“2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” dolayısıyla açıklama yapan Güngör, “Suyun ve ekolojik dengenin korumasının yanı sıra ülke ekonomisi için önem teşkil eden sulak alanlar, yeryüzünde yağmur ormanlarından sonra en fazla canlı türünü barındıran ekosistemlerdir. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar, yalnız bulundukları ülkenin değil, bütün dünyanın doğal zenginliği olarak kabul edilmektedir.
Sulak alanların önemi, korunması ve akılcı kullanımı konularında kamuoyunu bilgilendirmek, Avusturalya’nın Brispane şehrinde Mart 1996 tarihinde yapılan “Ramsar Sözleşmesi 6. Taraflar Konferansında”, sözleşmenin imzaya açıldığı 2 Şubat günü “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kabul edilmiştir. Ülkemiz, önemli kuş göç yollarının üzerinden geçmesi ve zengin sulak alan habitatlarına sahip olması sebebi ile sulak alanlar bakımından dünyada önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde 300 civarında sulak alan mevcut olup, bu sulak alanlarımızın 135 tanesi ulusal öneme sahip, 14 tanesi ise Ramsar alanı olarak uluslararası sözleşmeler dahilinde koruma altına alınmıştır” dedi.
Bursa’da bulunan ulusal öneme haiz sulak alanlar hakkında bilgi veren Güngör, Bunlar Uluabat Gölü, İznik Gölü ve Kocaçay Deltası’dır. Uluabat Gölü ülkemizden geçen kuş göç yolları üzerinde olup, zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip olması sebebiyle Ramsar sözleşmesiyle koruma altına alınan 14 sulak alandan birisidir. İznik Gölü, Marmara Bölgesi’nin güneydoğusunda yer alan, Türkiye’nin 5. büyük gölü olup, faydalanılma açısından ülkemizin en önemli tatlı su kaynaklarından birisidir.
Kocaçay Deltası ise Marmara Denizi’nin güney kıyısında yer alan delta, göl, bataklık, kumul ve subasar orman ekosistemlerinden meydana gelen bir sulak alan sistemidir. Bölge Müdürlüğümüz metki ve sorumluluk alanında yer alan diğer bir il olan Yalova’da ise Hersek Lagünü sulak alanı bulunmaktadır. Lagünün kuzeyinde ve batısında yer alan ağaçlıklar, makilik alanlar ve çalılık gibi farklı habitatlar birçok ötücü kuş türü için önemli barınma, beslenme ve üreme alanıdır.
Koruma kullanma dengesinin sağlanması maksadıyla “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği” çerçevesinde bölge müdürlüğümüz yetki ve sorumluluk alanında yer alan sulak alanların koruma sınırları içerisinde veya çevresinde mevcut ve yapılmak istenilen bütün tesisler denetim altında tutulmakta ve bakanlığımızca bu tesislere izin belgeleri verilmektedir. İzin belgesini alan işletmeler, ekolojik şartları olumsuz etkileyecek faaliyetlerden kaçınarak çevre konusunda daha hassas davranmaktadır” diye konuştu.