Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria’nın katılımıyla Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde, 2016 OECD Türkiye Ekonomik İnceleme Raporu’nun tanıtım toplantısı yapıldı.
Raporun tanıtımının Gaziantep’te yapılmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Şimşek, kentin, Türkiye’nin ihracatı açısından önemine dikkati çekti, Ortadoğu’nun da önemli üretim üslerinden biri olduğunu söyledi. Başarının sadece büyümeyle ilgili olmadığına, iç huzur ve iç barışın da önemli olduğuna işaret eden Şimşek, “Gaziantep, 350 bin Suriyeli misafirimiz, kardeşimiz, Türk, Kürt kardeşlerimiz doğudan batıdan birçok insanın aslında bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı, ürettiği, istihdam sağladığı, ticarette sanayide bütün alanlarda hakikaten hızlı ilerlemenin sağlandığı bir ilimiz.” diye konuştu.
Şimşek, küresel krizin hemen sonrasında Türkiye’nin 2010-2015 döneminde yüzde 5,2 büyüdüğünü belirterek, “Küresel krizden hemen sonra çok hızlı büyüdük. Aşırı ısınma sorunu yaşanmaya başlarken, o zaman bir miktar frene bastık. Çünkü amaç sürdürülebilir yüksek büyüme. Eski Türkiye, çok yüksek büyüme dönemleri sonrasında çok yüksek daralma dönemleri yaşadı. İlk defa çok yüksek büyüme döneminden sonra bir miktar yumuşak inişi ve makul, ılımlı büyümeyi sürdürebildik. Bu da politika çabası gerektiriyordu.” diye konuştu.
“Enflasyon nispeten yüksek”
Dün açıklanan verilere göre, Türkiye’de cari açığın milli gelire oranla yüzde 3,7’ye gerilediğini anımsatan Şimşek, “Enflasyon yüzde 7,6. Nispeten yüksek.” dedi.
OECD’nin “düşük büyüme tuzağından kurtulmak için sadece para basmanın yeterli olmayacağı” yönündeki söylemine atıfta bulunan Şimşek, dünyada siyasi ortama bakıldığında yapısal reformların hayata geçmesinin kolay olmadığı gibi imkansız da olmadığını söyledi.
Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapısal reformları başarabiliriz. Nitekim AK Parti hükümetlerinin ilk döneminde büyük dönüşüm, yapısal reformlar uygulandı ve Türkiye çok hızlı büyüdü, başarılı oldu. Şimdi neden reform? Çünkü Türkiye orta gelir tuzağına düşmemeli. 2008’den bu yana 10 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinde duruyoruz. Türkiye, ancak yeni bir reform hamlesiyle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girecektir. Bunun için bir yol haritası belirledik ve ilerleme var.”