12. yüzyılda Müslüman dünyasını birleştiren, Kudüs’ü Hıristiyanlardan geri alan ve Üçüncü Haçlı Seferi’ni ateşleyen Selahaddin Eyyubi’yi öldüren şey neydi? Bugüne kadar bu olay gizemini koruyordu. Ancak, 800 yıldan uzun bir süre önce Selahaddin Eyyubi’nin tıbbi semptomları hakkında yazılanları inceleyen bir doktor, güçlü sultanın hangi hastalıktan öldüğünü belirleyebilir.
Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi’nde tıp profesörü Stephen Gluckman, 25. yıllık Tarihsel Klinikopatoloji Konferansı’nda yaptığı konuşmada bu hastalığın tifo olduğunu söylüyor.
Konferanstaki uzmanlar, her yıl tarihsel bir figürün hastalığını teşhis ediyor ve geçmiş teşhis yapılanlar içinde Lenin, Darwin, Eleanor Roosevelt ve Lincoln yer alıyor.
Gluckman, Selahaddin Eyyubi’nin modern teşhis araçlarından önce yaşadığı düşünülürse, kesin tanının muhtemelen bilinemeyeceği konusunda uyarıyor. Ama tifo (insanların, Salmonella typhi bakterisi barındıran yiyecek veya su tükettiklerinde yakalandıkları bir hastalık) yazılanlara uyuyor gibi görünüyor.
Selahaddin Eyyubi, Avrupa ve Orta Doğu tarihinde önemli rol oynayan ikonik bir figürdü.
Queen Mary Üniversitesi’nde bir Ortaçağ tarih profesörü olan Tom Asbridge, “Orta Çağ’da Haçlı Seferleri döneminde kesinlikle en önemli Müslüman liderlerden biriydi.” diyor.
Aynı konferansta konuşan Asbridge, “Eski Mısır başbakanı Cemal Abdülnasır (1918-1970), posta pullarında Selahaddin Eyyubi’nin yanına kendini koyan Saddam Hüseyin (1937-2006) gibi Selahaddin Eyyubi’ye takıntılıydı.” diyor.
Günümüzde Irak’taki Tikrit’te 1137 veya 1138’de doğan Selahaddin Eyyubi, paralı bir Kürt ailesinin bir parçasıydı. 909 yılından 1171’e kadar hüküm süren bir dini hanedan olan Fâtımîlere karşı önemli bir askeri lider olan amcasıyla savaştı. Fakat amcası 1169 yılında öldüğünde, Selahaddin Eyyubi, 31 veya 32 yaşında onun yerini aldı. Enverclopedia Britannica’ya göre, Selahaddin Eyyubi zaferden sonra, Mısır’daki Suriye askerlerinin komutanı ve Fâtımî halifesinin veziri olarak görevlendirildi.
1187’de Selahaddin Eyyubi’nin ordusu, kutsal Kudüs şehrini fethetti. Yaptıkları, Üçüncü Haçlı Seferi’ne (1189-1192) yol açtı ve bu da İngiltere Kralı I. Richard da dahil olmak üzere Selahaddin Eyyubi ve düşmanları arasında bir çıkmaza neden oldu.
Ancak, gizemli bir ateş ve iki haftalık hastalıktan sonra, Selahaddin Eyyubi 1193’te 55 yaşında veya 56 yaşında öldü. Yardımcıları onu, kan akıtma ve lavman yöntemi ile kurtarmaya çalıştılar fakat faydası olmadı.
Gluckman, bu hastalığa tanı koyması için gereken birkaç detaya sahipti, ancak elindeki verilerle birkaç hastalığı eleyebildi. Gluckman’a göre, Selahaddin Eyyubi veba ya da çiçek hastalığından ölmedi, çünkü bu hastalıklar insanları hızlı öldürüyordu. Aynı şekilde, muhtemelen tüberküloz de değildi, çünkü yazılı kaynaklar solunum problemlerinden bahsetmiyordu. Muhtemelen sıtma da değildi, çünkü Gluckman, hastalığın ortak bir belirtisi olan titrediğini gösteren hiçbir kanıt bulamadı.
Ancak belirtiler, o bölgede o dönem çok yaygın bir hastalık olan tifo ile uyuşuyordu. Tifo belirtileri yüksek ateş, halsizlik, mide ağrısı, baş ağrısı ve iştah kaybını içeriyor.
Bu bakteriyel hastalık bugün hala var; Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, her yıl ABD’de yaklaşık 5.700 kişi ve dünya genelinde 21.5 milyon insanın bakteriyel enfeksiyonla karşı karşıya kaldığı biliniyor.
Bugün, tifo olan insanlar için antibiyotikler veriliyor, ancak bunlar 12. yüzyılda mevcut değildi. Yine de, tifo bakterileri arasında antibiyotik direnci arttıkça ileriye yönelik endişeler de artmaya devam ediyor.
Gluckman, “Çoğu enfeksiyonda, antibiyotik direnci vardır. Denenmiş ve doğru ilaçlar bu günlerde daha az etkili oluyor. Bununla birlikte, bazı antibiyotikler hala tifoya karşı etkili.” diyor.