AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Karaburun, tüm vatandaşların Dünya Engelliler Günü’nü kutladı.
Engellilerin dışarıdaki hayatını kolaylaştırmak için çok önemli çalışmalar yaptıklarını söyleyen Karaburun, yapılan çalışmalar sonucunda, engellilerin kamu binaları ve belediyelere kolaylıkla girebildiğini belirtti. Karaburun, eski binaların ise tadilatlar yapılarak engellilere uygun hale getirildiğini anlatarak, yapılacak çalışmalarla bütün kamu binalarını engellilere uygun hale getirmeyi amaçladıklarını vurguladı.
“Çalışan engelli için çalışma hayatındaki en zor durum nedir?” sorusu üzerine Karaburun, bedensel engelli olarak, evinden çıktığı anda asansörünü rahatlıkla kullanmak istediğini ifade etti. Karaburun, “Bir yere gidiyorsam rampalı otobüsünü kullanabiliyorum, iş yerime de rampalarla rahatlıkla ulaşabiliyorum” diye konuştu.
Görme engellilerin de kaldırımlara yapılan “hissedilebilir yüzeylerle” iş yerlerine ve evlerine gidebildiğini belirten Karaburun, bu konudaki eksikliklerin ve yanlışlıkların da zamanla giderileceğini bildirdi.
“Arabalarınızı engelli rampalarının önüne park etmeyin”
Bennur Karaburun, görme engelliler için kaldırımlara yapılan yüzeylere ya da bedensel engelli rampası önüne zaman zaman arabaların park ettiği anımsatılarak, “bu konuda vatandaşları bilinçlendirmek için nasıl bir çağrıda bulunulabileceğinin” sorulması üzerine ise şöyle konuştu:
“Rampaların önüne araçlarını park eden vatandaşları görüyorum, bu engelleri zaman zaman ben de yaşadım. Vatandaşlarımız aslında yardımsever ve hoşgörülü insanlardır, araçlarını bilerek oraya park etmemektedir, sadece park ettiği zaman neler olabileceğini düşünememektedir. İhmalkarlık yapmaktadır ama onun bir dalgınlığı bizim için çok önemlidir. Çünkü oradan geçemediğimiz zaman başka yerden dolaşmak zorunda kalmaktayız ve bu da bizim zaman kaybımıza neden olmaktadır. Vatandaşlarımızdan bu konuda daha duyarlı olmalarını bekliyoruz. Lütfen, ne olur biraz daha dikkatli olun, arabalarınızı engelli rampalarının önüne veya görme engelliler için kaldırımlara konulan hissedilebilir yüzeylere park etmeyin.”
AK Parti’li Karaburun, “Meclis’in engelliler için uygun olup olmadığı” yönündeki soruya yanıt verirken, Meclis’te rahatlıkla her yere gidebildiğini, inanılmaz derecede rahat olduğunu söyledi. Karaburun, Meclis’in bu konuda ödüllü olduğunun altını çizdi.
Kök hücre ameliyatlarının engelliler için önemine değinen Karaburun, kendisinin 3 kez kök hücre ameliyatı geçirdiğini anlattı. Karaburun, omurilik felçlisi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk ameliyatımdan sonra sırt kaslarım gelişti ve tekrar yüzmeye başladım. İkinci ameliyatta, yıllar sonra acının ne demek olduğunu anladım, üçüncü ameliyatım da keza öyle. Kök hücreyle ilgili çalışmaları daha da hızlandırmalıyız. Kök hücre sadece omurilik felçlileri için geçerli olan bir şey değil. Benim hocam anlatmıştı: Kişinin leğen kemiğinden ilik alınıyor. O iliğin içinde kök hücreler var. Diyelim ki kalbinizde rahatsızlık var, o hücrelerin içinde kalple ilgili olan hücreleri seçip, laboratuvarda bunu çoğaltıp kalp gibi atmasını sağlıyorlar. Bunu kalbe enjekte ettiğiniz zaman kasılma durduğunda, o kasılmanın yerine hareketlenecek, o atımları sağlayabilecek hücreleri oluşturuyorlar. Belki kalp nakillerine gerek kalmayacak. Bu çalışma böbrek için yapılabilir ve o zaman diyalize girenlere de faydası olacaktır.”
Bennur Karaburun, kök hücre ameliyatlarının maliyetli olduğunu belirterek, kanser hastalığında olduğu gibi kök hücre ameliyatlarında da maliyetin devlet tarafından karşılanabileceğini söyledi.
