Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diyarbakır’da yaşanan çatışmada Diyarbakır Baro Başkanı Sayın Tahir Elçi’nin öldüğünü, bir polisimizin de şehit olduğun öğrendim. Ayrıca polislerden ve gazetecilerden yaralananlar var. Sayın Elçi’ye ve şehit polisimize Allah’tan rahmet yaralılara şifalar diliyorum. Bu olay Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Buradan durmak yok, yılmak yok. Aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burhaniye Pelitköy Ticaret Odası Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve Özel Eğitim İş Okulu ile yapımı tamamlanan tesislerin hizmete alım törenine katıldı.
Törendeki konuşmasına Diyarbakır’daki terör saldırısına değinerek başlayan Erdoğan, “Sözlerimin hemen başında bir üzüntümü ifade etmek istiyorum. Az önce Diyarbakır’da yaşanan çatışmada Diyarbakır Baro Başkanı Sayın Tahir Elçi’nin öldüğünü, bir polisimizin de şehit olduğunu öğrendim. Ayrıca polislerden ve gazetecilerden yaralananlar var. Sayın Elçi’ye ve şehit polisimize Allah’tan rahmet yaralılara şifalar diliyorum. Bu olay, Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Buradan durmak yok, yılmak yok. Aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz” diye konuştu.
“13 yılda Balıkesir’i büyük hizmetlerle buluşturduk”
Balıkesir’de yaklaşık 50 trilyon yatırım bedeli olan birçok eserin açılışını yaptıklarını belirten Erdoğan, özellikle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Burhaniye Ticaret Odası Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nin, Pelitköyü’ne ve engelli çocuklara hayırlı olması temennisinde bulundu.
Eğitimden, sağlığa ve ulaşıma kadar Balıkesir’in 13 yılda büyük hizmetlerle buluştuğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu dönemde, 13 yılda Balıkesir’e yapılan kamu yatırımlarının tutarı, eski rakamla 16 katrilyon Türk Lirası’dır. Bunlar bu süre içerisinde Balıkesir’e yapıldı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu hizmetler katlanarak devam edecek. Balıkesir, Kurtuluş Savaşımızda düşmana karşı ilk mücadeleyi başlatan illerimizden birisidir. Pelitköyü bunun şahitlerindendir. Çanakkale Savaşı’nda en çok şehidi veren ilimiz de yine Balıkesir’dir. Bu bakımdan Balıkesir, bedelini kanıyla, canıyla ödediği bağımsızlığın kıymetini çok iyi bilir. Hani o güzel Balıkesir türküsü var, ‘İki keklik bir kayada ötüyor. Ötme de keklik derdim bana yetiyor. Annesine kara da haber gidiyor. İki keklik bir kayada yaslanır. Teke de bıçak gümüş kında paslanır. Bir gün olur deli de gönül uslanır.’ Balıkesirliler annelere giden kara haberler pahasına, ülkesinin ve milletinin istiklali için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlardır.”
“Türkiye Bosna’da yaşananlarla niçin ilgiliyse Suriye’de yaşananlarla da aynı sebeple ilgili”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kardeş ülkelere sırt dönülemeyeceğini belirttiği konuşmasında, Türkiye’nin, Bosna’da, diğer Balkan ülkeleri ve Karadağ’da yaşananlarla niçin ilgiliyse Suriye’de, Irak’ta yaşananlarla da aynı sebeple ilgili olduğunu söyledi.
Hatay’ın yanı başındaki Bayırbucak Türkmenleri zulüm altında ezilirken Türkiye’nin yüzünü başka tarafa çevirip oturamayacağını, Türkiye’nin elinden gelen her türlü yardımı yaptığını ve yapacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ama birilerinin, Milli İstihbarat Teşkilatımızın kalkıp da Bayırbucak Türkmenlerine, Özgür Suriye Ordusu’na götürmekte olduğu yardımları ihbar etmek suretiyle adeta Milli İstihbarat Teşkilatımızı sanki bir düşman güç, kurum gibi gösterme gayretlerini görmezlikten gelemeyiz. Ecdadımızın bize bıraktığı en önemli miras, dünyanın neresinde olursa olsun mağdurun, mazlumun yanında olmaktadır. Dünyada bizim kadar geniş bir alanda insani yardım faaliyeti sürdüren herhalde pek nadirdir. Bugün Suriye’den gelen göçmenlerle ilgili olarak ülkemiz topraklarında belki 100’e yakın ülkeye mensup yardım kuruluşunun faaliyeti var ama biz bunların çoğunun geri planda başka hesapları bulunduğunu gayet iyi biliyoruz. Buna rağmen güvenliğimizi tehdit edecek bir durum ortaya çıkmadıkça onlara engel olmuyoruz.”
