AYKUT GÜNGÖR
Günümüzün en önemli sorunlarının başında enerji kaynaklarının hızla tükenmesi geliyor. Ülkeler, bu sorunu aşabilmek için alternatif, temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları arıyor. Bunların başında da güneş ve rüzgar geliyor. Birçok ülke Rüzgar Enerji Santrali ile temiz enerji üretiyor. Bu santraller ülkemizde de hızla yaygınlaşırken, beraberinde bazı sorunları da getiriyor. Bunun en son örneği İznik’te yaşanacak. İznik’in dağ köylerinde kurulması planlanan Rüzgar Enerji Santrali (RES) için onbinlerce ağaç kesilecek.
Yuva Enerji Yatırım Üretim ve Ticaret AŞ, Sakarya, Bilecik ve İzmit ve İznik’te 130 RES kurmak için harekete geçti. İlk projede bu santrallerden sadece 5 tanesi İznik’te bulunuyordu. Ancak, diğer illerden gelen tepkiler üzerine proje değişti ve 53 santralden 30’unun İznik’in Hacıosman, Gürmüzlü, Çandarlı, Tacir, Sarısu, Kırıntı ve Kutluca köylerine yapılması kararlaştırıldı. Firma ÇED Gerekli Değil raporu da aldı.
BÖLGE HALKINDAN TEPKİ
Ulaşım imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle hala vahşi orman niteliğini koruyan ve içerisinde yüzlerce tür canlıyı barındıran doğanın kısa süre içerisinde şantiye alanına dönmesi beklenirken, binlerce canlının da yaşamı son bulacak. RES kurulacak bölgede yaşayan vatandaşlar ise tedirgin bekleyiş içerisinde.
Bölgenin organik ve doğal üretim için tüm alt yapıya sahip olduğunu belirten vatandaşlar, ekolojik turizm içinde oldukça iyi bir lojistik imkana sahip olduğunu anlatıyorlar. Santrallerin çevreci olduğunu ancak yer seçiminin yanlış olduğunu anlatan çevre sakinleri, projenin 3 kez değiştiğine dikkat çektiler. Sakarya, Bilecik ve İzmit ve Bursa’nın yer aldığı ilk projede 130 santralden sadece 5’inin İznik’te bulunduğuna değinen vatandaşlar, Gölcük’te kurulmak istenen santrallere halkın büyük tepkisi nedeni ile projenin değiştirildiğini, Adapazarı ve Bilecik’te bulunan istasyonların iptal edildiğini anlattılar.
İznik’e 30, Gölcük’e 23 olarak projenin son halini aldığını söyleyen vatandaşlar, temiz enerji üretilmek adına diye bütün ormanın yok olacağını vurguladılar. RES’lerin kurulacağı bölgelere giden orman yollarının bu malzemelerin ve araçların geçmesi için uygun olmadığını, bu nedenle 50 metre genişliğe çıkartılacak şekilde genişletileceğini belirten yöre halkı, açılacak yollar ile ormanın tamamen yok olacağına dikkat çektiler.
BİR DOĞA HARİKASI
Yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu için tüm Türkiye’de toplanması yasak olan bir çok bitkinin bu bölgede doğal olarak yetiştiğini anlatan çevre halkı, genişliği 1,5 metreye yaklaşan kayın ve gürgen ağaçlarının artık Türkiye’nin hiçbir bölgesinde hatta Uludağ’da bile olmadığını anlattılar.
Bölge halkı, RES projesinin yenilenmesini ve tarımsal verimi düşük çıplak tepelere kurulmasını istediler. Bursalıların filmlerde gördükleri Alp dağlarındaki ormana benzeyen ve yaylalara 1 saat uzaklıkta olduğunu anlatan çevre sakinleri, bu yoğunlukta ve zenginlikte ormanın Türkiye’nin neredeyse hiçbir yerinde kalmadığını dile getirdiler. Bölgede ayı, kurt, tilki, çakal, yaban domuzu, gelincik, sansar gibi memeli hayvanların dışında onlarca kuş ve sürüngen çeşidinin yaşadığını anlatan vatandaşlar, sadece Doğu Karadeniz ve Kafkaslar da görülen bir çok orman meyvesi ve endemik türün bu bölgede var olduğunu söylediler.
Kırıntı Köyü’nün doğusunda bulunan meteoroloji radarı nedeni ile radarın çevresinde 5 kilometrelik alana RES kurulmayacağını bildiren köylüler, radarın çevresi dışında kalan bölgenin talan edilmesine göz yummayacaklarını anlattılar.