Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndeki “Selçuklular” sergisinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin konjonktürel şartlarda ortaya çıkmış, sıradan bir devlet olmadığına işaret ederek, tarihi sürekliliğe vurgu yaptığını hatırlattı.
“Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti süreklilik çizgisinin” bugün her zamankinden daha fazla anlaşılması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, sergiyi de bu açıdan son derece anlamlı bulduğunu ifade etti.
Yeni bir Selçuklu ruhuna ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu coğrafyada bu mezhep çatışmaları, Batıni hareketlerin o günkü versiyonları, halleri neyse, bugünkü de dini hayatı yanlış yorumlayan ifrata dayalı yorumlarla Müslümanların bir birlerini kırmasına sebebiyet veren acıların yaşandığı bu coğrafyada, yeni bir Selçuklu ruhuna, yeni bir Selçuklu nefesine ihtiyaç hissediyoruz. Bir Nizamülmülk’e ihtiyaç hissediyoruz. Sultan Alparslan’ın cesaretine, kararlılığına, Nizamülmülk’ün siyaset anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissediyoruz.”
Davutoğlu, serginin açılış kurdelesini İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşaviri Haluk Dursun’un da aralarında bulunduğu protokolle kesti.
“Hiçbir mazluma ırkını sormayacağız”
Başbakan Davutoğlu, açılışın ardından, dini azınlıklar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi.
Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Kim ne derse desin, nasıl eleştirirse eleştirsin, Allah şahit ki kapımıza ve soframıza gelen hiçbir mazluma ırkını, cinsiyetini, dinini, mezhebini sormayacağız. ‘O geldi mi onunla birlikte insanlığın vicdanı da gelir’ deyip kabul edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin hiçbir zaman zalimlerin yanında yer almayacağına işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Bugünlerdeki tartışmalara istinaden söylüyorum. Böylesi barış sofrasından sesleniyorum. Hele hele bir ramazan gününde Türkiye’nin DAEŞ gibi bir terör örgütüyle iş birliği yaptığını iddia edenler, vicdanlarını kaybetmişlerdir. Gözleri kapanmış, kalpleri mühürlenmiştir. Türkiye hiçbir zaman hiçbir zalimin yanında yer almadı, yer almayacak.”