılanları tebrik etti.
“Hız kesmeden yolumuza devam ediyoruz”
Bakan Arslan da, 15 Temmuz’un bir kahramanlık destanı olduğunu ve unutturulmaması gerektiğini söyledi. Vatandaşların gözünü kırpmadan tankların, tüfeklerin önünde durduğunu ve göğsünü siper ettiğini vurgulayan Arslan, ulaştırma camiasının da 15 Temmuz’da kahramanlık destanına katkı sağladığını söyledi.
PTT Genel Müdürlüğünün darbe girişiminin ertesi gününün tatil günü olmasına rağmen 40 bin personeliyle 4 bin 500 şubesinde hizmet verdiğini anlatan Arslan, PTT’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyan ilk kurumlardan biri olarak 200 milyon dolarlık dövizi de TL’ye çevirdiğini kaydetti.
TÜRKSAT AŞ’de iki personelin şehit olduğunu anımsatan Arslan, “Onunla da yetinmedik. Birilerinin ‘Türkiye’nin ekonomisinin kötüye gittiği’ anlamında oluşturmaya çalıştığı algıya karşılık tam tersine ‘Türkiye büyüyor, güçleniyor.’ diyerek istihdam seferberliğine bu anlamda katkıda bulunduk ve PTT ailesine bugüne kadar 5 bin çalışma arkadaşı daha kattık.” diye konuştu.
Bakanlığının hizmet kervanında hız kesmeden yoluna devam ettiğini anlatan Arslan, Türkiye’ye yönelik kötü algıyı yok etmek için ulaştırma ve iletişim alanındaki birçok önemli projeyi hizmet sunduklarını ifade etti.
Arslan, TBMM Başkanı Kahraman’a Bakanlığının yasal düzenlemeleri konusundaki TBMM’de sağladığı destek için teşekkür etti.
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Kahraman ve Bakan Arslan, PTT tarafından hazırlanan “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” temalı ilk gün zarfını imzaladılar ve 15 Temmuz temalı “Pul Tasarım Yarışması’nda” ödüle layık görülenlere de ödüllerini takdim ettiler.