‘Son saniyeye kadar adayımızı destekleyeceğiz’

Başbakan Davutoğlu Meclis Başkanlığını pazarlık meselesi yapmayacaklarını vurgulayarak, “Bizim adayımız var. Son turun son saniyesine kadar sadece onu destekleyeceğiz” dedi.

‘Son saniyeye kadar adayımızı destekleyeceğiz’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.

Başbakan Davutoğlu, 3 Kasım 2002 seçimlerini Türkiye’nin “dönüm noktası” olarak nitelendirerek, şunları kaydetti:

“10 Kasım’da bu kürsüden yine kurucu genel başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, o günkü ilk iktidar kadrosunu oluşturan AK Parti kadrolarına hitap etti. İşte o gün değişimin başladığı gündü. Ama önümüzde büyük meseleler vardı. Bir kere siyaset normalleşmemişti. Bir parti iktidara gelmiş ama genel başkanı Meclis’te değildi. Önümüzde Irak savaşı, Kıbrıs meselesi, AB üyelik süreçleri olmak üzere çok kritik süreçler vardı. Ama zihninde erdemi, gönlünde millete olan inancını barındıran AK Parti kadroları bütün bu meseleleri birer birer aştı. İç siyasette normalleşmeyi sağlayıp, ‘Muhtar bile olamaz’ dedikleri genel başkanını bu kürsüye Mart 2003’te başbakan olarak çıkardı. Şiddete başvurmadan hiçbir protesto gösterisi yapmadan, hiçbir gayrimeşru eylem içinde olmadan meşruiyet çizgisi içinde siyaseti normalleştirdik. Dünya, ‘Türkiye ne yapacak’ diye merak ederken, ‘Bu iktidar bu kadar büyük dış politika meseleleriyle uğraşamaz ve kısa zamanda çöker’ dedikleri bir dönemde, Irak Savaşı’nı, AB sürecini, Kıbrıs müzakerelerini başarıyla yönettik.”

Hiçbir yasağa, vesayete, prangaya izin vermeyeceğiz

Türkiye’yi hiçbir maceraya sokmadıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ülkemizin itibarını onurlu bir  dış politika ile ayağa kaldırdık. Kıbrıs meselesinde tabuları yıkarken davamızın haklılığını da herkese gösterdik. AB sürecini, ‘Tıkandı, bitti’ denilen süreci doğru bir istikamete oturttuk. Bugün AB sürecinde eğer biz istediğimiz yerde değilsek, gönül rahatlıyla 14 yıl sonra söylüyorum, bunun müsebbibi Türkiye değil, stratejik vizyon eksikliği taşıyan Avrupa Birliği’dir. Biz her zaman gereğini yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Eğer bugün Kıbrıs meselesi çözülmemişse bunun  müsebbibi Türkiye, Kıbrıs Türkleri değil, bunun müsebbibi Kıbrıs Türkleri’nin barış çabalarına cevap vermeyen Rum yönetimi ve onun arkasında duran AB ve uluslararası toplumdur. Eğer bugün Irak’ta hala barış gerçekleşmemiş ve çevreye bütün bu kriz yayılmışsa yine bunun müsebbibi hiçbir zaman Türkiye olmamıştır, biz her zaman başta Irak’ta olmak üzere bütün Ortadoğu’da barış için çaba sarf ettik.”

Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, koalisyonla ilgili partilerin aldığı tutumlara bakmak gerektiğini belirterek, bunu eleştirmek için değil milleti şahit kılmak ve partileri iç muhasebeye davet etmek için söylediğini kaydetti.  

CHP’nin günlerdir başka partilerin ne yapması gerektiğini incelemekle meşgul olduğunu, kendilerinin yüzde 25 oy aldığı gerçeğini unutup yüzde 41’in hiçe sayıldığı koalisyonu nasıl oluşturabileceklerini çalıştıklarını anlatan Davutoğlu, yüzde 60 şeklinde bir blok tanımlaması yapıldığını dile getirdi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendince bütün formülleri ortaya koyduğunu ancak bir matematiksel tabloyu gözardı ettiğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzde 60 nereden çıkıyor? Matematiksel olarak zaten imkansız. Parlamento dışındaki partilerin oylarını da oraya koyuyor, bizden de yaklaşık yüzde 1 nispetinde bir oyu kendi tarafına alıyor, yüz binlerce oy demek bu. Bütün bunlarla bir blok yapıyor. Gelin şimdi buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na, inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız görev verdiğinde zaten detaylı konuşacağız ama, şu blok lafını, bu kutuplaştırıcı dili zihninden, gönlünden bir çıkarsın da ondan sonra gelip bizimle konuşsun veya biz geldiğimizde ona göre bizimle konuşsun. Biz ne Hz. Mevlana’nın, ne Yunus Emre’nin, ne Hacı Bektaş-ı Veli’nin dilinde kutuplaşma gördük. Biz koalisyon çalışmasını yürütürken Hz. Mevlana’nın felsefesiyle ‘gel’ diyerek, yürüyelim birlikte yeni güne, yeni güne yeni sözler söylemek üzere yola çıktık, çıkmaya devam edeceğiz.”

