Uzun Çarşı’daki Fidan Han’daki 10 metrekarelik atölyesinde çalışmalarına devam eden 36 yaşındaki Orhan, ney imal ederek bunları süslüyor.
Orhan’ın yaptığı sedef işlemeli neyler ve diğer ürünler, yurt içinde ve dışında birçok yere gönderiliyor. Bu ürünler bazı tarihi dizilerde de kullanılıyor.
Mümin Orhan, AA muhabirine, çocukluğundan beri el sanatlarına ilgi duyduğunu anlatarak, ilkokulda ney üflemeye başladığını, merhum neyzen Ahmet Argun Aktuğ ile Özer Yavaş’tan ney dersleri aldığını söyledi.
Daha sonra neyzen Selahattin Gürsel’in atölyesinde ney yapımını öğrendiğini ifade eden Orhan, bir süre sonra ney yaparken bu müzik aletinin aslında biraz süslenmesi gerektiğini düşünmeye başladığını belirtti.
Orhan, ustası sedefkar Zafer Karazeybek ile 2005’te tanıştığını ve yaklaşık 6 yıl yanında çırak olarak çalıştığını aktararak, şöyle devam etti:
“Daha sonra icazetimi alarak atölyemi kurdum. 20 küsur senedir geleneksel el sanatlarından ekmek yiyorum. Bu mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Yanımızda çıraklar yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu da iki türlü oluyor; dışarıda kendi işi olup hobi olarak bizim mesleklerimizle uğraşanlar var, bir de bizim yanımıza gelip ‘Ben bu mesleği öğrenmek istiyorum, ekmeğimi bu işten kazanmak istiyorum.’ diyen talebelerimiz var. Onlara da atölyemizde yardımcı olmaya çalışıyoruz.”
Halk arasında “El sanatları ölüyor.” diye konuşulduğunu ifade eden Orhan, “Aslında ‘El sanatlarının ölmemesi için ne yaptınız?’ diye kendinize sormanız gerekiyor. Yani evinizde bir tane ney var mı? Bir sedef eşya var mı? Bakırcılık ölüyorsa elinizde bakır eşya olarak ne var? Bunların sorusu aslında çok basit. El sanatlarını öldürmek istemiyorsak el sanatları sanatkarlarından birer eser evimizde bulundurmamız gerekiyor.” diye konuştu.
“İnsanların ilgisi biraz daha artıyor”
Orhan, el sanatlarının hiçbir zaman ölmeyeceğine dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Bir iki tane de olsa bunun sevdalısı çıkacak. Osmanlı döneminde Evliya Çelebi 100 dükkan olduğunu ve bunların yanında beşer nefer çalıştığını söylüyor. Yani İstanbul’da 500 sedef atölyesi demek. Şu an günümüzde 250-300 atölye vardır ama sedefkarlık mesleğinde yani ‘eser-i İstanbul’ tarzıyla uğraşan şu an 25-30 kadar sayabileceğim isim var. Türkiye için bu sayı aslında çok az ama gittikçe bu sayı artıyor. İnsanların ilgisi biraz daha artıyor. Onun için ben sanatların öleceğine inanmayan kişilerdenim. Ben 36 yaşındayım. Bu mesleği yapıyorsam demek ki bu sanatlar ölmeyecek. Bizden sonra da çıraklar gelecek bu mesleği devam ettirecekler.”
“Avrupa ülkelerinden siparişler alıyoruz”
Sosyal medyanın geleneksel el sanatları için önemine değinen Orhan, sosyal medya sayesinde geleneksel el sanatları ustalarının yaptığı paylaşımların binlerce insan tarafından görüldüğünü anlattı.
Ayrıca sosyal medya sayesinde tasarladıkları ürünlere birçok ülkeden talep geldiğine işaret eden Mümin Orhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sosyal medya sayesinde yaptığımız ürünler yurt dışına da çıkmaya başladı çünkü o kişinin yurt dışından buraya gelmesi çok zor ama benim bir sanat eserini yapıp ona kargo şirketiyle yollamam en fazla iki gün. Özellikle gurbetçilerin yoğun yaşadığı Almanya, Fransa, Hollanda ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden siparişler alıyoruz ve ürünlerimizi oralara gönderiyoruz. Sosyal medyanın geleneksel el sanatlarına çok faydası var çünkü herkes birbirinin işini görüyor ve bundan besleniyor. Benim meslekte üç ustam var ama sosyal medya sayesinde üç ustanız olmuyor. Bütün videolardaki ustalar aslında bir nevi sizin ustanız oluyor çünkü ondan gördüğünüz bir tekniği siz de eserinizde kullanmaya başlıyorsunuz. Yani herkes birbirinden sosyal medya sayesinde faydalanıyor. Bunun yararlarını da görüyorlar.”
Ney dışında sedefle alakalı ürünler de yapıyor
Ney kamışının toplandıktan sonra kurutulması için 1 yıl bekletildiğini belirten Orhan, kurutulmasından sonra ney yapım işlemine geçildiğini ve bir neyin de yaklaşık 3 günde üretildiğini vurguladı.
Daha sonra neyin süslemesinin gerçekleştirildiğini aktaran Orhan, gümüş veya sedef süsleme işlerinin de yaklaşık 1 hafta sürdüğünü bildirdi.
Sedefkarlığa devam edeceğini ancak günlük yaşamını sürdürmek için farklı işler de yaptığını anlatan Orhan, bazen bıçak veya silah kabzası süsleme, restorasyon işleri de yaptığını söyledi.
Bazı günler sedef ve gümüş kolye, bazı günler de tablo, bıçak kabzası veya boynuzdan tarak tasarladığını dile getiren Orhan, farklı meslekleri bir araya getirdiği için sedefle alakalı birçok çeşit ürün yapabildiklerini sözlerine ekledi.
AA