Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rusya’nın Türkiye’ye yönelik yaptırımlarının ülke ekonomisine etkisinin çok az olacağını belirterek, “Rusya ile yaşanan çekişmenin sonucunda iki ülke ticaret hacminde yaklaşık 3,1 milyar dolarlık düşüş olabilir. Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılası bu yıl 700-800 milyar dolara yakın. Dolayısıyla 3,1 milyar dolar, gayrisafi yurt içi hasılaya göre oldukça küçük” dedi.
Şimşek, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi’nin (SETA-DC) düzenlediği, “Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı – Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı programda konuştu. Türkiye’nin son yıllarda ekonomik alandaki başarısına ilişkin bir sunum gerçekleştiren Şimşek, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.
İran’ın küresel sisteme entegrasyonuna ilişkin soruya yanıt veren Şimşek, İran’ın uluslararası sisteme dahil olmasının Türkiye için de yararlı olacağını kaydetti. Şimşek, “Bu en çok bizim yararımıza olacaktır. Çünkü bizler komşuyuz” ifadesini kullandı.
Bakan Şimşek, Rusya’nın yaptırımlarının Türkiye ekonomisinde çok fazla olumsuz etkiye sahip olmayacağını dile getirdi.
Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin iki ülke arasındaki son dönemdeki gerilimden önce zaten düşmeye başladığı bilgisini veren Şimşek, iki ülkenin ticaret hacminin Rusya’nın kendi ekonomik sorunlarından ötürü yılda yüzde 30-40 azalma gösterdiğini anlattı. Şimşek, Rusya para birimin değer kaybetmesinin, Rusya’dan tatil için Türkiye’ye gelenlerin sayısında azalma yaşanmasının bundaki etkisine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer 2016 yılına bakarsanız, Rusya’nın önceden aldığı kararları göz önünde bulundurduğunuzda Rusya ile yaşanan bu çekişmenin sonucunda iki ülkenin ticaret hacminde yaklaşık 3,1 milyar dolarlık düşüş olabilir. Türkiye’nin
gayrisafi yurt içi hasılası bu yıl 700-800 milyar dolara yakın. Dolayısıyla 3,1 milyar dolar, gayrisafi yurt içi hasılaya göre oldukça küçük. Bu nedenle Rusya’nın yaptırımlarının etkisi büyük ihtimalle pek az olacak.”
Rusya’ya sattıkları ürünleri diğer ülkelere de rahatlıkla pazarlayabileceklerini hatırlatan Şimşek, Rusya’nın talebinin ise başka bir ülkece kısa sürede karşılamasının imkansız olduğunun altını çizdi.
“Sadece teröristleri yok ederek sorunun çözüleceğini düşünecek kadar saf değiliz”
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Kürtlerin Ortadoğu’daki geleceğini nasıl gördüğünün sorulması üzerine, Avrupa’da uzun yıllar süren savaşları hatırlattı ve sonuçta Avrupa Birliği’nin kurularak sınırların ortadan kalktığını, ortak para birimine geçildiğini, ortak meclis oluşturulduğunu söyledi.
Şu anda Ortadoğu’da birçok karışıklık bulunduğunu, trajediler yaşandığını ve geleceği kestirmenin imkansız olduğunu kaydeden Şimşek, “Türkiye’deki Kürtler için en iyi gelecek, Avrupa ailesinin bir parçası olan daha demokratik, daha hoşgörülü ve daha müreffeh bir Türkiye olacaktır. Bu hem Türkler hem Kürtler hem de diğer herkes için en iyisi olacaktır” dedi.
Türkiye-İsrail ilişkileri
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirme çabalarından söz eden Şimşek, “İlişkilerin düzeltilmesi doğrultusunda önemli bir ilerleme var. Nihayetinde bir anlaşmaya ulaşacağımızı ümit ediyoruz. Bunu başarmak Türkiye’nin çıkarlarına olduğu gibi uluslararası toplumun da çıkarlarına olacaktır” diye konuştu.
Şimşek, Türkiye-İsrail ilişkilerini düzeltme gayretlerinin Ankara ile Moskova arasında son dönemde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yürütüldüğü ifadesinin doğru olmayacağını, aslında bu çabaların daha öncesinde de sürdürüldüğünü söyledi.
Şimşek, meselenin sadece doğalgaz konusuna indirgenmesinin ise yanlış olacağını kaydetti.
Türkiye ve ABD arasındaki ticari ilişkiler
Türkiye ve ABD arasındaki ticari ilişkilerin potansiyelin oldukça altında olduğuna işaret eden Şimşek, buna karşın son siyasi ilişkilerin en güçlü dönemlerinden birini yaşadığını kaydetti.
Şimşek, sunumunda genel olarak Türk ekonomisi ve reform ajandasına odaklanırken, Türkiye’nin finansal krizler ve jeopolitik risklerin yüksek olduğu son 10 yılda Çin ve Hindistan dışındaki diğer yükselen piyasa ülkelerine kıyasla daha iyi bir performans gösterdiğini vurguladı.
Türklerin satın alma gücünün 2002’den bu yana büyük artış gösterdiğine ve Avrupa Birliği (AB) ve ABD standartlarına yaklaştığına dikkat çeken Şimşek, “Türkiye ile AB arasındaki satın alma gücü farkını son 13 yılda yüzde 25-30 kapattık. 2000 yılında AB ortalamasının yüzde 30’una denk gelen Türk satın alma gücü, geçen yıl itibarıyla bu ortalamanın yüzde 55’ine yükseldi” değerlendirmesini yaptı.
“Kapsamlı bir reform ajandası için çok sıkı çalıştık”
Son yıllarda kapsamlı bir reform ajandası için çok sıkı çalıştıklarını ifade eden Şimşek, “Şimdi önümüzde 4 yıl var ve bu reform ajandasının yüzde 60-65’ini gerçekleştirmemiz dahi Türkiye’nin yeniden hızlı büyüme sürecine geri dönmesini sağlayacaktır” dedi.
Şimşek, hazırlanan reform paketlerinin gelecek günlerde parlamentoya ulaşacağını bildirdi.
Şimşek, reformların yasalaşması noktasında da elinden geleni yapacağını ifade ederek, “Reformlar konusunda sadece konuşmakla kalmayacağız. Yakında parlamentoyu reform paketlerine boğacağımızı göreceksiniz. Eğer gerekirse, parlamento yaz döneminde tatile girmeyecek ve bu reformları geçirmek için tüm yaz boyunca çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Şimşek, reform programıyla yargı sistemindeki sorunları da gidermeye çalışacaklarını belirterek, daha fazla yasal anlaşmazlığın mahkemeye gitmeden tarafsız hakem kararıyla çözülmesi için merkezler kurulacağını söyledi.
Yeni temyiz mahkemeleri oluşturacaklarını da açıklayan Şimşek, böylece 1 milyonun üstünde davanın beklediği Yargıtay’ın yükünü azaltmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Mehmet Şimşek, Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yer alması için daha yapmaları gereken birçok işin bulunduğunu kaydederek, sözlerini “Eğer en büyük 10 ekonomi arasına girmek istiyorsak en iyi küresel uygulamaları benimsemeliyiz” diyerek tamamladı.