HASAN ALİ ÇAVUŞ – FOTOĞRAF: ASLIHAN AYDIN
ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett, Türkiye’nin küresel bir güç olmaya başladığını söyledi.
Yeni büyükelçi atanana kadar bu boşluğu dolduracak isim olan Kosnett, önceki gün geldiği Bursa’da Grand Swiss-Bel Hotel Çelik Palas’ta bir grup gazeteci ile bir araya geldi. Burada kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Kosnett, Türkiye’de ilk olarak 1984-1986 yıllarında görev yaptığını, 2016’da tekrar geri döndüğünü kaydetti.
Bir önceki ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’ın geçen yılın ekim ayında görevinden ayrılmasıyla maslahatgüzarlık görevine getirildiğini anlatan Kosnett, ”Büyükelçi atanana dek bu pozisyonda görev yapmaya devam edeceğim. ABD’yi Türkiye’de temsil etmek benim için son derece değerli ve ayrıcalıklı bir görev” dedi.
KESİNLİKLE SEVİYE DÜŞÜRME YOK
Büyükelçinin ne zaman geleceğini henüz bilmediğinin altını çizen Kosnett, “Büyükelçiliklerde bazen boşluklar olması son derece doğaldır. Bu aylar ya da yıl alabilir. Şu anda ABD’nin yaklaşık 40 büyükelçiliğine atama yapılmış değil. Buralarda da maslahatgüzarlar görevi devralmış durumda. Bazen insanlar bana gelip ‘Türkiye’ye büyükelçinin atanmamış oluşu ilişkilerimizde bir seviye düşürmeye gidildiğini mi gösteriyor’ diye soruyorlar. Bu kesinlikle doğru değil” ifadelerini kullandı. Kosnett, Türkiye-ABD ilişkilerinin ortaklığının geleceğine güçlü biçimde inandığını vurgulayarak, şu anda derinleşmekte olan ayrılığın ve gerginliğin aşılması için iki taraf yetkililerince çalışmalar yapıldığına inandığını söyledi.
YPG İLE İLİŞKİ GEÇİCİ VE TAKTİKSEL
ABD’nin YPG konusundaki pozisyonun son derece açık ve net olduğunu ifade eden Kosnett, “Biz bu askeri ilişkiyi tamamen geçici ve taktiksel olarak, DEAŞ’ı bertaraf etme amaçlı görüyoruz. DEAŞ ile mücadele sona ermiş değil. Tabi ki ABD, Türkiye ve küresel koalisyonun diğer mensuplarının da önemli çabalarıyla bu mücadele ilerletilmiştir ve bir mesafe kaydedilmiştir. Ancak bu mücadele sona ermedi. ABD Başkanı Trump ve Dışişleri Bakanı Tillerson’ın da açıkça belirttiği gibi YPG ile işbirliği geçicidir ve bir süre sonra sona erecektir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını anladıklarını dile getiren Kosnett, Afrin’deki operasyonun yakında sona ereceğini umduklarını belirtti. Kosnett, ABD’nin PKK’yı uzun zaman önce terör örgütü listesine aldığını anımsatarak, Türkiye’ye bu konuda yardım sağladıklarını anlattı.
SİLAHLARIN TSK’YA KARŞI KULLANILDIĞINA DAİR KANIT YOK
ABD tarafından YPG’ye sağlanmış olan silahların Suriye’de ya da Türkiye içinde TSK’ya karşı kullanıldığına yönelik iddialara da yanıt veren Kosnett, şunları kaydetti:
“Herhangi bir kanıt görebilmiş değiliz. Ancak ABD imalatı olan bir takım silahların PKK’da bulunduğu vakalar oldu. Türk müttefiklerimiz tarafından bu vakalar bize bildirildi ve seri numarasını verdiler. Biz bu numaraları araştırdığımızda bu silahların Iraklı güçler tarafından kaybedilmiş olan ve bir şekilde karaborsaya düşen silahlar olduğu sonucuna ulaştık. Yani bölgede dolaşmakta olan Rus, Amerikan, Çin yapımı bir sürü silah var. Çoğu mühimmattan oluşan ve YPG’ye verilmiş olan silahların herhangi bir şekilde YPG tarafından Türk kuvvetlerine karşı kullanıldığına dair bir şeye ulaşırsak, bunun YPG ile yapmış olduğumuz anlaşmanın çok ciddi bir ihlali olacağını söyleyebilirim. Tabi ki Türkiye’nin endişelerini ciddiye alıyoruz ve Türk mevkidaşlarımız ile ciddi iletişim ve işbirliği içindeyiz. Bu endişeleri küçük görüyormuş gibi görülmek asla istemem. Aksine bu durumu ciddiye alıyoruz.”