MHP’nin daha ilk geceden tam bir öfkeyle, bütün diğer partilere dönük bir dil, arkasından o günden bugüne sürekli retçi tavır sergilediğini dile getiren Davutoğlu, siyasetin ret etme sanatı olmadığını vurguladı. Davutoğlu, “Ret dediğiniz her anda, her an içinde oyunun dışında kalırsınız. Yeni tabloyu okumadığınız her dönemde yaptığınız her hatayla, bir sonraki siyasi tabloda yerinizi daraltırsınız. Biz hiçbir zaman ret demedik, hiçbir zaman da millete rest çekmedik. Koalisyon görüşmeleri öncesinde MHP’ye de bir değerlendirme yaparak, bu retçi tutum yerine muhasebeci bir tutum, karşılıklı olarak konuşabileceğimizi bütün bu kritik ortamda ülke geleceğiyle ilgili yapılması, atılması gereken adımları ele alacak bir tutum benimsemesini tavsiye ediyoruz” dedi. 

HDP’nin, bütün seçim kampanyasında dillerinden batıda barış, doğuda şiddet söylemi çıktığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Şimdi işte sınama vaktidir. Eğer Türk siyasetinde Türkiyelileşme idealiyle ülke siyasetinde bir yer edineceklerse önce dönüp her türlü teröre, her türlü şiddete karşı açık bir tavır sergilemek zorundalar. Çözüm Süreci’nin devamını isteyeceksiniz ama şehirlerin kenarlarında, dağlarda  silahlı grupların mevcudiyetine onay vereceksiniz. Böylesi bir siyaset artık bu ülkede yürümez. HDP’den beklediğimiz, bizim değil milletin beklediği, barış sözcüklerine kanarak onlara oy verenlerin beklediği, öncelikli tutum PKK terörüne karşı nerede durdukları tutumudur. Teröre karşı nerede duruyorlarsa Türkiye siyasetinde de o kadar yer alacaklar. Milleti bir kez aldatırsınız, iki kez belki aldatabilirsiniz ama daima aldatamazsınız. Ya şiddet ya demokrasi, ya terör ya barış, ikisi bir arada olmaz. Biz bütün bu muhasebelerin içinden erdemli davranışı arayarak geldik ve erdemli davranışı sergilemeye devam edeceğiz.” 

“Hiçkimse bu makama talip olmadı”

TBMM Başkanlığı seçimlerine değinen Davutoğlu, adayları Milli Savunma Bakanı ve Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz’ı göstererek, “Hepinizin huzurunda takdim ediyorum” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda öğleden sonra ilk turların yapılacağını hatırlatan Davutoğlu, birkaç istisna hariç olmak üzere Türkiye’de teamülün oluştuğunu, en büyük partiden TBMM Başkanı’nın seçildiğini anlattı. Birtakım söylenti ve spekülasyonlar duyduklarını, “Acaba Meclis Başkanlığı koalisyon partisinin bir parçası mıdır, öyle veya böyle şu aşamada perde arkasında koalisyon görüşmelerine dayalı olarak AK Parti tercihini değiştirir mi” denildiğini söyledi. 

Davutoğlu, “Buradan hepinize net bir tutum ve davranış olarak ifade ediyorum ki bizim bir tane Meclis Başkanı adayımız var ve son turun son saniyesine kadar da sadece onu destekleyeceğiz. Erdemli davranış, herhangi bir dava arkadaşını  pazarlık meselesi yapmayı ahlaksızlık olarak görür. Eğer biz Sayın İsmet Yılmaz’ı aday göstermişsek herhangi bir aşamada pazarlık yapmak için göstermedik. Sayın İsmet Yılmaz inşallah kazanır. Kazansa da kazanmasa da son ana kadar 258 desteğin arkasında olmasını talep ediyorum” dedi.  

