Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, şu ifadeleri kullandı:
“KAF (Kuzey Anadolu Fayı) ve DAF (Doğu Anadolu Fayı) ülkemizde deprem üreten en önemli iki fay koludur. Bu faylar boyunca yer alan yerleşim alanları zaman zaman büyük depremlere maruz kalırlar.
KAF 20. yy. çok sayıda deprem üreterek enerjisini boşaltmıştır. Bu depremler 1939 Erzincan, 1942 Niksar-Erbaa, 1943 Tosya-Ladik, 1944 Bolu-Gerede, 1957 Bolu-Abant, 1967 Adapazarı-Mudurnu, 1999 Gölcük ve Düzce depremleridir.
Bu depremler ve burada saymadığım diğer bazı depremler sonucu 100 binden fazla insanımız kaybedildi maalesef.
Depremlerin yerlerine dikkat ederseniz 1939-1999 deprem zinciri Doğudan başlamış Batıya kayarak İstanbul’un kapısına dayanmıştır.
“ŞİMDİ HEDEF MARMARA DENİZİ”
KAF’ın depremleri doğudan batıya taşıma alışkanlığı vardır. En son deprem Gölcük’deydi şimdi hedef Marmara Denizi.
Gölcük ve Düzce depremleriyle Marmara’nın altındaki kabuk aşırı yüklendi. 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla bu kabuk 30 yıl içinde kırılacak (5-10 sene önce veya sonra olabilir).
İlk 20 sene içerisinde olmadığına göre son 10 yıllık periyotta deprem olma olasılığı yüzde 50’den fazlaya çıktı.
Marmara’da deprem olasılıkla Kumburgaz kolunda ve minimum 7.2 büyüklüğünde olacak.”
SİVRİCE DEPREMİNİ ÖNCEDEN UYARMIŞTI
Öte yandan Prof. Dr. Görür, 6 Ekim’de katıldığı bir televizyon programında Elazığ depremine karşı uyarmıştı.
Canlı yayında Türkiye’nin deprem haritasını inceleyen Görür, depremi nokta atışıyla işaret ederken şunları söylemişti:
“Doğu Anadolu Fayı için uyarı yapmak istiyorum. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) enerjisini büyük ölçüde boşalttı. İstanbul’un kapılarında duruyor. Doğu Anadolu Fayı ise uzun zamandır suskun. Bölge için ciddi bir risk söz konusu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde arkadaşlarımızın yaptığı araştırmalarda Malatya fayı üzerinde uyarı veriyor. Buranın enerji birikimi fazla, dikkatli olunmalı. Kahramanmaraş ve çevresinde, Elazığ-Bingöl arası, özellikle Sivrice Gölü’nün bulunduğu taraflar veya Elazığ-Adıyaman arası. Buralarda tarihi dönemlerde de büyük ciddi depremler var ve bunlarda tekerrür periyodu kimisinde artık dolmak üzere.”