“DAİŞ üzerinden küresel bir hesaplaşma söz konusu”
1. Dünya Savaşı sonrası hiçbir tarihi, insani ve ahlaki ölçü gözetilmeksizin, tamamen proje ürünü olarak belirlenen sınırların, aradan geçen bir asır boyunca sadece acı ürettiğini ve sorun çıkardığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Suriye halkı bir taraftan Esed rejiminin diğer yandan DAİŞ ve diğer terör örgütlerinin, bunlarla birlikte bölge üzerinde farklı hesapları olan çeşitli güçlerin zulmü altında adeta inim inim inlemektedir. Rejimin 380 bin masumu alçakça katletmesi karşısında seslerini çıkarmayanlar, devlet terörü estiren katil Esed karşısında seslerini çıkarmayanlar proje ürünü olduğu her halinden belli olan bir örgütü bahane ederek bu suça ortak olacak bir tavır içerisine girmektedirler. Buradan bir kez daha ifade ediyorum, Esed rejimi ile DAİŞ terör örgütü arasında hiçbir fark yoktur. Aynı şekilde, Esed rejimi ile PYD, YPG terör örgütleri arasında hiçbir fark yoktur. El Nusra arasında hiçbir fark yoktur. Bunların hepsi de Suriye halkına karşı işlenen insanlık suçlarının ortaklarıdır. Doğrudan veya dolaylı olarak Esed’in, DAİŞ’in, PYD’nin, YPG’nin, PKK’nın arkasında yer alanlar da aynı insanlık suçunun failleridir. Kimse kimseyi kandırmasın. ‘Suriye bizi çağırdığı için gittik.’ Kusura bakmasınlar 380 bin insanı, vatandaşını öldüren bir terör devletinin davetine gitmeye mecbur musunuz? Mecbur değilsiniz. İsterseniz gidersiniz isterseniz gitmezsiniz. Orası mağdur değil ki mazlum değil ki gayrimeşru olan bir terör devleti var ortada. ‘Çağırdı gittim.’ Sebep başka, dert başka. Onun perde arkasını biz gayet iyi biliyoruz. Onun için kimse kimseyi aldatmasın. Bugün artık Suriye’de DAİŞ ile mücadele değil, bu örgüt üzerinden küresel bir hesaplaşma söz konusudur.”
Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu bölgede, Lazkiye’nin kuzeyinde “DAİŞ” diye bir terör örgütünün bulunmadığını anlatan Erdoğan, kimsenin kimseyi aldatmaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, “Bakın son aldığım bir bilgiyi sizlerle paylaşayım. Ekranları başında izleyen milletim de bunu duysun. Bayırbucak Türkmenleri kardeşlerimize biz kapılarımızı açtık. Ne diyorlar biliyor musunuz? ‘Hayır biz gelmeyeceğiz’ diyorlar. Niye? ‘Biz bu topraklarda şehit olacağız ama gelmeyeceğiz’ diyorlar. Tablo bu” dedi.
Birilerinin binlerce kilometre öteden gelerek, Suriye üzerinde söz sahibi olmaya çalıştığını anlatan Erdoğan, buna karşılık Türkiye’nin de akrabalık ilişkisi bulunduğu bölgeden, tecrit edilmeye uğraşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse kusura bakmasın, biz buna asla rıza göstermeyiz. Hele egemenlik haklarımızın ihlaline, tecavüzüne asla izin vermeyiz. Egemenlik haklarını koruduğumuz için bizi eleştirenler hele hele ülkemde bakıyorsunuz ana muhalefeti de terör örgütünün arkasında olan parti de kalkıp bizi eleştiriyorlar. Maalesef oradaki kardeşlerimize bomba yağdıranları savunuyor, onların yanında yer alıyorlar. Siz kimden yanasınız? Böyle bir günde bile eğer biz bir, beraber olamıyorsak ne zaman bir, beraber olacağız?” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kabile devleti olmadığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz egemenlik haklarımızın ihlaline sürekli izin verirsek iz olur, orası bizim toprağımız olmaktan çıkar. Eğer hava sahamızın ihlaline bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, ses çıkarmazsak iz olur iz. Onun için egemenlik haklarımızı korumalıyız. Biz bu konuda geçmişte gerekli müsamahayı ziyadesiyle gösterdik, görüşmelerimizi yaptık, ihlallerin tekerrür etmemesi için her düzeyde ikazlarımızı açıkça yaptık. Buna rağmen, ihlallerin devam etmesinin dostlukla, iyi niyetle, misafirlikle bir ilgisi yoktur. Davetsiz misafir olmaz.”
“Hiçbir zaman çatışmanın, gerilimin tarafında olmadık”
Hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan hadiseden dolayı gerçekten üzgünüz. Biz, böyle olmasını arzu etmezdik, istemezdik ama maalesef böyle bir şey oldu. Temenni ederim ki bundan sonra böyle bir şey olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye olarak hiçbir zaman gerilimin, çatışmanın, husumetin ve acının tarafında yer almadıklarını, almayacaklarına vurgu yapan Erdoğan, bölgede ve tüm dünyada barışı, huzuru yaşatmanın, güvenli bir geleceğin peşinde olduklarını, bu anlayışla da yola devam edeceklerini bildirdi.
“BM İklim Değişikliği Zirvesi bir fırsat olabilir”
Türkiye’nin egemenlik haklarına dokunulmadığı sürece, mücadeleyi diplomatik kanallarla uluslararası hukuk ve antlaşmalar çerçevesinde sürdürmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Rusya ile aramızda baş gösteren meselenin büyümesi, yıpratıcı bir hal alması belki de geleceğe yönelik ‘bizleri üzücü neticeler doğurmasın’ diyoruz. Bu noktada tarafların çok daha olumlu bir şekilde yaklaşım göstermesini de özellikle istiyoruz. Rusya’ya diyoruz ki ‘gelin bu meseleyi de aramızda kendi sınırları içinde konuşalım ve çözüme kavuşturalım. Konuyu tüm ilişkilerimizin zarar göreceği bir boyuta vardırıp, kimseyi de sevindirmeyelim’. Pazartesi günü, Paris’te yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Zirvesi, ilişkilerimizin tamiri için bana göre bir fırsat olabilir. Bunu fırsata dönüştürmek suretiyle orada bu görüşmeleri yapma imkanımız da olabilir.
Rusya, Türkiye için önemli olduğu kadar, unutmayalım Türkiye de Rusya için o denli önemli bir ülkedir. Her iki ülkenin, diğerini gözden çıkarma lüksü yoktur. Biz, bu konuda istekli ve ümitliyiz. Rus tarafının da en kısa sürede bu çizgide olmasını, bu çizgide buluşmamızı ümit ediyorum.”