Bugünlerde bir senaryonun daha gündeme getirildiğine işaret eden Davutoğlu, çok taktik bir manevrayla üçüncü turda kendilerinden bazılarının başka bir adaya yönelerek, son tura mühendislikle iki adayın kalacağını sağlayacaklarının ifade edildiğini söyledi. “Arkadaşlar, yine erdemli davranış olarak söylüyorum; bizde gizli hesap olmaz. Bizde siyasetin ahlakına aykırı tek bir davranış olmadı, olmayacak. Yok şu matematiksel oyunu oynarsak şu neticeyi alırız, şu taktik, ayak oyunları yaparsak şuraya gideriz dediğimiz anda o seçimi kazansak bile siyasetin ahlakını kaybederiz” diyen Davutoğlu, AK Parti Grubu’ndan milleti rencide edecek hiçbir davranış olmadığını ve olmayacağını, siyasi ahlakı ayakta tutuklarını, bundan sonra da tutmaya devam edeceklerini vurguladı. 

Davutoğlu, “Birinci turda da ikinci turda da üçüncü turda da dördüncü turda da bir tek adayımız var. Bütün arkadaşlarımız o adayın arkasında kenetlenecek, birlikte bir davranış ve tutum içinde olacağız. Erdemli davranış budur” dedi.

“Biz onları anayasal çerçeveye davet ediyoruz”

Meclis Başkanı seçildikten, Başkanlık Divanı oluştuktan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan görevi alıp, görüşmelere başlayacaklarını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Burada nasıl Meclis Başkanlığı koalisyon ile irtibatlı değilse Cumhurbaşkanlığı makamı da Cumhurbaşkanımız da koalisyon müzakerelerinin parçası değildir, olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı makamını rencide edecek, Cumhurbaşkanımızı tartışma konusu yapacak hiçbir müzakerenin içinde olmayız. Bunu erdemli davranış, 17 Mayıs 2001’de bu hareketi Erdemliler Hareketi olarak başlatan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Recep Tayyip Erdoğan’a ve kendimize olan saygımızın gereğidir. Kimse bizi böyle pazarlıklar içinde görmez. Cumhurbaşkanımız ve makamıyla ilgili konular söz konusu olduğunda anayasal çerçeveden bahsedenlerin, Başbakanlık görevlendirmesinin anayasal zaruret olarak Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından yapıldığını unutmamaları lazım. Biz onları anayasal çerçeveye davet ediyoruz. Bu çerçevede de Cumhurbaşkanlığı makamına, Sayın Cumhurbaşkanımıza son dönem yapılan gayrı edep dışı yakıştırmaların, davranışların son bulmasını ve artık siyasetin normalleşmesi, belli bir mecrada meşruiyet çizgisinde akması için herkesin Cumhurbaşkanlığı makamına saygıda kusur etmemesini buradan bir kez daha güçlü ifadelerle vurgulamak istiyorum.”

Tam bir iyi niyet ve samimiyetle ülke meselelerini çözecek bir hükümet oluşturmak için gayret sarfedeceklerini belirten Davutoğlu, “Ümit ederiz ki muhataplarımızdan karşılıklı saygı içinde olgun bir davranış görürüz, en kısa zamanda da hükümetimizi kurarız. Gerçekten öyle bir konjonktürde yaşıyoruz ki Türkiye’nin geçici dönemlere ya da yeni arayışlara mahal bırakmayacak bir istikrara kavuşması lazım” ifadesini kullandı.

Yunanistan için gerekeni yapmaya hazırız

Başbakan Davutoğlu Yunanistan’daki kriz ile ilgili de şunları kaydetti:

“Yunanistan’ın ekonomik krizi aşabilmesi için elimizden ne gelirse, turizm, enerji, ticaret işbirliği alanlarında ne yapmak gerekiyorsa yapmaya hazırız. Yunanistan’ın ekonomik sorunları karşısında birlikte atabileceğimiz adımları karşılıklı konuşmak üzere, hükümet kurma çalışmaları sonrasında ilk fırsatta yüksek düzeyli işbirliği konseyini yapmak üzere temasa geçeceğiz.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X