Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Manavgat Starlight Otel’de Memur-Sen’in 5. Büyük Türkiye Buluşması programında yaptığı konuşmada, “Bir zamandır nedense ülkemize uygulanan ambargolar gösteriyor ki şayet terörle mücadelede eskisi gibi diğer ülkelere mecbur ve mahkum olsaydık inanın atacak kurşun dahi bulamazdık. Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak, ülkemizin çıkarlarını korumak noktasında Ankara’da karar veriyor, Silopi’de, Gabar’da, Cudi’de, gerekirse Suriye’de, Irak’ta uyguluyoruz.” dedi.
“Bugün Türkiye, kendi menfaati için birilerinden icazet almaya gerek duymuyor.” diyen Erdoğan, “Bugün terörle mücadelesini hem yurt içinde hem yurt dışında tamamen milli imkanlarla yürütüyor. Şu anda Tendürek Dağlarında, Cudi’de, Bestler Dereler’de bu teröristlere askerlerimiz, polisimiz, köy korucumuz kan kusturuyor. İnlerine girdik. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Refah, mutluluk, huzur gelene kadar biz devam edeceğiz.” diye konuştu.
‘Bana diktatör dediğiniz sürece ben size ‘nazi’ demeye devam edeceğim’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz (Batı) bana diktatör dediğiniz sürece ben size ‘faşist’ demeye, ‘nazi’ demeye devam edeceğim. Çünkü benim ülkemde gerek başbakan, gerek cumhurbaşkanlığım dönemimde hak ve özgürlükler konusunda, düşünce özgürlüğünde, inanç özgürlüğünde, şu mezhep, bu mezhep, hiçbir ayrım yapmaksızın biz kimin yaşamını engelledik? Tam aksine bu ülkede başörtülü, başı açık, bunlar arasında ayrımı ne yazık ki bize diktatör diyenler uyguladı.” ifadesini kullandı.
’16 Nisan bizim için bir kırılma noktası’
“İçerideki ve dışarıdaki ‘hayır’cılar bir oldu, milletimizi tehdit ediyor.” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Neymiş, 16 Nisan’da ‘evet’ çıkarsa bizi AB’ye almazlarmış. Ah bu kararı bir verebilseler. Bizim işimizi kolaylaştırırlar. Çok daha seri karar almamıza bunlar vesile olur. Zaten 16 Nisan bizim için bir kırılma noktası. Onun için ‘evet’ çok önemli. Bu işleri masaya yatıracağız. Çünkü, Türkiye kimsenin şamaroğlanı değildir. Bunu herkes bilecek.”