Fakültenin Kimya Bölümü Başkanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yunus Erdoğan başkanlığındaki grup, Türkiye’de yüzde 56’sı Kütahya’da bulunan bor madeni ve atıkları üzerinde bilimsel çalışmalar gerçekleştirdi.
Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın en zengin “bor” yataklarının Türkiye’de bulunduğunu söyledi.
Dünya bor rezervinin yüzde 75’inden fazlasının Türkiye’de, Türkiye’deki bor rezervlerinin yüzde 56’sının da Kütahya’da bulunduğunu belirten Erdoğan, “Bu bor rezervleri işletilirken 3,5 milyon tondan fazla da atık oluşmaktadır. Bu atıkların değerlendirilmesi noktasında ciddi çalışmalarımız oldu. Bu konuda birinci olarak yaptığımız çalışma borlu çimentolar. Yaptığımız bu borlu çimentoların nötron tutucu özelliği var. Askeri sığınaklar için nükleer güç santrallerinde ve çevresindeki radyasyon, özellikle nötron kaçaklarını önlemek için kullanılabilecek” diye konuştu.
– “Türk ‘bor’larına daima ihtiyaç vardır”
Erdoğan, borlu çimentonun basınç dayanımı yüksek ve nükleer enerji için vazgeçilmeyecek bir yapı elamanı olduğunu dile getirdi.
Dünyanın, hiçbir zaman Türk “bor”larından vazgeçmeyeceğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yeryüzünde nükleer enerji olduğu müddetçe, özellikle bu radyasyon kaçağı ve radyasyondan da nötron kaçağı olduğu sürece, Türk ‘bor’larına daima ihtiyaç duyulacaktır. Yapılmış olan bu yapı malzemelerine ihtiyaç vardır. Bu yapı malzemelerinin başında, çimentolar gelmektedir. Bizim yaptığımız borlu çimentolar, normal çimentolara göre yüzde 75 daha fazla nötron tutuculuğu olmaktadır. Bu çimentolar ülkemizde yapılacak olan nükleer santraller için vazgeçilmez bir yapı elamanı olacağı ümidindeyiz. Bu çalışmamızın bir milli yarar sağlayacağı gerçektir.”
– Borlu tuğla yüzde 400 daha fazla radyasyonu tutuyor
Erdoğan, ekibin bu çalışmaya iddialı da olsa, “Radyasyona karşı milli kalkan” ismini koyduklarını anlattı.
Bu borlu çimentoların dışında borlu tuğlalar da geliştirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bununla ilgili olarak çok çeşitli tuğlalar geliştirdik. Ayrıca bu borlu tuğlaları nanoteknoloji ile kapladık. Nanoteknoloji ve bor birleşiminden ortaya çıkan tuğla, normal tuğlaya göre (yüzde 400) 4-5 kat daha fazla radyasyon tutmaktadır. Bu tuğlaların basınç dayanımı da çok yüksektir. Bu tuğlaların, nükleer enerjinin kullanıldığı bütün alanlarda bir kalkan olacağı düşüncesiyle üzerinde çalıştık. Bu konuda ben, Yrd. Doç. Dr. Fatih Şen, Yrd. Doç. Dr. Ferda Özmal, Yunus Yıldız, Gaye Başkaya, Esma Erken ve Handan Pamuk’tan oluşan araştırma grubumuz, projeyi tamamlamış bulunmakta.”
Erdoğan, bu projenin ülke için çok yarar sağlayacağı ümidinde olduğunu da sözlerine ekledi.