Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk – Kanal D ortak yayınında, Van’da muhteşem bir miting yaptıklarını, yarın Ankara ve Kayseri’de mitingi yapacaklarını anlattı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye’deki birçok gücün, tek bir kişinin elinde toplanmasıyla ilgili eleştirisi olduğu ve bunun ciddi sorunlar yaratabileceğini söylediği hatırlatılarak, “Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının yeni anayasayla birlikte fesih yetkisi olacağını ifade ediyor. Eski mevcut sistemde bunlar TBMM’nin yetkisinde ancak kanun çıkması gerekiyor. Yeni düzende bunun tek bir kişinin elinde toplanacağını ve bunun da demokrasi açısından sorun teşkil edeceğini ifade ediyor. ‘Bir kişiyi satın alırsanız, Türkiye’yi ele geçirirsiniz’. diyor.” ifadeleri üzerine Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ne demek o? Bir kişiyi satın almak ne demek? Nasıl ikna edeceksiniz? Bir kişi dediğiniz insan, halkın yüzde 50’sinden fazlasının oyuyla iş başına geliyor. Tek adam nerede olur? Tek adam padişahlıkta, monarşide, diktatörlükte olur. Orada da zaten halkın oylarıyla gelmiyor. Çeşitli şekillerde ya soydan ya da darbelerle geliyor. Parlamentoyu, demokratik sistemleri ortadan kaldırıyor. Bir takım güçleri kullanarak yani silahlı güçleri kullanarak, vesayet odaklarını kullanarak iktidarda olmaya devam ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu herhalde bu anayasanın görüşmelerinde neler konuşulduğunu, neler yapıldığını Mecliste takip etmedi. Bütün bunlar konuşuldu Mecliste. Milletvekillerini ikna etmek için her yolu denediler. Bizim grubumuza, MHP grubuna yönelik duygusal mesajları verdiler. Her şeyi yaptılar. Hatta olmadı kaba kuvvete de işi götürdüler. Kürsü işgalleri oldu, oy verme kabinlerinin önü işgal edildi. Tüm bunlar yaşandı. Komisyon çalıştırılmamaya gayret edildi. Milletin seçtiği Meclis, milletin seçtiği vekiller çalıştırılmamaya gayret edildi. Bütün bunların sonunda milletin seçtiği Meclis, milletin seçtiği vekiller bu anayasa değişikliğine Mecliste ‘olur’ verdi. Şimdi de milletten onaya gidiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu darbeyle karıştırıyor.”
Anket sonuçlarına ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Anket sonuçları var tabii ama paylaşmayacağım. Ben vatandaşlarımıza biraz saygısızlık olarak görüyorum. Çünkü gerçek anket, gerçek sonuç vatandaşlarımızın 16 Nisan’da sandığa gidip vereceği oylardır. Ondan önce tahmin yapılabilir. Çalışma alanlarını, nereye yoğunlaşmak gerektiğini, hangi alanlarda daha fazla gayret göstermek gerektiğini anlamak için çalışmaları partimiz yapıyor, çeşitli sivil toplum kuruluşları yapıyor. Ama benim bir prensibim var, anketlere inanırım ancak kendim yaparsam.” yanıtını verdi.
“Anketlerde beklediğiniz neticeleri görebiliyor musunuz?” sorusuna karşılık Yıldırım, “Allah’a şükür biz rahatız, bir problem yok. Vatandaşımız bugüne kadar hiç yanlış yapmadı. Biz de yanlış bir iş yapmıyoruz. Yanlış yapmadığımıza inanıyoruz. Bu yaptığımız değişiklik MHP ile beraber, eminim ki vatandaşımız tarafından da onaylanacak. ‘Evet’ oylarıyla, bu halk oylaması 16 Nisan’da sonuçlanmış olacak.” dedi.
“Cumhurbaşkanının, fesih yetkisi yok”
Başbakan Binali Yıldırım, gündemdeki fesih tartışmasına ilişkin, şunları anlattı:
“Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Fesihler, darbe anayasalarında olur. 15 Temmuz başarılı olsaydı, Meclis feshedilecekti, parlamento kapatılacaktı. Nitekim 1980, 1960’da Meclis feshedildi. Darbelerde meclisler feshedilir. Ne var? Fesih yok ama bir şey var. O da seçimlerin yenilenmesidir. Seçimlerin yenilenmesi bir tıkanmaya karşı, krize karşı bir tedbirdir. Mevcut anayasanın 116. maddesinde Cumhurbaşkanı Meclisi seçime götürebiliyor. Seçime götürme ayrı bir şey, kapatmak ayrı bir şey. Fesih, Meclisin kapatılmasıdır. Seçime götürebiliyor. Hangi şartla götürüyor. Diyelim ki seçim oldu. 7 Haziran’ı hatırlayalım. Tek başına bir parti iktidara gelmedi. Hükümet kurma görüşmeleri de sonuç vermedi. 5,5 ay sonra Türkiye’de tekrar seçim yapıldı. Bu şekilde bir yetki bunu değiştiriyor. Bu kalkıyor. 116. maddeye değişiklik yapılıyor.
