Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatipliler Derneği’nce Sinan Erdem Spor Salonunda düzenlenen “Önder İmam Hatip Gençlik Buluşması”na katıldı.
Erdoğan, “Kutlu Doğum herhangi bir yıl dönümü değil, manevi bir yeniden diriliş olarak kutlandığı ölçüde anlamlıdır. Bütün Müslümanların bu yeniden diriliş fırsatını en iyi şekilde değerlendireceklerine inanıyorum. Allah’ü Teala, hepimize işte bugün burada toplandığımız gibi kıyamet günü de Efendimizin sancağı altında toplanmayı nasip eylesin diye dua ediyorum.” dedi.
“Tarihin tozlu raflarına havale edildiler”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de bir dönem inancından, tarihinden, kültüründen bize ait tüm değerlerden uzak bir nesil yetiştirme projesi uygulandı. Bunun için eğitim sistemimiz alt üst edildi. Bunun çilesini sizler çok çektiniz. Medyadan spora kadar her alanda bilinçli çalışmalar yürütüldü. Bugün hatırlandığında her biri utanç verici nice haksızlıklar, hukuksuzluklar yapıldı. İmam hatiplinin ayak bileklerine zincirler takıldı, zihnine zincirler vuruldu. ‘Katsayı uygulaması’ dediler, bununla beraber önünü kestiler. Bilmiyorlardı ki milletin bağrında yetişen bu tohumların boy vermesinin, meyveye durmasının önüne geçilemez.” dedi.
Erdoğan, imam hatip okullarıyla ilgili, “Bu okulları kapatmak için her yola başvuranlara ne oldu derseniz? Evet onlar tedavülden kaldırılıp tarihin tozlu raflarına havale edildiler. İmam hatip gençliği ise işte burada, hamdolsun dimdik ayakta.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Milletimiz eline geçen her fırsatta bu okullara destek oldu, imam hatipleri adeta küllerinden yeniden inşa etti. Kapısına kilit vurulmak, öğrencilerinin geleceği karartılmak istenen imam hatipler bu ülkeye cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, belediye başkanı, bürokrat yetiştiren seçkin eğitim kurumlarına dönüştü. Daha yakın zamanda, 28 Şubat döneminde, boğulmak istenen, öğrenci sayıları 600 binden 60 bine indirilen imam hatip nesli, günümüzde kolejlerle yarışıyor. Bu okullara mecbur kalan veya mecbur bırakılan değil, kendisine iyi bir gelecek hazırlamak ve bunu inancına, kültürüne, tarihine, medeniyetine sahip çıkarak yapmak isteyen gençlerimiz gidiyor. Sayısı 60 bine düşen imam hatip okulları öğrenci sayısı, bu yıl itibarıyla 1 milyon 207 bine ulaştı.”
“Allahu ekber diye ölen de Müslüman”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada bütün oyunlar, halkı Müslüman olan ülkelerde oynanıyor. Bakıyorsunuz Allahu ekber diye öldüren Müslüman, aynı şekilde Allahu ekber diye ölen de Müslüman. Böyle bir durum olabilir mi? İstisnalar hariç. Canlı bomba eyleminde kendini patlatan sözde Müslüman, o patlamada ölenler yine Müslüman.” dedi.
“Bizim bu mezheplerin üstünde bir dinimiz var”
Erdoğan, “Mezhepçilik fitnesi, İslam dünyasının içinde şu anda bizi ciddi manada yaralıyor. Kardeşlerim bakınız Şia mezhep olmaktan çıkmış, adeta din gibi değerlendiriliyor. Aynı şekilde Sünnilik, bazı yerlerde bakıyorsunuz adeta din gibi değerlendiriliyor. Kardeşlerim, samimi Sünni bir Müslüman, asla Sünnilik’i zaten bir din olarak görmez ama inanıyorum ki samimi Şii bir Müslüman da o da Şiilik’i din olarak görmez. Fakat bu çatışma niye, bu çarpışma niye? Bizim bu mezheplerin üstünde bir dinimiz var, İslam. İslam’dan başka bir şey tanımıyoruz.” diye konuştu.
“Müslümanları hedef alan terör örgütlerinin hepsi proje ürünüdür”
“İslam ve terör kavramlarının yan yana kullanılabiliyor olması dahi Müslümanlar için utanç sebebidir” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“En büyük zararı kendi dininden olan insanlara veren, sadece Müslüman insanları hedef alan terör örgütlerinin hepsi de bir proje ürünüdür, maşadır. DAEŞ, El-Kaide, Boko Haram, Eş-şebab gibi taşeronlar, Müslümanların sıkıntılarını ve hassasiyetlerini istismar ederek, İslam’a karşı yürütülen kampanyalara malzeme üretiyorlar. PKK, PYD, YPG, bunların İslam’la yakından uzaktan alakası yoktur. Çünkü biz şunu biliyoruz ki Müslüman’ın Müslüman’a kanı, malı, canı, ırzı, namusu haramdır.”
“Müslümanlara düşen, kendi varlığına ve geleceğine sahip çıkmak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dinin sahibi Allah’tır. Biz Müslümanlara düşen, kendi varlığımıza ve geleceğimize sahip çıkmaktır. Maalesef Müslümanların en büyük çatı örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatı içinde en temel konularda dahi uzlaşmaya varabilmek, eyleme dönüşecek kararlar alabilmek bile mümkün olamıyor. İnşallah bu iki yıllık dönemde bunu başarmaya çalışacağız.” ifadesini kullandı.