Başbakan Binali Yıldırım, “Türk tarafının, uluslararası camianın yoktan sebeplerle oyalanması ve müzakerelerin zamana yayılması artık kabul edilemez ve sürdürülemez bir durumdur. Rum tarafının ortaya net bir irade koyma zamanı gelmiştir.” dedi.
Yıldırım ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki görüşmeleri sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.
Binali Yıldırım, Başbakanlık görevine gelmesinin ardından ilk ziyaretini 1 Haziran 2016’da KKTC’ye yaptığını, Türkiye’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bütün vatandaşların selamlarını getirdiğini dile getirdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmesinde, müzakere sürecinde gelinen durumu kapsamlı olarak ele aldıklarını ve muhtemel gelişmeleri değerlendirdiklerini ifade eden Yıldırım, aynı zamanda Türkiye ile KKTC arasındaki iş birliğini değerlendirme fırsatı bulduklarını aktardı.
Müzakere sürecinde, Cenevre’de Kıbrıs Konferansı’nın toplanmasıyla kritik bir aşamaya gelindiğini hatırlatan Yıldırım, bu çerçevede Ada’da kapsamlı çözüm çabalarına desteklerini her fırsatta sürdürdüklerini vurguladı.
Yıldırım, beklentilerinin, konferansın yeniden toplanabilmesine imkan sağlayacak zeminin, Ada’da gerçekleştirilecek müzakerelerin ardından tesis edilmesi olduğunu, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk tarafının bu yöndeki kararlı tutumunun, gelinen safhada gerekli karşılığı bulmadığını vurguladı.
Rum Meclisinin “Enosis referandumunun Rum okullarında kutlanması” yönünde aldığı kararı hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ada’da kapsamlı çözüm arzusunun en kuvvetli şekilde dile getirilmesi gereken bu hassas süreçte, Rum Meclisinin, Ada’daki Rumlar arasında 1950 yılında Enosis amacıyla düzenlenen plebisitin, Rum tarafındaki okullarda anılmasına yönelik geçen ay aldığı karar büyük bir talihsizliktir. Bu hatadan geri dönmesi bir yana Rum tarafı, söz konusu kararı tarihi bir olaya, basit bir atıf gibi tanımlamış başta Sayın Akıncı ve Cumhuriyet Meclisi olmak üzere, Kıbrıs Türk tarafının, Rum Meclisinin bu kararını değiştirmesine yönelik çağrılarına ‘Tarihi mi düzeltelim’ diye yine talihsiz karşılık vermişlerdir.”
Rum tarafının, o tarihlerdeki vahim hatayı ve Ada’da sebep olduğu trajediyi düzeltmelerine imkan olmadığını belirten Yıldırım, “Onlardan beklenen, yetişecek genç kuşakların zihinlerini zehirlememeleri, gençlerin barış ve birlikte yaşama kültürüyle yetişmelerini sağlamalarıdır. Rum tarafı, Kıbrıs Türkü’nün hassasiyetlerini gözardı eden saldırgan tutumunu maalesef devam ettirmektedir. Gerçekleri çarpıtmaya yönelik bu tavrın, müzakere sürecini daha da ileriye taşıyamayacağı bir gerçektir.” diye konuştu.
“KKTC’nin çabalarını desteklemeye devam edeceğiz”
Müzakere sürecinin başlıca amacının, Ada’da iki tarafın siyasi eşitliğine dayalı yeni ve kalıcı ortaklığın tesis edilmesi olduğuna vurgu yapan Yıldırım, bunun Kıbrıs Türk tarafını, Ada’nın ortak sahibi olarak görmeyen yaklaşımların kökten değişimiyle mümkün olabileceğine dikkat çekti.
Yıldırım, Ada’da, kapsamlı çözüme, yeni ve sürdürülebilir ortaklığa, tarafların endişelerini, hassasiyetlerini, beklentilerini dikkate alan, kısa vadeli siyasi kazanımlardan ziyade barış, huzur ve istikrarı hedefleyen gerçekçi bir yaklaşımla ulaşılabileceğini belirtti.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Unutulmamalıdır ki kapsamlı çözüm sadece müzakere başlıklarında mutabakata varmakla değil, eşit ortaklık anlayışının özümsenmesi ve müşterek geleceğe olan inancın benimsenmesiyle mümkün olacaktır. Irkçı, dışlayıcı tavırlar yerine bu anlayış ve inancın genç nesillere aşılanması bir ihtiyaçtır. Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması yönündeki KKTC’nin çabalarını desteklemeye devam edeceğiz. Diğer yandan Türk tarafının, uluslararası camianın yoktan sebeplerle oyalanması ve müzakerelerin zamana yayılması artık kabul edilemez ve sürdürülemez bir durumdur. Rum tarafının ortaya net bir irade koyma zamanı gelmiştir. Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle gönül birliği içinde sürdürdüğümüz haklı mücadelede elde edilen kazanımları daha da ileri götürecek güç ve kararlılıkta olduğumuzu vurgulamak isterim.”
“Türkiye’de ne varsa Kuzey Kıbrıs’ta da o olacak”
Türkiye’deki atılımın benzerinin KKTC’de hayat bulmasının kendisini ancak memnun edeceğini dile getiren Yıldırım, “Buradaki temel prensibimiz şudur, Türkiye’de ne varsa Kuzey Kıbrıs’ta da o olacak. Bu anlamda su projesi, ulaşım, enerji, altyapı projeleri eş zamanlı olarak hem Türkiye’de hem de Kıbrıs’ta hayata geçirilmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Yıldırım, müzakere sürecinin seyrinden bağımsız olarak Kıbrıs Türkü’nün her koşulda yanında olmaya, güvenlik ve kalkınmasına kararlılıkla destek vermeye ve bölgede huzur, istikrar ve refahın yerleşmesi yönünde üzerlerine düşeni yapmaya devam edeceklerini belirtti.
Türkiye’nin, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Kıbrıs Türk halkının hürriyetinin, hukukunun ve selametinin muhafazası yönünde ahdi ve tarihi sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeye devam edeceğini ifade eden Yıldırım, “Türkiye ile KKTC arasındaki gönül birliği her daim kuvvetlenecek, bölgemiz için barış ve istikrar kaynağı olmayı sürdürecektir.” diye konuştu.
Sibel Siber ile görüştü
Yıldırım, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber ile görüştü.
KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde, basına kapalı gerçekleştirilen görüşme yaklaşık 30 dakika sürdü.