TÜRKİYE DAHA CANLI VE ÖZGÜVENLİ
Philip Kosnett, olabildiğince İstanbul ve Ankara’dan çıkıp Türkiye’nin farklı yerlerini görmeye çalıştığını dile getirerek şöyle konuştu: “Bu gibi ziyaretlerde bulunduğumda öğrencilerle bir araya gelmeye, fabrikaları gezmeye çalışıyorum. Genel olarak iki ülke arasındaki ilişkiye dair algısı, hükümet yetkililerinde farklı olabilecek insanlarla bir araya gelmeye çalışıyorum. Bursa’da TED Bursa Koleji öğrencileri ile bir araya geldim. Türkiye’de nasıl bir gelecek gördüğümü sordular. Ben de onlara ilk geldiğimden bu yana Türkiye’nin çok daha canlı ve özgüvenli bir ülke olduğundan bahsettim. Artık sadece bölgesel değil, küresel bir güç de olmaya başladığını belirttim.”
KEŞFEDİLECEK TİCARİ FIRSATLAR VAR
ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett, ABD’nin ile Türkiye arasında müşterek menfaatlere ve ortak değerlere dayanan köklü bir ilişki olduğuna işaret etti.
Ortaklığın ekonomik boyutunu da güçlendirmenin önem arz ettiğini anlatan Kosnett, ”Tabi ki iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım önemli ölçüde. Ancak hala keşfedebileceğimiz fırsatlar da mevcut. İnanıyorum ki siyasi ilişkilerimiz normal boyutta ilerlemeyi sürdürürken, hem Türk hem de ABD şirketleri yatırım ilişkilerini geliştirmek ve daha da keşfetmek yönünde güven kazanacaklardır. Geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacmi 19 milyar dolar seviyelerindeydi. ABD’nin Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımı 10 milyar doları bulmuştu ve Türkiye’nin ABD’deki doğrudan yabancı yatırımı 820 milyon dolar boyutlarındadır. Türkiye’de faaliyet göstermekte olan bin 700 Amerikan şirketi bulunmakta. Ancak ilişkilerimizi geliştirmek için fırsatlar hala var” ifadelerini kullandı. Kosnett, ülkeler arası ticari ilişkinin tam olarak dalabileceği derinliklere ulaşmış olmadığına dikkat çekerek, “Özellikle de Türkiye’nin Avrupalı partnerleri ile karşılaştıracak olursak, daha gidilebilecek yol var. Özellikle Türk Yatırımcılar da ABD marketine girebilir. Tarım ve ulaşım da büyük fırsatlar bulabilirler” dedi.
YATIRIMCI BİRAZ TEREDDÜT İÇERİSİNDE
Bursa’nın son derece önemli bir kent olduğuna işaret eden Kosnett, daha fazla Amerikan şirketine tanıtmak istediklerini vurguladı. Bir kez daha Bursa’ya gelmeyi umduğunu ifade eden Kosnett, Belediye, Valilik ve ticaret odasını da ziyaret etmek istediğini kaydetti. İş ilişkilerini siyasi ilişkilerden ve şartlardan tamamen soyutlamanın pek mümkün olmadığını belirten Kosnett, “Çok açıkça söylemem gerekirse bazı amerikan şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmakta biraz tereddüt içindeler” diye konuştu.
BURSA AKTİF BİR ŞEHİR
-32 yıl önce Bursa’ya gelmiştim. Bugün Türkiye gibi çok daha canlı ve aktif bir şehir haline geldiğini gördüm.
-Bursa küresel ekonomiye daha dahil olmuş. Burada bir araya geldiğim gençler de küresel bakışını benimsemiş.
-Kendilerini yaşadıkları şehrin vatandaşı olarak değil, birer dünya vatandaşı olarak gördüklerini fark ettim.
-Bursa’nın kendi tarihi ve kültürel dokusuyla bağını koparmaması son derece saygı duyduğum bir şey.
-Ulucami gibi yerleri gezdim. Bir Amerikalı için binlerce yıllık tarihi görmek son derece etkileyici.
‘GÜLEN’ İÇİN FAZLA MESAİ
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili yöneltilen sorulara da yanıt veren Philip Kosnett, bu konuda FETÖ ve terörist kelimelerini kullanmadı. Kosnett şöyle devam etti: “Türkiye’nin Gülen’e karşı sunmuş olduğu dava ve kanıtları iki tarafın da anlayabilmesini sağlayabilmek için, Türk yargı kurumları ve Amerikalı mevkidaşları konusunda en üst kademede son derece kapsamlı görüşmeler gerçekleştirilmekte. Bu davalarda son derece spesifik hukuki şartlar ve sunulması gereken kanıtlara karşı standartlar da söz konusu. Sizi şu konuda temin etmek isterim ki, ABD Türkiye’nin bu konudaki taleplerinin kesinlikle görmezden gelmemektedir. Aksine benim ABD’deki meslektaşlarım bu iade talebi hakkında yıllardır hiç yapmadıkları kadar mesai yaptıklarını söyledi. Bu konuyu görüşmeye devam edeceğiz.”