Suriye’de Tel Abyad’ı kaybeden IŞİD’in, Beşar Esad’dan gelen askeri destekte ÖSO kontrolündeki stratejik Mare Hattı’nı hedef alması ve bölgede güçlenen PYD ile bir ‘Kürt devleti’ kurulması tehlikesi, Ankara tarafından “güvenlik tehdidi” olarak görülüyor. Hükümetin TSK’ya “tehdit altındaki 90 kilometrelik bölgede tedbir alması” için yazılı direktif verdiği ancak akseri tedbirler somut olarak belirtilmediği için anlaşmazlık çıktığı öne sürüldü. İddiaya göre temkinli davranan TSK, “bu bölgeye girdiğinde ilerlenecek güzergâh boyunca PYD dolayısıyla PKK, IŞİD ile rejim güçlerinin hedefi olunaabilir.”

TSK RİSKLERİ SIRALADI

Mare Hattı’nın geçilmesiyle Suriye sınırındaki en hayati kapılar olan Öncüpınar ve Cilvegözü’nün de IŞİD’in kontrolüne geçeceğine dikkati çeken hükümetin TSK’ya verdiği direktifte askeri tedbirlere somut taleplere yer verilmemesinin, özellikle “tampon bölge” senaryolarını zorlaştırdığı ifade edildi. Çünkü TSK’nın, Suriye topraklarına asker gönderme, IŞİD mevzilerinin bombalanması, IŞİD’e destek veren Suriye Hava Kuvvetleri unsurlarıyla karşı karşıya gelme, IŞİD, PYD veya Esad güçlerinin hedefi olma gibi risklere dikkat çektiği belirtliyor.

DİREKTİFTE NELER VAR?

Başbakan Davutoğlu’nun TSK tarafından kendisine iletilen riskleri göze alarak “askeri tedbir” alınmasında ısrar edince Genelkurmay’ın yazılı direktif istediği, Davutoğlu’nun da TBMM’den 2014’te geçen tezkere ve Bakanlar Kurulu kararlarına atıfta bulunan yazılı direktifi askere ilettiği iddia edildi. Direktifte, Cerablus’tan Mare Hattı’na kadar olan bölgede bulunan IŞİD’in Mare Hattı’nı geçmesi halinde ortaya çıkacak risklere dikkat çekildi. Alınacak önlemlerle IŞİD’in geriletilmesi, Özgür Suriye Ordusu’nun Cerablus’a kadar ilerlemesi durumunda Irak sınırından Yayladağı’na kadar bütün Suriye sınırının PYD ve ÖSO’nun kontrolüne geçeceğine dikkat çeken bir yetkili, “Bu sayede, IŞİD ve Esad’a karşı mücadele çok hızlanır” yorumunu yaptı.

 

12 BİN ASKERLE TAMPON

 

TSK’nın hükümetin ısrarı durumunda, havadan destekle kara birliklerinin Cerablus’a girip 10 kilometrelik derinliğinde bir güvenli bölge oluşturma üzerine planlar yaptığı öğrenildi. Bu planlar içinde 10 kilometrenin ilerisinde 40-50 kilometre derinliğindeki ikinci bir bölgenin de ağırlıklı Obüs toplarının atış desteğiyle kontrol edilmesi de bulunuyor. Yetkililer, kuvvet sayısıyla ilgili net bir bilgi vermekten kaçınırken, takviyeleriyle birlikte en az 12 bin askerin (Yaklaşık iki tugay) bu operasyona katılabileceği belirtildi.

TSK NEDEN TEMKİNLİ? 

Hükümet direktifi, TBMM’nin 2 Ekim 2014 günü kabul ettiği tezkereye ve bu tezkereye göre alınan Bakanlar Kurulu kararına dayanıyor. 4 Ekim 2015’e dek geçerli olan tezkerede, “Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı” alınacak tedbirler sıralanıyor; TSK’nın gerektiği takdirde sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesinin önü açılıyor. Ancak askeri kapnaklar, Genelkurmay’ın 7 Haziran seçimlerinden sonra tek başına iktidar tablosu olmadığı ve yeni hükümet henüz kurulmadığı için temkinli davrandığını öne sürüyor. TSK yönetimi, ortaya çıkacak olumsuzlukların ve risklerin siyasi sorumluluğunu seçimden çıkan bir hükümetin üstlenmesini bekliyor.

YENİ GENELKURMAY BAŞKANI YÖNETSİN

1-4 Ağustos’ta yapılacak Yüksek Askeri Şura toplantısında emekli olacak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, yerini Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar’a devredecek. Komuta kademesi de değişeceği için mevcut komuta heyeti, görevdeki son bir ayında böyle bir sorumluluğu almak istemediği de siyasi ve askeri kulislerde konuşuluyor.