Nurgül Yeşilçay, Tarık Pabuçcuoğlu ve Timuçin Esen’in başrollerini paylaştığı Gülperi dizisi, geçen Cuma günü Show TV ekranlarında hayranları ile buluştu.
Dizinin ilk bölümündeki tecavüze yeltenme sahnesi dikkatleri çekti. Bu sahneye Gaziantep halkından tepkiler gecikmedi. Sosyal medyaya da yansıyan tepkilerde, yetkililer göreve davet edildi.
Milliyet Cedde yazarlarından Sina Koloğlu da durumu köşesine taşıdı ve artık Adana ile Gaziantep’in kötü şekilde resmedilmesinden rahatsızlık duyduğunu yazdı.
Sina Koloğlu’nun yazısı şöyle:
”Yurt dışında iş yapar! İnanın ben de bıktım… Bu ağalık işlerinden, Adana ve Gaziantep’in bu şekilde gösterilmesinden, kötü şiveli diyaloglardan (özellikle Gülperi) Peki, bitti mi bütün bunlar? Seçimlerde bir bakıyoruz ‘Urfa’nın aşiretleri’ karşımıza çıkmıyor mu? Kadına şiddet, baskı her gün haber bültenlerinde değil mi?
Gülperi’ler yok mu, o diyaloglar yok mu? Haa ‘Veriliş hali, sunuş şekli Total kitlemizin beğeni düzeyine inince, sorunlar başlıyor’ diyecek olursanız, doğrudur. Bu arada altını çizelim, bu bizim ‘ağalık hallerimiz’ yurt dışında tutuyor. ‘Otantik olmak’, her daim bize biçilen bir rol olarak sinema ve dizilerde devam ediyor, ne kadar ‘Biz böyle değiliz’ desek de… Bu bir saptamadır, ben de hiç haz etmiyorum bu durumdan yine belirteyim.”
GÜLPERİ DİZİSİNİN KONUSU NE?
Haksızlığa, zalimliğe, iftiraya uğramış bir annenin tek umut ışığıdır çocuklarına duyduğu koşulsuz sevgi…
En dibe vurmuşken, en büyük acı kalbinden hançerlemişken bile ayakta durmasının sebebi; oğlunun gözlerindeki hüzün, kızının saçının kokusudur. Doğurduğu yavrusunun kanatları güçlenene kadar yanında olmak zorundadır, çünkü bir anne sadece çocukları yanındaysa annedir.
Gülperi, eşi Eyüp ve çocukları Bedriye, Hasan ve Can’la küçük mutlu dünyasını ayakta tutmaya çalışırken, Eyüp’ün kaybıyla önce yuvasını kaybeder. Daha sonra kendisini kayınbiraderi Ejder’den korumak isterken hapse girer. Çıktığında içinde büyüttüğü umut bir anda yerle bir edilir, anlar ki kayınpederi Yakup çocuklarını ona vermeyecektir. Ancak hayatındaki en büyük acıyı, onları geri kazanmak mücadele ederken fark ettiği bir başka gerçek yaşatacaktır: Yakup çocuklarını sadece elinden almamış, kalplerine Gülperi’ye dair nefret tohumları da ekmiştir.
Kadir Gülperi’nin bu mücadelesinde ona en büyük desteği veren kişidir, yalnız ve çaresiz Gülperi’nin hayatında sakin ve güven veren duruşuyla küçük de olsa bir umut kapısı aralar.
Yıllar önce tertemiz ve yarım kalmış bir gençlik aşkıyla birbirlerine teğet geçen hayatları, bu zorlu mücadeleyle yeniden birleşmiştir.
Gülperi’nin çocuklarının kalbini kazanmak için, onların yeniden annesi olabilmek için var gücüyle sürdürdüğü mücadele hem Kadir’i hem de Gülperi’yi derinden sarsacak, ikisinin de hayat çizgileri hiç beklemedikleri bir yöne çevrilecektir.