“Beni annem düşürmedi, oradaki kaldırım düşürdü”
7 yaşından 23 yaşına kadar su topu ve yüzme sporlarıyla ilgilendiğini kaydeden Karaburun, şunları kaydetti:
“Bursa rekorlarım, Bursa ve Türkiye derecelerim oldu, üç kez üst üste gol kraliçesi oldum, milli takım kamplarında bulundum. Çok başarılı bir sporcu hayatım oldu. İstanbul’da bir firmada çalışırken trafik kazası geçirdim ve 5,5 ay yoğun bakımda kaldım. Boğazım delikti ve solunum cihazına bağlıydım, makinelerle yaşam desteği sağlanıyordu. Çok sıkıntılar yaşadım. 1996 yılıydı, o zamanki durumu biliyorsunuz. İstediğiniz ilacı alamıyordunuz, annem ve babam benim ilaçlarım için sabahın 5’inde erkenden ilaç kuyruklarına giriyordu. İlacı alamadığımız zaman ben yoğun bakımda, annem ve babam da dışarıda acı çekiyordu. Sosyal güvencem olduğu halde evlerimizi satmak durumunda kaldık. 5,5 ayın sonunda bir şekilde atlattık.
O zor günlerde arkamda dağ gibi duran babam iki kez bel fıtığından ameliyat oldu, kalp pili takıldı. İlk zamanlar kollarımı bile doğru düzgün kıpırdatamıyordum, yastık desteği ile oturabiliyordum. Elektrik düğmelerine ulaşamıyorsunuz, lavaboya gidip yüzünüzü yıkayamıyorsunuz. Kazadan sonra ilk kez 1998 yılında dışarıya çıktım ve annem beni yolda düşürdü. Aslında beni annem düşürmedi, oradaki kaldırım düşürdü. Şu anda oradan rahatlıkla geçebiliyorum, çünkü orada rampa var. Mali açıdan zor günler geçirince seyyar satıcılık yaptım, makyaj malzemesi ve parfüm sattım. İkinci üniversiteyi seyyar tezgahımın başında bitirdim, sonra üçüncü üniversiteye başladım. Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Hiç yılmadım, hayattan kopmadım. Yüzücü arkadaşlarımdan hiçbir zaman kopmadım, bana her zaman destek oldular.”
“Makineler stop edince kendimi suyun altında gibi hissettim”
Karaburun, sporla ilgilenmiş olmasının hastalık sürecini daha rahat atlatmasına neden olduğunu kaydederek, “Bir gün yoğun bakımdayım, makineler stop etti, hiç bir şekilde nefes alamıyorum. O anda kendimi suyun altında gibi hissettim. ‘Bennur suyun altında nefesini nasıl tutuyordun, panik yapmaya gerek yok, sen zaten bunda antrenmanlısın’ diyerek kendime sürekli telkinlerde bulundum. O andaki zor durumu panik yapmadan spor sayesinde atlatabildiğime inanıyorum. Spor yaparken mücadeleyi, azmi ve başarıya ulaşmayı öğreniyorsunuz. Hedefe odaklanıyorsunuz, hedef kaleye gol atmaksa, hayatınızda da bir hedefinizin olması gerekiyor” diye konuştu.
Bütün gençlere spor yapmayı tavsiye eden Karaburun, sporun insanları hayata hazırladığını söyledi.
“Camilerde engellilere göre düzenleme yapılsın”
AK Parti’nin engelli Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir de AK Parti iktidarlarında engelliler için çok önemli düzenlemeler yapıldığını belirterek, engelli ailelerine maaş bağlanması ve evde eğitim hakkı tanınmasının buna örnek olduğunu ifade etti. Özdemir, AK Parti döneminde yardım alan engelli sayısının 2,5 kat arttığını vurguladı.
Camilerde, engellilerin ibadet hayatını cemaatle yapabilmelerine imkan tanıyacak düzenleme yapılması gerektiğine işaret eden Özdemir, “Engelliler ibadetlerini tüm vatandaşlar gibi camilerde yapabilmelidir” dedi.
“Türkiye’de ortopedik, görme, işitme ve zihinsel engellilerin oranı 2,8’dir; kronik rahatsızlıklarla birlikte engelilik oranı 12,8’e çıkıyor” diyen Özdemir, “70’li yaşlardan itibaren engellilik oranı yüzde 48’e tırmanıyor. Bu da iki kişiden birisi engelli demektir. Cami cemaati, bütün gençleştirme çabalarına rağmen ne yazık ki yaşlılardan oluşuyor, bu da engelli nüfustur” ifadesini kullandı.
Özdemir, engellilere bakan ailelerin psikolojik durumlarının çok kötü olduğunu belirterek, “Bu aileler, durumlarından dolayı hiçbir zaman tatile gidemiyor. O insanların da tatile gidebilmeleri ve psikolojik durumlarının düzeltilmesi için, tatile giderken engelli çocuğunu ya da yakınını bırakabileceği engelli yaşam merkezleri oluşturmamız lazım. Bu merkezler termal merkezlerin yakınında oluşturulabilir” diye konuştu.