Anadolu Ajansının (AA) “Türkiye’nin Mağaraları” dosya haberinin beşincisinde Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı Sarpdere köyünde bulunan 2 bin 700 metrelik Dupnisa Mağarası’nın özellikleri anlatıldı.
“Kuru ve sulu” iki bölümden oluşan mağaranın sadece turizme açık 500 metrelik bölümünün 100 metresi gezilebiliyor.
Mağara, 16 türden yaklaşık 60 bin yarasaya ev sahipliği yapıyor.
Zengin damla taş oluşumları, süt beyazdan, kırmızı ve kahverenginin her tonundaki renklere sahip, dev boyutlara ulaşan sarkıt, dikit, sütunlar ve damla taş havuzları ile dikkati çeken mağarayı her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
Kültür ve Turizm İl Müdürü Veli Şen, AA muhabirine, Istranca Dağları’nın eteklerinde yer alan Dupnisa Mağarası’nın mağaracılık turizmi açısından çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Trakya’da turizme açık tek mağaranın Dupnisa olduğunu belirten Şen, 2003 yılında turizme açıldığını ifade etti.
Mağaranın 2 bin 720 metre uzunluğunda olduğunu dile getiren Şen, “Milyonlarca yıllık bir karstik şekillenmeyle, yer altı şekillenmesiyle oluşuyor mağaralar. Ülkemiz, mağaracılık açısından çok zengin. Kırklareli’nde de 40’a yakın mağara bulunuyor. Özellikle Dupnisa Mağarası, hizmete açıldığı 2003 yılından bugüne kadar binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor. Özellikle görülmesi gereken özel bir alan, özel bir yer altı şekillendirilmesi.” diye konuştu.
Sıcak ve soğuk dengesi dikkati çekiyor
Bir bölümü ziyarete açık mağaranın Rezve Deresi hattında olduğunu kaydeden Şen, şöyle devam etti:
“Özellikle mağaranın çıkış istikametinde sıcaklık 17 derecelerde, giriş istikametinde ise 12 derecelerde. Bu açıdan da çok özel bir çeşitliliğe sahip. Renklerin, mağara içerisindeki sarkıt ve dikitlerin şekillenmesinde, milyonlarca yıldan bugüne kadarki şekillenmesinde bu soğuk ve sıcak dengesinin de önemli bir yerinin olduğunu düşünüyorum. Mağara severler, doğayla ilgililer, bütün ziyaretçilerimizi Dupnisa Mağara’mıza ziyaret için bekliyoruz.”
Dupnisa Mağarası’nın diğerlerine göre daha özgün karakterde olduğunu anlatan Şen, mağarayı geçen yıl 100 bin, bu yılın 10 ayında da 70 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğini söyledi.
Şen, Dupnisa Mağarası’nın Kırklareli ve Trakya’nın turizm potansiyeline katkı sunduğunu dile getirdi.
Mağaranın bir bölümü, yarasaların üremesi için belirli dönemlerde ziyaretçilere kapatılıyor
Şen, mağarada çok sayıda yarasanın bulunduğunu belirtti.
Yarasaların korunması ve üremesi için mağaranın sulu kısmının 15 Kasım-15 Mayıs’ta kapalı tutulduğunu ifade eden Şen, “Kırklareli olarak çok özgün bir lokasyondayız. Hemen yanımızda Bulgaristan sınırı. Çok büyük bir metropol İstanbul’a yakınız. Özellikle mağaradaki yarasa popülasyonu, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Ziyaretçilerimiz, Dupnisa Mağarası’nı ziyaret ettikleri zaman hem tarihe yolculuk yapıyorlar hem de çok mutlu ve keyifli ayrılıyorlar. Özellikle mağaradaki yarasa popülasyonu ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu, bizim açımızdan çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sinanköy’deki mağaralar turizme kazandırılmalı”
Trakya Üniversitesi (TÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Sinanköy köyündeki mağaralar topluluğunun araştırmacıların ve tarih meraklılarının ilgisini çektiğini söyledi.
Sinanköy Antik Yerleşim Alanı içinde yer alan mağaralarda dini yapıların bulunduğunu belirten Prof. Dr. Beksaç, “Sinanköy’ün büyük mağara oluşumu, büyük şapelin bulunduğu kesim ve şapelin yan tarafında halk arasında kara delik diye bilinen yer, güney tarafında definlerin yapıldığı yer ve kuzeye olan bölümlerde manastırın parçaları bulunuyor.” dedi.
Beksaç, mağaraların korunması ve turizme kazandırılması gerektiğini vurguladı.
Tekirdağ’ın Saray ilçesinde ise 6 tescilli mağara bulunuyor.