Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığınca JW Marriott Otel’de düzenlenen, 9. Büyükelçiler Konferansı’nda, büyükelçilere hitap etti.
Batı dünyasının uzun yıllar “Doğu doğudur, Batı batıdır. Bu ikisi hiçbir zaman bir araya gelmez” anlayışı içerisinde yaşadığını aktaran Kurtulmuş, bunun Batı’nın sorunları, Doğu ile oturup paylaşmak, sorunların çözümü için bazı perspektifler geliştirmek yerine Doğu’yu inkar ve ihmal etmesine, Doğu’da ortaya çıkan sorunları kendisiyle ilgili görmemesine neden olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, özellikle iki küresel tehdit üzerinden herkesin gözünü açması, herkesin bu küresel tehditlerin sebeplerini ortadan kaldıracak çalışmalar üzerine odaklanması gerektiğine dikkati çekti.
Bunlardan birinin küresel göç, diğerinin de küresel terördür olduğuna işaret eden Kurtulmuş, “Artık Suriye’de olan sadece Suriye’de kalmıyor. Somali’de olan, Irak’ta olan buralarda kalmıyor. Buralardaki bütün gelişmeler önce yakın coğrafyalarını, ardından bütün dünyayı ve bu olaylara karşı duyarsız kalan, çözüm üretmekte fevkalade başarısız kalan Batı dünyasını da etkiliyor.” dedi.
“Küresel sorun kaynağı haline gelmiştir”
Suriye krizini “açık bir kriz” olarak niteleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Suriye meselesi uzun yıllar boyunca önce iç savaş, arkasından son üç yılı da vekalet savaşı olarak geçmiş küresel bir sorun halindedir. Ancak Suriye meselesi, şimdi oradaki terör örgütleri üzerinden dünyanın her tarafına ulaşabilen bir büyük küresel tehdit, bir küresel sorun kaynağı haline gelmiştir. Bu sorunun çözülebilmesi için, bu sorunun temel nedenlerinin ortadan kaldırılması üzerine fikir yormamız lazım.”
“Gök kubbelerini, çelikten kubbelerle örtseler bile”
Kurtulmuş, dünyada yeni bir küresel dil, yeni bir siyasal paradigma inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Aksi taktirde bir taraftan uluslararası göç, küresel göç, yasadışı göç diğer taraftan sürekli artan ve geliştirilen uluslararası terörizm, dünyanın başına bela olmaya devam edecektir. Batı ülkeleri, değil sınırlarını tel örgülerle örmek, gök kubbelerini, çelikten kubbelerle örtseler bile ne terörün tehlikesinden ne de küresel göçün tehdidinden kurtulamayacaklardır. Onun için hep beraber, bütün dünyada bu barış dilini yeniden inşa etmek, yeniden ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Batı’nın iki yüzlülükleri, tutarsızlıkları. İşte Suriye politikası. Başından beri Suriye’nin bu noktaya gelmesinin temel nedenlerinden birisi, Batı dünyasının ve özellikle Obama yönetiminin elinde herhangi bir barış planının olmaması, Suriye’de Esad rejiminin nasıl dizginleneceği ve nasıl bertaraf edileceğine ilişkin bir programının bulunmamasıdır. Ardından vekalet savaşları üzerinden yeni bir küresel savaş şeklinde ortaya çıkan bu savaşlara destek olan büyük güçlerin geldikleri nokta da ortadadır.”
“Nasıl olsa biz işin içerisinde değiliz, biz askerlerimizi kaybetmiyoruz, hiç olmazsa desteklediğimiz bu terör grupları üzerinden bölgesel çıkarlarımızı maksimize edecek birtakım politikalar uygulayalım” diyenlerin, başlarına ne büyük bir bela sardıklarının farkında olmaları gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, vekalet savaşlarında kullanılan bu kirli araçların dönüp, bu araçları kullananları da vuracağını söyledi.