Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, CHP heyetiyle gerçekleştirilen istikşafi görüşmelerin sonuncusunun Pazartesi günü yapılacağını söyledi.
Çelik, CHP heyetiyle gerçekleştirilen koalisyon görüşmelerinin ardından basına açıklamada bulundu.
CHP ile “istikşafi görüşme” dedikleri öngörüşme bağlamında toplumsal uzlaşma, şeffaflık, kamu yönetimi, medya, bürokrasi ve benzeri meseleleri tartıştıklarını aktaran Çelik, CHP heyetinin başka toplantısının olması nedeniyle görüşmenin daha kısa sürdüğünü söyledi.
Çelik, Pazartesi günü Ankara Palas’ta yapılacak son toplantıyla istikşafi görüşmelerin biteceğini ve genel başkanlara karşılıklı sunum yapabilecek aşamaya gelineceğini kaydetti.
Kendilerinin de Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sunum yapacaklarına işaret eden Çelik, daha sonra genel başkanların, partilerinin yetkili kurullarıyla istikşafi görüşme heyetinin raporlarını değerlendireceklerini söyledi. Çelik, şu değerlendirmede bulundu:
“Eğer genel başkanlar ve partilerin yetkili kurulları, ‘Bir koalisyon görüşmesi aşamasına geçilebilir’ derlerse, bu öngörüşmeden çıkan sonucu böyle değerlendirirlerse, böylece o aşamaya geçilmiş olacak. Karar ne şekilde çıkacak, ondan sonraki süreç görülecek. Ama denilirse ki ‘istikşafi görüşmelerin sonucunda görüşme aşamasına geçilebilecek bir kanaat oluşmamıştır.’ Her iki partinin yetkili kurulları veya genel başkanlarında, böyle bir şey oluşursa o süreç de orada sona ermiş olacak” dedi.
Çelik, kendi aralarında belirledikleri ve iki partinin de birbirlerinin karşılıklı pozisyonlarını net şekilde görebilmesi için makro meseleler düzeyinde bütün konu başlıklarını ve alt başlıkları da görüştüklerini de anlattı.
Çelik, bazen detaya inildiğini, bazen daha makro düzeyde kalındığını ifade ederek, “Ama açık, son derece rahat görüşme oluyor. Zaman zaman beyin fırtınasına dönüşen bir görüşme. Böylece herkes bir diğerine kanaatini açık şekilde söylüyor, değerlendirmesini yapıyor, bu not ediliyor. Bu notların neticesi biz Genel Başkanımıza bir ara sunum yaptık. Heyetimiz, toplantılar gün aşırı yapıldığı için de boş gözüken günlerde kendi aramızda değerlendirmemizi yapıyoruz. CHP ile karşılıklı görüşmeler 20-25 saate, bizim kendi aramızdakiler 40 saate yaklaştı. Şu ana kadar heyetimiz 50 saate yakın bir mesai verdi. Yorucu ama çok emek vererek yaptığımız bir süreç” diye konuştu.
“Bu masa aslında güvenle, güveni aramakla ilgili”
Çelik, “Azınlık hükümeti söylentilerinin ardından karşılıklı bir güvensizlik mi söz konusu? Bugün öyle bir hava var mıydı? CHP’de her zamankinden farklı, deklarasyon şeklinde bir açıklama gördük” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu masa aslında güvenle, güveni aramakla ilgili masadır. Şunu unutmamak gerekir, herhangi bir meselede son noktaya konuluncaya kadar o meselenin barometresi olmaz siyasette. Her görüşmeden sonra bana ‘Koalisyon ihtimali ne kadar, erken seçim ihtimali ne kadar?’ diye. Her zamanda onu söylüyoruz ve doğrusu da odur. Bu işlerde barometre olmaz. Son nokta konuluncaya, son noktada anlaşılıncaya kadar hiçbir şeyde anlaşılmamış olur. Zaten öyle bir görüşme aşamasına da henüz geçilmemiştir.”
