Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Afyonkarahisar Valiliği ziyaretinde “Sayın Cumhurbaşkanımızın anayasa değişiklik teklifini onaylamasıyla birlikte bundan sonra gözler, Yüksek Seçim Kurulundadır. Yüksek Seçim Kurulu, muhtemelen 16 Nisan tarihini uygun görerek, 60 gün içerisinde seçim yapılmasıyla ilgili kararını önümüzdeki günlerde verecektir. Hayırlı uğurlu olsun.” açıklamasında bulundu.
Bu anayasa değişiklik paketinin TBMM’den 339 oy alarak milletin vekilleri vasıtasıyla onaylanmasından sonra şimdi sıranın doğrudan doğruya millette olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Söz de karar da yetki de millettedir. Millet ne derse başımız gözümüz üstüne. Bundan sonra anayasa halk oylamasında çıkacak sonuç, herkes tarafından büyük bir olgunlukla karşılanmak mecburiyetindedir.” dedi.
Kurtulmuş, anayasa değişiklik paketinin halk oyuna sunulmasının bile Türkiye demokrasisinin geldiği noktayı, olgunluğunu göstermesi bakımından önemli olduğunu belirtti.
“Eğer Türkiye, çevremizdeki ülkelerden, Ortadoğu’daki, maalesef, büyük kaoslar ve krizler yaşayan ülkelerden birisi olmadıysa bundaki en önemli nedenlerin başında herhalde sandığın ortada bulunması geliyor.” diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Türkiye, darbeler yaşadı, başbakanlar idam edildi, siyasi partiler kapatıldı, işbaşındaki iktidarlar işbaşından alaşağı edildi. Ama ne olursa olsun sonuçta sandık ortada olduğu için sürekli olarak millet kazandı, sürekli olarak sandıkta milletin dediği oldu. Türkiye’de en zor değişimler bile sandık vasıtasıyla gerçekleştirildi. Dolayısıyla biz sandığın gücüne inanırız. Sandığın gücü, milletin iradesinin yegane hakim olması anlamına geliyor. Türkiye de inşallah bu 16 Nisan’da olacağı hesaplanan bu halk oylamasıyla birlikte egemenlik tam manasıyla kayıtsız şartsız milletin olacaktır. Millet, bu süreçte görüşünü, reyini kararını sandıkta ortaya koyacaktır. Ümit ederim ki bu seçim kampanyası aynı şekilde Türkiye demokrasisinin olgunluğuna yakışır bir şekilde sürdürülecektir. ‘Evet’ diyenler ‘Hayır’ diyenler herkes görüşlerini ortaya koyacak, herkes özgür, açık bir seçim kampanyasının parçası olacak, tarafı olacak. Nihayetinde bu kampanya bir siyasi parti kampanyası değildir. Herhangi bir referandum paketidir, anayasa değişiklik paketidir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin onaylanmasıyla ilgili bir değişiklik önerisidir. Biz bu öneriyle milletimizin büyük oranda ‘Evet’ diyeceğine inanıyoruz. Böylece Türkiye’de daha etkin bir yönetimin sağlanacağı, siyasi ve ekonomik istikrarın tam manasıyla sağlanacağı bir yönetim modeline Türkiye’nin geçeceğine yürekten inanıyorum.”
“Herkes istediğini rahatça ortaya koysun”
Anayasa değişiklik paketiyle ilgili oylamanın rejimin mahiyetiyle ilgili bir oylama olmadığının altını çizen Kurtulmuş, bu konuda yanlış anlaşılmaların da ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin rejimi bellidir, cumhuriyettir. Cumhuriyet konusunda, cumhuriyetin nitelikleri konusunda ise en ufak bir tartışma söz konusu değildir. Böyle bir teklif söz konusu değildir. Şu andaki halkın önüne gelecek olan bu anayasa değişiklik paketinde de rejimin mahiyetiyle ilgili en ufak bir şey ne teklif edilmiştir ne ne ihsas edilmiştir. Dolayısıyla burada sadece ve sadece bir yönetim sistemi değişikliğine gidilecek. Bununla ilgili bir düzenleme yapılacak. Halkımızın da bu konuda oy vereceği, karar vereceği kanaatindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Referandum sürecinin şenlik havasında geçmesi temennisinde bulunan Kurtulmuş, “Seçim kampanyasında herkes istediğini rahatça ortaya koysun, konuşsun, karşı taraftaki ötekileştirmeden hakaret etmeden insanlara gruplara farklı siyasi partilere haddini aşan, maksadını aşan sözler söylemeden bu kampanyayı inşallah yürütelim ve Türkiye demokrasisinin önemli bir sınavını daha başarıyla vermiş olalım.” diye konuştu.
Türkiye’nin 16 Nisan akşamında yeni bir dönemin başlangıcını yapacağına olan inancını dile getirerek, “Yeni bir yönetim sistemiyle etkin ve hızlı bir yürütme mekanizmasına kavuşacaktır.” dedi.
“Çok daha yakın bir koordinasyona ihtiyaç var”
Kurtulmuş, konuşmasının ardından bir gazetecinin, El Bab’da Rus uçağının Türk askerlerinin bulunduğu binayı vurmasıyla ilgili olarak koordinasyon eksikliği tartışmalarını hatırlatıp yeni bir gelişme olup olmadığını sorması üzerine, Fırat Kalkanı Harekatı’nın, Türkiye’nin ulusal güvenliğinin ana unsurlarından birisi olduğunu söyledi.
Türkiye’nin, ‘laf olsun’ diye ve Suriye’de herhangi bir yerde toprak elde etmek için bu operasyonu yapmadığının altını çizen Kurtulmuş, operasyon öncesinde Kilis’e ve diğer şehirlere sürekli Suriye’den bombalar, füzeler atıldığını, buradan DEAŞ ve PKK/PYD unsurlarının Türkiye’nin ulusal güvenliğine karşı tehdit oluşturduklarını hatırlattı.
Operasyonun ana amacının ortaya çıkan bu tehdidin tamamıyla yok edilmesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Dünkü olay, tamamen, Rusların da teyit ettiği gibi tamamen bir kaza sonucu ortaya çıkmış bir olaydır. Sayın Putin’in, Sayın Cumhurbaşkanımızı arayıp taziyelerini bildirmesi ve olayın kazaen vuku bulduğunu ifade etmiş olması, bu konuda Rusların yaklaşımını ortaya koyması bakımından önemlidir. Bizim açımızdan olay, bütünüyle aydınlatılmaya çalışılıyor, araştırılıyor. İlk bilgiler, koordine yanlışlığı, yanlış bir koordinasyon. Herhangi bir şekilde maalesef istem dışı medyana gelmiş bir olaydır. Bütünüyle bir kazadır, ilk bilgilere göre. Ama bunun nasıl vuku bulduğu, bu aradaki koordinasyon meselesinin nasıl bu kadar atlandığı da ortaya konulacaktır. Şimdi orada mücadelede anlaşılıyor ki çok daha yakın bir koordinasyona ihtiyaç var.”