Güneş’in açıklaması şöyle;
Öncelikle bu hastalıktan ötürü hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, hastalarımıza da geçmiş olsun diyorum.
Her ne kadar bu hastalığın sadece yaşı ileri kimseler için hayati tehlike doğurduğu düşünülse de, bulaşıcı olması itibarıyla hepimiz tehlike altındayız. Bu yüzden, gerek devlet adamlarının gerekse bilim insanlarının yaptığı uyarılara ve alınan önlemlere hep beraber uyalım. Bunları yerine getirmek milli bir görevdir.
Sağlık uzmanları var güçleriyle bu hastalığa çare bulmak için uğraşıyorlar. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, koronavirüsün de ilacı bulunacaktır. Bu süreçte ulus olarak umudumuzu kaybetmeyelim. Dayanışma ruhumuz bizi dimdik ayakta tutmalı.
İçinden geçtiğimiz bu süreçte, Türk halkına şu tavsiyeleri vermek isterim:
1) Zorunlu haller dışında evlerimizde kalalım ve yetkili makamlardan gelecek bildirimleri takip edelim.
2) Bilhassa birinci derece risk grubunda olan ileri yaştaki akraba ve dostlarımızdan bir süreliğine uzak kalmaya özen gösterelim.
3) Bir sosyal izolasyon içinde bulunsak da yakınlarımızı ve arkadaşlarımızı, özellikle büyüklerimizi telefonla arayalım. Görüntülü görüşmeler yaparak kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlayalım.
4) Evde kalmış olsak da eve hapsolmuş hissetmemek için kitap okuyalım, film ve belgesel izleyelim, her türlü yeni beceriler öğrenmeye çalışalım.
5) Evde yapılabilecek basit spor egzersizleriyle kendimizi fiziksel ve zihinsel olarak daha diri tutalım. Çocuklarımıza da bunu aşılayalım.
6) Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan dedikodu ve dezenformasyonlara kulak vermeyelim. Paniğe mahal verecek paylaşım ve yorumlarda bulunmayalım.
7) Yaşları itibarıyla evden çıkmalarında yasal bir engel bulunmayan vatandaşlarımız için söylüyorum: İhtiyaç sahibi kişilere yardımcı olabilmek için çözümler arayalım, yardımlaşalım.
Spor sektörü özelinde konuşursak, sporcusundan malzemecisine kadar bu iş kolunda emeği olan herkes koronavirüs salgınından ciddi biçimde etkilendi. Belirsizlik ve endişe kaynaklı bir kafa karışıklığı yaşandığı aşikâr. Bu ortamda yaşanabilecek performans kayıplarını en aza indirmek için sporcularımızın aşağıda belirttiğim önerileri izlemesini tavsiye ediyorum.
1) Bir kamp döneminde olduğunuzu farz ederek, antrenörlerinizin sizinle paylaştığı bireysel antrenman programlarınızı disiplinle uygulayın.
2) Kilonuza dikkat edin. Sağlıklı ve dengeli beslenin. Bol sıvı tüketin.
3) Fiziksel antrenmanlar kadar zihinsel antrenmanların da önemi büyüktür. Zihinsel antrenmanlar da formunuzu korumanıza yardımcı olur. Günde yarım saat imgeleme çalışması yapmaya özen gösterin.
4) Bu dönem mesleki ve bireysel gelişiminiz için bir fırsattır. Özellikle size ilham verecek başarılı insanların ve sporcuların biyografilerini okumanızı, bu konuyla ilgili filmler izlemenizi öneririm.
5) Tüm ailenizle de içine katacak aktiviteler yapabilirsiniz. Örneğin, yemek yapmak, enstrüman çalmak veya başka bir sanat dalıyla uğraşmak ve yabancı dil öğrenmek gibi.
6) Geliştirmemiz gerektiğini düşündüğümüz yönlerimiz varsa bunlara odaklanalım. Bu süreçten yenilenmiş ve güçlenmiş olarak çıkalım.
7) Topluma mal olmuş kişiler olarak, sizlerin sosyal sorumluluğunuz diğer vatandaşlarımıza göre daha fazla. Sizlerden kamuoyuna moral aşılayacak mesajlar vermenizi rica ediyorum. Sizlerden gelecek iyimser içerikler, her açıdan halkımızı diri ve güçlü kılacak, bu savaşı kazanmamızda hepimize yardımcı olacaktır.
Son olarak, koronavirüs ile savaşı bir milli mücadele gibi görelim. Rakibimizin de sinsi bir bulaşıcı hastalık olduğunu bilerek, o sorumlulukla hareket edelim. El ele verip sosyal dayanışmayı sağlamak galibiyet taktiğimiz olsun. Açıklamama son verirken, size Lev Tolstoy’un bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır”.
Saygılarımla…