Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü öncülüğünde Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar Salonu’nda düzenlenen söyleşiye katılan Gazi Mahfuz Göl, yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon kanalından çağrısını gördükten sonra kardeşi ve bir arkadaşıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gittiğini söyledi.
Burada 10-15 dakika durduktan sonra sağ bacağından iki kez vurulduğunu belirten Göl, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı’mızın, ‘Biz kefenimizi giydik’ sözü geldi aklıma. Gün kefen giyme günüydü. Yaralı halde aracın üzerine çıkıp astsubayın üzerine atladım. Astsubayın silahını almak isterken tetiğe basması sonucu namludaki parmağımın ucu koptu. O anda, vatanımdan başka bir şeyi düşünmedim. Hastanede gözlerimi açınca Cumhurbaşkanı’mızın açıklamalarını gördüm. Beni en çok mutlu eden Cumhurbaşkanı’mızın başımızda olduğunu görmekti. Yarın olsa yine en ön safta olurum. Çok gururluyum. Allah ülkemize bir daha böyle felaket yaşatmasın.”
“Eşim vefat ettikten sonra onu gördüm, gülümsüyordu”
Atatürk Havalimanı’na giderken darbeci askerlerin kullandığı tankın altında kalarak yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan ev hanımı Türkan Türkmen Tekin’in eşi Ramazan Tekin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyarak, eşi ile evden çıktıklarını anlattı.
Atatürk Havalimanı’na doğru yürüyüşe geçtikleri sırada eşinin havalimanı bağlantı yolunda darbeci askerlerin sürdüğü tankın altında kaldığını ifade eden Tekin, “Eşim ağır yaralanmıştı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Eşim vefat ettikten sonra onu gördüm, gülümsüyordu. Eşim şehit olduğu için gurur duyuyorum. Can verdik ama vatanı vermedik. Çok şükür vatanımız duruyor.” diye konuştu.
“Bunlara kesinlikle ‘asker’, ‘polis’ diyemeyiz”
Gazi Mehmet Emin Ertaş ise FETÖ’nün darbe girişimi esnasında İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gittiğini anımsattı.
Vurulan insanları gördükten sonra askerlerin silahı ve tanklarını ele geçirmek için üzerilerine yürüdüğü esnada ayağından vurulduğunu dile getiren Ertaş, şöyle devam etti:
“Kendi kendime ‘O tanklar ne olursa olsun sabah güneşi görmemeli’ dedim. Sonunda ölüm olsa da o tankları almamız gerekiyordu. 3 çocuk babasıyım. ‘Bu gece ölme sırası benim çocuklarımda değil, bedel ödenecekse ben ödeyeceğim.’ dedim. Sonra, darbeci askerlerin silahlarını almak ve tankları ele geçirmek için harekete geçtik. O sarıda ayağımdan vuruldum ve düştüm. Bunlara kesinlikle ‘asker’, ‘polis’ diyemeyiz. Darbeleri gördük, darbecilerin de bir şerefi vardır. Bu teröristler bundan bile noksanlar.”
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Erkut Öneş de şehit yakını ve gazilere söyleşiye katılımlarından dolayı teşekkür etti.