“Riski almış, bedelleri ödemiş hükümetiz”
CHP’nin terör konusunda mesajı olup olmadığı sorusuna karşılık Çelik, şu değerlendirmede bulundu:
“Tabii ki birbirimizin mesajlarını dinliyoruz. Biz Türkiye’de terörle mücadele konusunda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en yüksek kapasiteyle tedbirler almış hükümetiz. Bizim 13 yıllık iktidarımıza bakın, geçmiş dönemlerle mukayese edilmeyecek kadar terörle mücadele konusunda hem uluslararası hem de ulusal zeminlerde son derece yüksek kapasiteyle tedbirler almış, dünyanın bütün platformlarında ve Türkiye’nin içindeki her noktada mükellefiyetini yerine getirmiş hükümetiz. Bizim dönemimizde terörle, teröristle mücadele konularında Türkiye etkinlik ve etkililik açısından da bir paradigma devrimi yaşamıştır. Biz bu riski almış, bedelleri ödemiş hükümetiz. Tedbirleri alırken ayrıca Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu başka konularda, yumuşak diplomasi, yumuşak güç unsurlarını devreye sokmak konusunda da demokratik açılımı başlatmışız, milli birlik ve kardeşlik projesini başlatmışız.”
“Tespit ettiğimiz çözüm önerilerini açık yüreklilikle muhataplarına anlattık”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç da koalisyon görüşmelerine ilişkin, “Bugün itibarıyla toplumsal uzlaşı başlığı altında Kürt sorunu, din ve inanç özgürlüğü bakımından çeşitli inanç gruplarının talepleri, kamu bürokrasisi, kamu yönetimi, medya özgürlüğü konuları başlık olarak ele alındı” dedi.
Türkiye’nin teröre çok büyük bedeller ödediğini, artık daha fazla bedel ödemeye de tahammülü olmadığını belirten Koç, ülkede hiç kimsenin bu acıları yaşamayı hak etmediğini söyledi.
Türkiye’nin demokrasi, güvenlik, dış politika ve ekonomide çok büyük tehdit ve sorunlarla karşı karşıya olduğunu savunan Haluk Koç, “Açıkça söylüyoruz; fırtınalı bir denizin ortasındayız, dalgalar kabarıyor ve gemi maalesef su alıyor. Ancak biz, hepimiz bu geminin içindeyiz. Bu gemiye bir şey olursa bunun bedelini hep beraber ödeyeceğimizi de biliyoruz” dedi.
Koç, halkın siyasetten sorun çıkarmasını değil, çözüm üretmesini, birbiriyle kavga eden değil, Türkiye için ortak mücadele veren bir anlayış sergilemesini istediğini belirterek, “Siyaset en sıkıntılı dönemlerde kişisel çıkar arama aracı değildir. Kişisel beklentilerini gerçekleştirme alanı hiç değildir. Sonuç istediğimiz gibi çıkmayınca, ‘Haydi bir daha’ diyemeyiz. Bizler asil değiliz, halkın vekiliyiz. Halkımız ne emrederse, milletimiz ne işaret ederse onu yerine getirmekle mükellefiz. Biz de bu bilinçle hareket ediyoruz” diye konuştu.
CHP’nin kimseye kapılarını kapatmadığını, kimseyi ötekileştirmediğini, yok saymadığını, parlamentoda bulunan bütün siyasi partilere hak ettikleri saygı içinde yaklaştığını dile getiren Koç, “14 ilkemizi paylaşarak, bütün siyasi partilerimize çağrıda bulunduk. Adalet ve Kalkınma Partisi ile koalisyon görüşmelerine de bu esaslar çerçevesinde başladık” ifadelerini kullandı.
Görüşmelerin başladığı günden bugüne büyük bir samimiyet ile Türkiye’nin sorunlarını çözmek, karşı karşıya olduğu tehditleri aşmak için görüşlerini paylaştıklarını belirten Koç, demokrasi, hukuk, ekonomi, özgürlükler, milli güvenlik, çevre ve her alanda tespit ettikleri çözüm önerilerini açık yüreklilikle muhataplarına anlattıklarını aktardı.