Geçmiş dönemlerde ‘yüksek faiz düşük kur’ politikasının uygulandığını anımsatan Özdebir, ‘Neredeyse bir dolar bir lira olacaktı. O zaman da şikayet ediyorduk.
Çünkü bir ülkenin parasının değerini o ülkenin verimliliğinin tayin etmesi lazım. ABD’nin verimliliğine eşit olmalıyız ki Türk Lirası dolar ile eşit değerde olabilsin’ dedi.
Yüksek faizle aşırı değerli olan TL’nin birçok işin Türkiye’de yapılabilmesini imkansız hale getirdiğini kaydeden Özdebir, özellikle nihai ürün üreticilerinin yurt içindeki fiyatlar uygun olmayınca Çin, Hindistan gibi ülkelerden mal aldıklarına dikkati çekti.
SEÇİMDEN SONRA BASKI AZALIR
Özdebir, piyasada çarkların dönmeye devam etmesi adına geçen yıl Kredi Garanti Fonunun (KGF) devreye sokulduğunu anımsatarak, ‘Takibe düşen alacaklarda yüzde 25 düşüş yaşandı.
KGF kredileri içinde takibe düşenlerin oranı yüzde 1’in altında. Bunlar olumlu gelişmeler. Bunun devam etmesi, KGF kredilerinde boşalan limitlerin tekrar kullandırılarak sürdürülmesi lazım’ diye konuştu.
Özdebir, 24 Haziran’daki seçimlerin ardından kur ve enflasyonda yaşanabilecek gelişmelere ilişkin de ‘Seçimden sonra kurlardaki baskının azalacağını, enflasyonun da olumlu istikamette gelişeceğini tahmin ediyorum’ ifadesini kullandı.