Deniyor ki ‘Cumhurbaşkanı seçim kararı alabilir.’. Aynı şekilde TBMM de seçim kararı alabilir. Karşılıklı seçim yenileme yetkisi veriliyor. Ama burada bir ince nokta var, diyelim ki Meclis seçime gitme kararı aldı herhangi bir nedenle, kendi seçimini de yeniliyor, cumhurbaşkanını da seçime götürüyor. Otomatik olarak iki güç birden seçime gidiyor. Veya Cumhurbaşkanı seçime gitme kararı aldı, kendisi gittiği gibi Meclis de seçime gitmek zorunda. Çünkü seçimler aynı gün yapılıyor, 5 yılda bir yapılıyor. O yüzden alınacak seçim kararı, her iki iradeyi, meclis iradesini de cumhurbaşkanlığı iradesini de bağlıyor.”
“Yol arkadaşlığı ahirete kadar gider”
Abdullah Gül’ün halk oylamasında olası oyu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yıldırım şunları söyledi:
“Benim başkasının oyu hakkında hüküm vermem çok büyük nezaketsizlik olur. Ben kimseye oyunun rengini sormadım. Biz sadece ‘evet’ vermenin ülkenin geleceği açısından önemli olduğunu, ‘evet’in ne anlama geldiğini, ülkemize neler kazandıracağını, gençlerimize, torunlarımıza emanet edeceğimiz bu ülkeye, gelecek kuşaklara ne fayda sağlayacağını anlatıyoruz. Ahmet Bey (Davutoğlu) anayasa görüşmelerinde, komisyonda, Mecliste destekledi. Biz yol arkadaşıyız, biz beraber yola çıktık. Abdullah Bey (Gül) bu partinin kurucularındandır. Ahmet Bey sonra dahil olmuştur, ben partinin kurucularındanım. Bizim yol arkadaşlığımız belirli bir süreye göre değildir bu yol arkadaşlığı ahirete kadar gider, ahirette de yine biz yol arkadaşıyız. Zaman zaman hepimizin hataları olur, yanlışları olur ama hiçbir arkadaşımız, bu yol arkadaşlığına, bu davaya bilerek ihanet etmemiştir, etmez de… AK Parti’nin farkı bu…”
“Yalanın mevzuatı yok ki”
Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar sonrası, “Bugün de tutmuş ‘Kıdem Tazminatı kalkacak.’ Yok be kardeşim, anayasada böyle bir hüküm yok, böyle bir şey yok. Yalanın mevzuatı yok ki istediğini söyle, dilin kemiği mi var? Ama insanlar günün sonunda söylediklerini ölçecek, biçecek size bir not verecek.” ifadelerini kullandı.
“Biz işin peşini bırakmayacağız”
Trump yönetiminin FETÖ’ye karşı tutumunu da değerlendiren Başbakan Yıldırım şunları söyledi:
“Açıkçası bu konuyu biz dile getirdik Amerikan Dışişleri Bakanına, o da ‘konu yargıda, biz de takip ediyoruz’ gibisinden genel geçer bir cevap verdi, bizim henüz istediğimiz düzeyde bir gelişme yok ama biz işin peşini bırakmayacağız.”
Başbakan Yıldırım, Adil Öksüz’ün Türkiye’de bir ülkenin diplomatik temsilciliğinde saklandığı iddiaları üzerine ise, “Tabii her yerde aranıyor. Böyle bulunamayınca da bu ve buna benzer iddialar da sıkça ortaya atılıyor. Ama biz işin peşindeyiz. Nerede olursa olsun aranıp bulunacak. Ölüsü yahut dirisi… Bu yeni bir iddiadır, her türlü iddiayı ciddiye alıyoruz ve üzerinde titiz bir şekilde değerlendirme yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Halkbank genel müdür yardımcısının ABD’de tutuklanması
Başbakan Yıldırım, “Şimdi tabii bu da ilginç bir durum, bu da çok anlaşılır bir şey değil. Bu arkadaş 2014’ten bu yana 7-8 sefer gitmiş gelmiş. O vakte kadar hiçbir şey olmuyor, bu sefer tutuklanıyor. Tutuklanma sebebi de Rıza Zarrab davası. İran’a ambargoyu ihlal edecek bir takım para transferlerinde imzası olması, iddia bu. Peki bu yeni bir şey değil ki o zaman yapmadınız da şimdi yaptınız? Burada da bir FETÖ ayağı var. Burada FETÖ’nün bir oyunu, bir tezgahı olduğu çok aşikar.” dedi.
Başbakan Yıldırım şunları söyledi:
“Herkesin bugünlerde daha sorumlu davranması lazım. Duyarlı davranması lazım. Milletin duyarlılığına saygı gösterilmesi lazım. Milletimiz bu konularda diri, çok uyanık, en ufak bir hareketlenmede hemen arıyorlar, ‘efendim bizim birlikte izinler kaldırıldı aman dikkat edin’. Bu da iyi bir şey değil. Sürekli ‘acaba bu gece bir şey mi olacak’ korkusuyla insanları tedirgin etmeye hakkımız yok.”
Kılıçdaroğlu ile TV programı
Başbakan Yıldırım, “Hiçbir yararı olmaz çünkü, Kılıçdaroğlu bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar edip duruyor. Bunların nesini tartışacağız? Bilinmeyen bir konu olur da oturur tartışırız. Bu halk oylaması geçsin, Türkiye’nin geleceğini, 2023 hedeflerini konuşalım. Bunları konuşabiliriz ama o çizgiye bir kere gelsin. CHP memleket gündemine gelsin, yalan rüzgarından çıksın, gerçek hayata gelsin oturup konuşalım bunları.” şeklinde konuştu.